Türkiye’nin kutuplaşmış medya sektöründe geçen yıl ulusal yayına başlayan Olay TV, ana akım bir haber kanalı olmayı hedefliyordu. Ancak genel kanalın ömrü sadece 26 gün sürdü. Genel yayın yönetmenine göre kapanma gerekçesi hükümet baskısıydı.
Kanal, yerel yayın için mevcut lisansı olan Cavit Çağlar ile yatırım yapacak sermayesi bulunan işadamı Hüseyin Köksal arasında bir ortaklık olarak kuruldu.
Ancak yayına başlanmasının üzerinden bir ay geçmeden eski bir bakan olan işadamı Çağlar, anlaşmadan çekildi ve yaptığı açıklamada kanalın editoryal çizgisinin Kürt yanlısı HDP’ye fazla yakın olmasından rahatsız olduğunu söyledi.
Ancak istasyonun eski genel yayın yönetmeni, hükümet yetkililerinin Çağlar'a personelde değişiklik yapmasını tavsiye ettiğini öne sürdü Süleyman Sarılar Aralık ayında yayınların sona ereceğini duyururken, Çağlar'ın sunucuların ve muhabirlerin yerine hükümet yanlısı gazetecileri getirerek kanalın editoryal duruşunu değiştirmesi için "hükümetin yoğun baskısı altında" olduğuna işaret etti.
Amerika’nın Sesi (VOA) Cavit Çağlar’a ulaşamadı; ancak işadamı Habertürk'e verdiği röportajda hükümetin baskısını yalanladı ve çekilme kararının kendisine ait olduğunu söyledi.
Olay TV, Türk medya sahnesine çoğulculuk katma umuduyla ve tüm ana partilere önyargısız yaklaşma planıyla yayın hayatına başladı.
Ancak Türk yönetimi, basın kuruluşlarını kapatarak, davalar açarak, tutuklamalarla veya kayyum atama yoluyla bağımsız veya muhalif medyayı neredeyse tamamen ortadan kaldırdı.
İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne göre, hükümeti eleştiren haber yapan TV veya radyo istasyonları, bağımsız medya düzenleme kurumu Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'ndan (RTÜK) para cezaları ve yaptırımlarla karşı karşıya ve Türkiye en fazla gazetecinin hapiste olduğu ülke. Sınır Tanımayan Gazeteciler’in (RSF) 2020 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde 180 ülke arasında 154’üncü sırada yer alan Türkiye, hak grupları ve analistler tarafından ifade özgürlüğü kısıtlamaları nedeniyle eleştiriliyor.
Yayıncıları denetleyen ve yayın ruhsatı veren RTÜK, VOA'in yorum taleplerine yanıt vermedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu ayın başlarında medyaya baskı iddialarını reddederek, Türkiye'nin basın özgürlüğünden asla vazgeçmeyeceğini, hükümetinin terör propagandasıyla mücadele etmeye çalıştığını söyledi. Ancak, hak grupları ve analistlere göre ülkede gazetecileri hapse atmak için sıklıkla kullanılan terörle mücadele yasaları, yetkililerce muhalefeti önleme amacıyla kullanılıyor.
Kanalın yeninden yayına başlaması
Olay TV'nin en büyük hissedarı Çağlar, kanalı 1994 yılında Bursa’da yerel yayın amaçlı kurdu. Ancak kanal ekonomik sorunlar nedeniyle 2019’un Kasım ayında kapandı.
Çağlar, 2020’nin Eylül ayında ise kanalı yeniden faaliyete geçireceğini ancak bu sefer merkezinin İstanbul’da olacağını ve ulusal yayın yapacağını açıkladı.
Ancak kanal daha ilk günden, ana muhalefetteki CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun hissedar olduğu iddialarına karşı kendisini savunmak zoruna kaldı. İmamoğlu ve Çağlar iddiaları yalanladı.
Süleyman Sarılar'a göre Olay TV'nin temel sorunlarından biri Köksal gibi yatırım yapacak sermayesi ve RTÜK'ten yayın ruhsatına sahip birini bulmanın zorluğuydu.
