Amerika Dışişleri Bakanlığı’nın 2011 İnsan Ticareti Raporu'nda Türkiye de yer aldı. Raporda Türkiye için, “Erkek, kadın ve çocukların seks ticareti ve kendi rızaları dışında çalıştırılmak için toplandığı, götürüldüğü ve başka yerlere taşındığı ülke” ifadeleri kullanıldı.
Raporda Türkiye, insan ticareti mağdurlarının korunmasıyla ilgili yasanın asgari gereksinimlerini karşılamasa da bu standartlara ulaşmak için önemli çaba sarf eden ülkelerin yer aldığı ‘İkinci Sınıf’ kategorisinde tutuldu. Türkiye'de fuhuşa zorlanan kadın ve çocukların ağırlıklı olarak eski Sovyetler Birliği ve Doğu Avrupa kökenliler olduğu vurgulanıyor.
Amerika Dışişleri Bakanlığı raporunda Türk hükümetine bir takım öneriler de yapılıyor. Bunlar:
1. İnsan ticaretiyle mücadele amaçlı özel yasa çıkarılması,
2. Ülke içinde insan ticaretini önleyecek adımlar atılması,
3. Suçluların etkin biçimde yargı önüne çıkarılarak cezalandırılması.
Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Sosyal Politika Programı Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Umut Beşpınar'a raporda altı çizilen unsurların nedenini sorduk.
Amerika'nın Sesi'nin sorularını yanıtlayan Beşpınar, “Türkiye’de insan ticareti tanımında bile bir ortaklık yok” diyor. Türkiye'nin bazı dezavantajlarının olduğunu vurguluyor Beşpınar. Bunlar arasında göç açısından bir geçiş ülkesi olması; bir diğeri ise "görece" liberal sınır politikaları yani Avrupa ülkelerine geç etmek isteyenlerin Türkiye'den geçerken Türkiye'de kalma kararı almaları.
"Emek Ticaretini Alanlar Bunun Bir İnsanlık Suçu Olduğunun Farkında Değil"
Beşpınar, insan ticaretini örgütleyen, teknolojik açıdan donanımlı mekanizmalar olduğunu söylüyor. "Bu mekanizmalar çok esnekler. Hukuki bir önlem alındığında bunlara uyacak yöntemler geliştiriyorlar" diyor Yrd. Doç. Dr. Umut Beşpınar.
Yaşlı ve hasta bakımı için Türkiye'ye giren kadınların aracı şirketler tarafından evlere yerleştirildiğini anlatan Beşpınar, "Bu kadınlar yasal yollardan giriyorlar. Hizmeti alanların evlerinde çalışamaya başlıyorlar. Sonra aracı şirketler, hizmeti alanlara bu kadınların pasaportlarına el koymalarını tavsiye ediyor" diyor. Beşpınar, emek ticaretini alanların bunun bir insanlık suçu olduğunun farkında olmadığını da söylüyor.
Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Sosyal Politika Programı Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Umut Beşpınar'la söyleşimizin tamamını aşağıdan dinleyebilirsiniz.