Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında yürüttüğü El Bab Operasyonu çerçevesinde bölgeden kayıp haberleri gelmeye devam ediyor.
IŞİD terör örgütünün El Bab bölgesinden temizlenmesi için devam eden operasyonda, Türk askerlerinin yaşamını yitirmesi, operasyonda sıkıntıların mı yaşandığı sorusunu gündeme getirmişti.
Peki Türkiye’nin El Bab operasyonu çerçevesinde verdiği kayıplar neden arttı?
Güvenlik uzmanı Mete Yarar, Türkiye’nin sivillerin yaşadığı bölgelerde hassas davrandığını, sivillerin zarar görmemesi için hava desteğinden ve topçu desteğinden vazgeçtiğini ifade etti. Yarar, Türkiye’nin sivillerin zarar görmemesi için daha çok kara unsurlarına başvurduğunu, bu durumun da şehit sayısını artırdığını kaydetti.
Türkiye’nin El Bab’da sadece IŞİD ile değil aynı zamanda PYD ile mücadele ettiğini ve adını koyamadığı müttefik ya da müttefik olmayan ülkelerin ambargosuyla karşılaştığını belirten Mete Yarar, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin El Bab’da karşılaştığı en büyük sorunun bu olduğunu belirtti.
'Keşke müttefik Amerika'yla Rusya'dan daha çok çalışabilseydik'
El Bab operasyonunda Türkiye’nin Amerika’dan beklediği desteği görmediği görüşünü dile getiren Yarar, sözlerine şöyle devam etti:
“İnsan isterdi ki El Bab operasyonunda, müttefik dediğimiz Amerika’yla Rusya’dan daha çok çalışabilseydik. Amerika, El Bab’da bize hava desteği vermezken, NATO dışındaki başka bir ülkeden destek aldık. Sorun bence müttefiklik ilişkisi içerisindeki problemden kaynaklanıyor.”
'Musul, Rakka ve El Bab IŞİD'in vazgeçmek istemediği üçgen'
IŞİD’in önem verdiği üç şehirden birinin El Bab olduğunu belirten Yarar, Musul, Rakka ve El Bab’ın bir üçgen olduğunu ve IŞİD’in bu üç bölgeden de vazgeçmek istemediğini kaydetti.
Mete Yarar’a göre IŞİD, Musul’a ne kadar asılıyorsa El Bab’a da o kadar asılıyor ve 'kasaba diye küçümsenen yer', onlar için aslında bir kasabadan çok daha fazla bir şeyi ifade ediyor.
Peki El Bab, IŞİD için neden bu kadar önemli ve neden bölgede bu kadar kayıp vermeyi göze alarak direnç oluşturuyor? Güvenlik uzmanı Mete Yarar'a göre, bunun birkaç nedeni var:
“El Bab, bombalı araçların imalatının yapıldığı yerdir, kuzey Suriye’nin lojistik merkezidir, aynı zamanda eğitim merkezidir. El Bab’ın önemini bilmeyenler, El Bab’ı yalnızca küçük bir kasaba diye nitelendirdiğinde, IŞİD’in neden bu kadar direndiğini de anlamıyorlar.”
IŞİD’in El Bab’ı kaybetmesi halinde Suriye’nin kuzeyini tamamen kaybedeceğini söyleyen Yarar, bu durumda IŞİD’in bölgede artık hiçbir şekilde faaliyette bulunamayacağını ve Fırat’ın tamamen doğusuna doğru kaymak zorunda kalacağını belirtti.
'İran Türkiye'ye karşısına almak istemeyecek'
El Bab operasyonunun, birçok kişi tarafından Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ve azminin test edildiği bir yer olarak görüldüğünü söyleyen Yarar’a göre, El Bab’ın düştüğü andan itibaren birçok kişi Türk Silahlı Kuvvetleri ve siyasetle farklı bir şekilde konuşmaya başlayacak.
Şii milislerle Suriye ordusunun, El Bab’da zaman zaman Türk ordusunun direncini test edeceğini ifade eden Yarar’a göre, İran, Amerikan baskısıyla ilerlediği noktada Türkiye’yi de karşısına almak istemeyecek, bu yüzden de bu direnci çok fazla uzatmayacak, yani, “İran-Amerikan ilişkilerinin gerginleşmesi, otomatik olarak İran-Türkiye yakınlaşmasına yol açacak.”
