Birleşik Haziran Hareketi’nin çağrısıyla İstanbul Kartal’da düzenlenen “Saltanata Teslim Olmayacağız” mitingine yaklaşık 10 bin kişi katıldı. Mitinge katılma kararı aldığı için özellikle sosyal medyada FETÖ ve PKK’yla işbirliği yapmakla suçlanan Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanlığı, pazar günü üyelerine gönderdiği sms’lerde “provokasyona açık bir ortam oluştu”ğunu gerekçe göstererek Kartal’a gitmekten vazgeçti.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü miting alanında geniş güvenlik önlemleri aldı. Katılımcılar üç ayrı noktada polis tarafından arandıktan sonra alana girdiler.
Kartal Meydanı’nda ağırlıklı olarak “Özgür basın susturulamaz”,“OHAL kaldırılsın, KHK'lar durdurulsun”, “Laikliği kazanacağız”, "Demokratik siyaset engellenemez”, “Başkanlığa hayır” dövizleri dikkat çekiyordu.
Mitingde tecavüz önergesi büyük tepki gördü
Mitinge katılan hemen hemen bütün kortejlerde tecavüzden tutukluların tahliyesine izin veren önergeyle ilgili döviz ve pankartlara yer verilmesi dikkat çekti. Halkevleri “Tecavüzcüyü aklamanıza izin vermiyoruz, 25 Kasım’da alanlardayız” yazılı pankart taşırken alanda “tecavüz suçtur, meşrulaştırılamaz” yazılı çok sayıda döviz vardı.
Üzerinde Atatürk resmi bulunan Türk bayrağıyla mitinge katılan Ömer Faruk Rişvanoğlu, Amerika’nın Sesi’ne Atatürkçü, sosyal demokrat ve 68 kuşağı mensubu bir cumhuriyetçi olduğunu ve ülkede yaşananlardan rahatszılık duyduğunu söyledi.
Rişvanoğlu, “darbeye de irticaya da diktaya da başkanlığa da karşıyız. Bu ülke böyle giderse İran’a ya da Suudi Arabistan’a dönüşecek. Ben o gün çocuklarım torunlarım arkamdan konuşmasın diye, onlar daha özgür bir ülkede yaşasınlar diye buradayım. Bizim düzenimizi allak bullak ediyorlar ama bilsinler ki Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet ilelebet yaşayacaktır” dedi.
Neden mitinge katıldılar?
Kendisinin CHP Maltepe örgütünden olduğunu söyleyen Celal Keser ise CHP’nin kurumsal olarak katılmadığını ama CHP’lilerin az da olsa alanda olduklarını ifade etti.
Keser, “ Maltepe’de Kartal’da öyle şeyler oluyor ki Türkiye’nin haberi yok. Alevilerin yoğun olarak yaşadığı yerlerde okullara parklara Yavuz ismi konuyor. Sürekli Osmanlı övgüsü yapılıyor da bu Alevi katliamlarını kim yaptı? Son padişah Vahdettin tahtını halkını bırakıp kaçmadı mı? Bu sünni milliyetçilik bizi endişeye sevk ediyor” dedi.
15 Temmuz Darbe Girişimi’nden sonra Türkiye genelinde muhalefet sokaklara uzak duruyordu. Bunda Keser’in bahsettiği endişe ve korkuların da rolü büyük. HDP Sarıyer teşkilatıyla mitinge gelen Işıl Karaba da bugüne kadar benzer duygular yaşadıklarını söylüyor.
“Evet ben de korkuyordum. Sokağa çıkıp sesi yükseltirsen başıma olumsuz şeyler gelebileceğinden endişe ediyordum. Ama en son Perşembe günü TBMM’de yasalaştırmak istenen önerge benim için bardağın taşması oldu. Burada çok coşku yok. Ama bunda benim gibi ilk kez böyle bir eyleme katılanların büyük rol oynadığını düşünüyorum” dedi.
Öğrenciler ve Karadeniz İsyandadır grubu da Kartal'daydı
"Projeniz değiliz, öğrenciyiz; karanlığa teslim olmayacağız" pankartı taşıyan yüz kadar lise öğrencisi de alandaydı.
11 Kasım'da İçişleri Bakanlığı'nın kararıyla kapatılan 370 dernek arasında yer alan Çağdaş Hukukçular Derneği'ne mensup avukatlar da sık sık "gözaltılar, tutuklamalar, baskılar bizi yıldıramaz" sloganı attılar.
