Panama bandıralı West Capella Fransız Total ve İtalyan ENI adına Güney Kıbrıs’ın güneyindeki 11. parseldeki çalışmalarını Fransız donanmasına ait iki firkateynin uzaktan nezaretinde sürdürüyor.
Sabitleme prosedürünü tamamlayan West Capella’nın birkaç gün içinde söz konusu parselde sondaj çalışmalarına başlaması bekleniyor.
Panama bandıralı geminin deniz tabanının dört bin beş yüz metre altına kadar delme kapasitesine sahip sondaj matkabı bulunuyor.
Türkiye de süreci yakından takip ediyor
2 firkateyn ve bir denizaltıyı bölgeye gönderen Türkiye, Barbaros gemisiyle de sismik araştırma yapacak
Dün Gökçeada firkateyninin “sondaj faaliyetinde bulunabileceği değerlendirilen” West Capella’yı izlemek için TGC Gökçeada firkateynini bölgeye sevk ettiğini açıklayan Genelkurmay Başkanlığı, bugünkü bilgi notunda TCG Gaziantep ile bir denizaltının da Doğu Akdeniz’de keşif gözetleme yapmakta olduğunu açıkladı.
Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de Kıbrıs adası çevresindeki faaliyetleri bununla sınırlı değil.
Ankara, Mersin’in Taşucu limanında bulunan sismik araştırma gemisi Barbaros Hayrettin Paşa’yı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Güzelyurt kenti açıklarına gönderdi.
2011 yılında inşa edilen gemi, 2013’ten beri Türkiye’nin petrol ve doğalgaz envanterini ortaya çıkarmak Türkiye Petrolleri adına çalışıyor.
Albayrak: Güzelyurt’taki çalışmalarımızın ardından Akdeniz’de etkin rol oynayacağız
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, 22. Petrol Kongresi sonrası bir araya geldiği gazetecilerle yaptığı görüşmede Türkiye’nin almış olduğu bu kararı teyit etti.
Barbaros Hayrettin Paşa gemisinin daha önce Magosa’da çalışmalar yaptığını söyleyen Albayrak, “Güzelyurt’taki bu çalışmalarımızla birlikte biz artık Akdeniz’de çok daha etkin bir rol oynayacağız. Bu aramalardan sonra sismik detay, analiz, raporlardan sonra biz aramacılık ve sondaj altyapımıza kavuşmak için kendi alacağımız sondaj gemisi ve platformlarla birlikte inşallah Akdeniz’de bu etkinliği çok farklı bir şekilde icra edeceğiz. Akdeniz önemli bir bölge. Enerji kaynakları noktasında son yıllarda öne çıkan bir bölge. Türkiye olarak bizim çok büyük bir kıyı şeridimiz var, kara sularımız var, Kıbrıs’la işbirliğimiz var. Türkiye bundan sonra önce Magosa’ydı şimdi Güzelyurt’a gidiyoruz” dedi.
“Türkiye hakkını kimseye yedirmez”
Güney Kıbrıs’ın ilan ettiği münhasır ekonomik bölgede enerji şirketlerinin çalışma yapmasına tepki gösteren Enerji Bakanı, bu konudaki uyarılarını bu şirketlere ilettiklerini belirtti.
“Bu konuda uyarı yaptığımız, hakikaten hukuki sorunu çözülmeden, yarın bugün riskler taşıyan sahalarda iş yapmak aslında bu halka açık uluslararası şirketler için de çok doğru bir adım değil. Bununla ilgili olarak bu firmaların bazılarıyla çok verimli görüşmeler yaptık. Ancak bazı firmalar bu yönde hareket etmiyor. Bu firmalara çok açık ifade ettim, bu davranış, uluslararası hukuki noktadaki sıkıntılı duruş, bizce doğru olmayan gayri hukuki yanlış duruş, devam ettiği sürece Türkiye Cumhuriyeti, enerji piyasaları noktasında onların bu duruşuna olumlu bakmayacağız.”
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, enerji şirketlerinin faaliyetlerinde ısrar etmeleri halinde Türkiye’nin konuyu uluslararası mahkemelere götürebileceğinin mesajını verdi.
“Çünkü biz Türkiye olarak ‘bölgesel barış’ diyoruz, ‘buna katkı yapalım’ diyoruz. Birileri de ‘ben yaptım oldu’ diyor. Hukuk nerede o zaman? Haydi mahkemelere. Kimse kusura bakmasın biz muz cumhuriyeti değiliz. Türkiye Cumhuriyeti, bir devlet. Hakkını ve uluslararası hukukunu da kimseye yedirmez. Bunun mücadelesini de her anlamda hukuk içerisinde sonuna kadar verir.”
Kıbrıs’ın garantör ülkelerinden biri olan Türkiye’nin Güney Kıbrıs Yönetimi’nin “parsel parsel sahaları belirlerim, harita çizerim, üçüncü kurumlara şirketlere bunları ben ihale ederim, ondan sonra araştırır alırım” yaklaşımını reddettiğini yineleyen Albayrak, bugüne kadar yapıcı rol oynayan Ankara’nın son tablodan rahatsız olduğunu ifade etti.