16 Nisan Referandumu sonrası hayır bloğunda yer alan çevrelerin dikkate değer bir bölümünün temsiliyetine sahip siyasetçi, akademisyen, yazar, sivil toplum aktivisti, sanatçı, gazeteci İstanbul’da yeni bir muhalefet yaklaşımı için bir araya geldi.
Yaklaşık bin dört yüz kişinin imzaladığı “Yan Yanayız Bir Aradayız” başlıklı bildiriyi tiyatrocu Tilbe Saran okudu. Bildiriyle toplumsal muhalefet “güç birliği”ne davet edildi:
“Yüzbinlerce kamu çalışanını, siyasetçiyi, akademisyeni, medya, yargı ve güvenlik mensuplarını haksız, hukuksuz keyfî uygulamalarla, tutuklamalarla, baskılarla tasfiye eden despotik siyasetin yarattığı bütün mağduriyetlere hayır diyoruz! Korku, gerilim ve kutuplaştırma siyasetinden güç devşirenlere karşı; ülkemizin geleceğinden sorumlu tüm yurttaşları, farklı kanaat önderlerini, sivil girişimleri, siyasi partileri güç birliğine çağırıyoruz!”
“Kutuplaşmak ayrıştırılmak istemiyoruz”
OHAL’in bir an evvel kaldırılmasını savunan imzacılar bildiri aracılığıyla kamuoyuna çağrıda bulundu.
“Bizler kutuplaşmak, birbirimize düşmanlaşmak, Türk-Kürt, dindar-laik, evetçi-hayırcı diye bölünmek, onlar-bunlar diye ayrıştırılmak istemiyoruz. İnancımızı, dinimizi, dilimizi, kültürümüzü, hayat tarzımızı kendi seçtiğimiz gibi, özgür, eşit, korkusuz, huzur içinde yaşamak; birbirimize güvenmek, dayanışmak istiyoruz”
Ahmet Türk: Referandumda halkın önemli kısmı tekçi anlayışa itiraz etti
İki buçuk ay cezaevinde kaldıktan sonra Şubat ayında cezaevinden çıkan Kürt siyasetinin en önemli isimlerinden Ahmet Türk de eski milletvekillerinden Hasip Kaplan’la birlikte toplantıya katıldı.
Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan Türk, “Yaşadığımız süreç demokrasi için birliğe ne kadar ihtiyaç duyduğumuzu ortaya koyuyor. Farklı kimliklerden, farklı inançlardan, farklı ideolojilerden insanlar demokrasi için çaba harcıyor ben de bunu destekliyorum. Referandumda halkın önemli bir kısmı tekçi anlayışa itiraz etti. Bir musibet bin nasihatten iyi derler. Yaşadığımız şeyler bizim ortaklaşmamız gerektiğini gözler önüne serdi” dedi.
Kazım Güleçyüz: İsyanımız, evrensel hakların ayaklar altında çiğnenmesine
Yeni Asya gazetesi, bugün FETÖ olarak nitelendirilen Gülen cemaatinin dışında kalan en güçlü Nurcu yapı.
Daha önce bu tür toplantılarda görülmen gazetenin genel yayın yönetmeni Kazım Güleçyüz de “Yan Yanayız Bir Aradayız” buluşmasına katıldı. Kısa bir konuşma yapan Güleryüz, sık sık Said-i Nursi’nin sözlerinden örnekler verdi.
Güleçyüz, “İkinci Meşruiyet’i destekleyen Said-i Nursi, kanun, adalet, kanun ve meşveretin önemine vurgu yapar. Meşveret işlerin danışmayla istişareyle çözülmesi demektir. Said-i Nursi aynı zamanda şahsiyet-i riyasete karşı çıkar. Bugün terminolojisiyle söyleyecek olursak şahsa dayalı bir başkanlığa karşıyım der. Masuma vurgu yapar. Bir gemide 1 masum 99 cani olsa hiçbir adaletle o gemi batırılamaz der. Ancak terörle mücadeleden başlayarak son dönemdeki tutuklamalar ihraçlardan ne kadarı masum ne kadar suçlu bilmiyoruz. Evrensel hakların ayaklar altında çiğnendiği bir süreçteyiz, isyanımız buna” dedi.
Prof. İslam: Bir muktedir buyrukları hukukun üstüne çıkıyorsa ara dönem yaşıyorsunuz demektir
İslami gelenekten gelen ve 15 Temmuz sonrası çıkarılan KHK’yla Kafkas Üniversitesi’nden ihraç edilen HAS Parti kurucularından Cihangir İslam da bildiriye imza attı.
Prof. İslam, Türkiye’nin bugün bir ara dönem koşulları yaşadığı görüşünde:
“28 şubat devam ediyor gibi. Bir ara dönem var ve 15 yıldır bir iktidar altında yönetiliyoruz. Neden böyle diyorum, bir muktedirin emir ve buyrukları hukukun üstüne çıkıyorsa işte o zaman olağanüstü dönemdesiniz demektir. Fakat referandumda Türkiye’nin, gidişatını alt üst eden bir şey oldu ve %49 farklı bir şey söyledi. Bu mesajı herkes iyi okumalı.”
Prof. Çelikel: İnsan hakları, demokrasi ve laiklik ortak paydasında buluşursak birlikte yaşam, barış ve özgürlüğü yakalayabiliriz
Atatürkçü çizgisiyle uzun yıllardır faaliyet yürüten Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin genel başkanı Prof. Aysel Çelikel de bu oluşuma umutla bakan isimlerden.
Bir dönem adalet bakanlığı görevi de yapan Prof. Çelikel, Amerika’nın Sesi’ne yaptığı açıklamada, “Herkesin bir hayali var. Bir ortak payda da buluşmamız gerekiyor. Bu ortak payda herkesin kendi kimliklerini fikrini savunmasıyla mümkün olmaz. Ben diyorum ki bu kimlikleri bir süreliğine unutarak ama bir ortak paydada yani insan hakları, demokrasi ve laiklikte birleştiğimizde birlikte yaşam, eşitlik, barış ve özgürlüğü yakalayabiliriz diye düşünüyorum” dedi.
Bildiriyi bu isimler dışında CHP’li milletvekilleri İlhan Cihaner, Fikri Sağlar, Zeynep Altıok, Mehmet Bekaroğlu, Barış Yarkadaş; HDP milletvekilleri Filiz Kerestecioğlu, Garo Paylan; AKP kurucuları Ertuğrul Yalçınbayır, Fatma Bostan Ünsal, Ertuğrul Günay; sanatçılar Genco Erkal, Orhan Alkaya, Müjde Ar, Zülfü Livaneli ile Rakel Dink ve Türkan Elçi’nin de aralarında bulunduğu 1400’ü aşkın isim imzaladı.