Doğa savunucusu kimliğiyle tanınan Karadeniz İsyandadır grubunun açtığı " elbet bu darlukların vardır bir genişluği" pankartı da büyük alkış aldı.
Dr. Bekmen: Muhalefet dağınık bu nedenle de moralsiz
Gerçekten de alan çok renkli olsa da büyük bir coşku yaşanmıyordu. Ses tertibatı iyi olmadığı gibi sahnede güvenlik şeridinin ardında Kartal Belediye binasının yanında toplanan kalabalık net bir şekilde görülemiyordu.
Kendisi de alanda bulunan siyaset bilimci Dr. Ahmet Bekmen, ruh eksikliğini şöyle açıkladı.
“Birincisi bu eylem Birleşik Haziran Hareketi’nin sahiplendiği bir eylem. Bu nedenle HDP’liler istediği gibi slogan atamadı. Zaten CHP’liler son anda kurumsal olarak alana gelmekten vazgeçti. Bu durum 15 Temmuz sonrası muhalif siyasetlere egemen olan moralsizlik haliyle birleşince umulanın altında sönük diyebileceğimiz bir eylem oldu. Bence katılımda beklentinin uzağında. Ben kitlelere baktım EMEP, Halkevleri gibi örgütler daha önce böyle eylemlere bin civarında bir kalabalıkla katılırken bugün 300-400 kişi ile katıldılar. Açıkçası hızlı karar alındığından ön çalışması da yeterince yapılamadı. Benim etrafıma solcu bildiğim birçok kişinin ‘Teslim Olmayacağız’ mitinginden haberi yoktu” dedi.
İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü öğretim üyesi Bekmen’e göre, hem alanda hem de genel olarak memleket siyasetindeki dağınıklıkta CHP’nin kafa karışıklığı önemli bir oynuyor.
“CHP buraya gelmekten vazgeçti. 3 Aralık’ta ‘Türkiye’yi böldürmeyeceğiz’ mitingi yapılacak. Adana mitingiyle başlayacak bu dizide hedef MHP kitlesini yanına çekmek. CHP, yalnız bugün değil 15 Temmuz’dan önce de MHP kitlesini belli bir yere çekmek için uğraşıyor. MHP kitlesini destabilize ediyor, kendi kitlesini bir onu bir bunu diyerek tutmaya çalışıyor. Bu aslında sayı siyaseti yapmak. Ben bunun yanlış olduğunu böyle durumlarda kimyevi reaksiyonların önemli olduğunu düşünüyorum.”
Erkan Baş: "Laiklik ekmek kadar su kadar önemli"
“Bu daha başlangıç, mücadeleye devam” sloganıyla kürsüye çıkan Birleşik Haziran Hareketi Yönetim Kurulu üyesi Erkan Baş, Türkiye halklarını birleştirmek ve iktidara meydan okumak için bu mitingi düzenlediklerini belirtti.
Baş, “Kopkoyu bir karanlıktan geçiyoruz bu karanlık sürece ancak ve ancak emekçi halklarımız son verecek. İktidar eliyle sürdürülen yıkım politikalarının karşısında duruyoruz. Laiklik ekmek kadar su kadar önemlidir. Temsilcileri cezaevine atılan Kürt halkının sesini duymak zorundayız. Laiklik için sokağa dökülen düşünceleri için gözaltına alınan gazetecilerin de sesini duymaktayız. Evimizde oturup birilerinin bizi kurtarmasını bekleyemeyiz. Ülkenin bütün halklarının iktidara el koymasından başka bir kurtuluş yoktur. Bedeli ne olursa olsun geri adım atmayacak teslim olmayacağız” dedi.
HDP’li Erbaş: "Diyarbakır düşerse İzmir de düşer"
Mitingdeki en büyük kitlelerden biri olan Halkların Demokratik Partisi İstanbul İl Eş Başkanı Doğan Erbaş ise herkesi güç birliğine çağırdı.
Erbaş, “Gün bu siyasi darbeye karşı daha fazla bir araya gelme, güçlerimizi birleştirme günüdür. Diyarbakır düşerse İzmir de düşer, Hakkari düşerse Çanakkale de düşer. Yerelde işbirliği ve güç birliği yapmazsak merkezlerden konuşulanlar hayata geçmiyor. Bu nedenle bu miting İstanbul’da yeni bir düzenin başlangıcı olabilir” dedi.