Erişilebilirlik

‘Türkiye’nin Son Suriye Hamlesi Siyasi ve Psikolojik’


Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney’e göre, Türkiye’nin Suriye konusunda 5’nci maddeyi gündeme getirmesi “caydırma” taktiği

Amerika’nın Chicago kentinde yapılan son NATO Zirvesi’nin en önemli 2 gündem maddesi Afganistan ve füze savunma sistemiydi. Belirlediği takvim çerçevesinde Afganistan’dan askerlerini çekmeye hazırlanan NATO müttefikleri güvenlik sorumluluğunun Afgan güçlerine bırakılması için gerekli temel maddeleri bir kez daha masaya yatırdı.

Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan Yıldız Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney, “NATO kuvvetleri çekilse de müttefiklerin ikili bazda Afganistan’la anlaşmalar imzalaması söz konusu” diyor. Buradan da NATO’nun Afganistan’daki varlığını çeşitli yollarla sürdüreceği anlamı çıkarılmalı.

Türkiye’den Tüm Bölgeye Caydırıcılık Mesajı


Peki bir NATO müttefiki olan Türkiye’nin son dönemde Suriye rejimine yönelik açıklamalarını nasıl yorumlamak lazım? Suriye’den bir saldırı gelmesi halinde ittifakın 5’nci maddesinin yürürlüğe konmasını isteyebileceğini söyleyen Türkiye’nin verdiği asıl mesaj ne? Uzman şunları söylüyor:

“Türkiye aslında kendi askeri unsurları göz önüne alındığında Suriye’nin askeri gücünden çok daha üstün konumda ve kendi sınırlarını koruyabilecek kapasitede. Ama NATO’nun bir parçası olduğu için 5’nci maddeye başvurabilirim dedi. Yani bence buradaki olay aslında siyasi ve psikolojik. Bence sadece Suriye’ye yönelik söylenmekle birlikte aslında Türkiye’nin bir anlamda NATO’nun güvenlik teminatının bir parçası olduğunu tüm bölgeye ilan etmiş olması. Zaten caydırıcılık illa ki o gücün kullanılmış olması anlamına gelmiyor. Ama bu gücün kullanılabileceğini ifade ederek olası bir saldırıyı siyasi ve psikolojik olarak engellemeniz mümkün.”



Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney, füze savunma sistemi konusunda ise şunları söylüyor:

“Soğuk Savaş döneminde ABD’nin müttefiklerine sunmuş olduğu bir güvence ve şemsiye vardı. O dönemde tehdidin başka yerden gelmesi bekleniyordu. Bugün bu tehdidin çeşitliliği de farklılık arz ediyor. Soğuk Savaş döneminde algılanan nükleer caydırıcılık mevzuu şu anda kompleks bir caydırıcılığa dönüştü.”

Prof. Dr. Ateşoğlu Güney, füze savunma sisteminin çok da abartılacak bir konu olmadığını vurguluyor. Uzmana göre bu sistem caydırıcılık açısından tek enstrüman değil. “Algılanan tehditler çerçevesinde bölgedeki balistik füzelerin limitleri var. Savunma sistemlerinin de limitleri söz konusu” diyor Prof. Dr. Ateşoğlu Güney.

Yıldız Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney’le Selin Süer Ünlü’nün yaptığı söyleşinin tamamını aşağıdaki ses dosyasından dinleyebilirsiniz.


XS
SM
MD
LG