Sarılar VOA'ye yaptığı açıklamada, yayın ruhsatı ve teknik altyapıyı sağlayacak mali sermayenin en önemli iki şey olduğunu söyledi.
Sarılar’a göre Çağlar ve Köksal bu konularda anlaştı. Bina, teknik ekipman, personel gibi lojistik altyapıyı Köksal sağlayacak, kanal Çağlar'ın ruhsatı ile yayın yapacaktı. Sarılar, planın kanalın yayına başlamasıyla Çağlar'ın hisselerini Köksal'a devretmesi olduğunu söyledi.
Ancak kısa süre sonra iddialar su yüzüne çıktı, hükümet yayınlardan memnun değildi ve istasyonun muhalefetteki HDP'ye çok fazla zaman ayırdığı görüşündeydi.
Hükümet tarafından PKK ile bağlantılı olmakla suçlanan HDP bu iddiayı yalanlıyor. PKK, Ankara ve Washington tarafından terör örgütü kabul ediliyor.
Yayın ruhsatı
Olay TV'deki bu ortaklık, yayına geçmek için yeni bir ruhsat başvurusunda bulunmasına gerek olmadığı anlamına geliyordu. Bazı medya analistleri, RTÜK'ü ruhsat başvurularını değerlendirirken önyargılı olmakla suçluyor.
Teoride, RTÜK'ün şartlarını karşılayan ve uygun belgelerle başvuran bağımsız bir basın kuruluşunun yayın ruhsatı alabilmesi gerekir. Başvuru sahipleri idari yapıları, yayın türleri ve bir istasyonu işletmek için mali yeterlilikleri hakkında ayrıntılar sunar.
Ancak bazı medya gözlemcileri, RTÜK'ün siyasi müdahale nedeniyle tarafsız ve bağımsız hareket edemediği görüşünde.
RTÜK'ün dokuz üyesi, siyasi partilerce TBMM’deki temsil oranlarına göre aday gösterilir. Şu anda iktidardaki AKP ve müttefiki MHP çoğunluğu elinde tutuyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün kıdemli Türkiye uzmanı Emma Sinclair-Webb, VOA'ye verdiği demeçte, "Türkiye'de iktidardaki herhangi bir hükümet RTÜK'ü kontrol edebilir çünkü yapılanması sorunlu" diyor.
Eski RTÜK üyesi ve medya ombudsmanı Faruk Bildirici de, RTÜK üyelerinin hükümetteki iktidar yapısını yansıttığı göz önüne alındığında, muhalefet yanlısı sayılabilecek bağımsız TV kanallarına karşı güçlü bir önyargı olasılığı bulunduğunu ve bunun da ruhsat sürecini engellediğini söyledi.
AKP’nin aday gösterdiği Ebubekir Şahin, RTÜK Başkanı. Şahin, Mayıs ayında katıldığı bir video konferansta, Cumhurbaşkanı Erdoğan da dahil olmak üzere hiç kimsenin RTÜK'teki kararları için talimat vermediğini söyledi.
Ancak Şahin yine de "Erdoğan'ın talimat ve önerilerini emir olarak kabul edeceğini" belirtti.
Faruk Bildirici, bağımsız medya kuruluşları RTÜK'ün keyfi bürokratik engellerini aşma mücadelesi verirken, hükümet yanlısı medya için ruhsat almanın daha sorunsuz olduğunu söyledi.
Bu engelleri aşmak için bazı bağımsız medya yatırımcıları, halihazırda ulusal uydu operatörü TÜRKSAT'tan frekansları ve RTÜK'ten yayın ruhsatı bulunan yerel TV kanallarını satın alıyor.
Böylelikle yatırımcılar önceki sahibi kağıt üzerinde tutabiliyor; ancak haber merkezini değiştirebiliyorlar.
Ancak bu geçici çözüm de bir ruhsata hızlı erişimi her zaman garanti etmiyor.
Hükümeti sık sık eleştiren Sözcü gazetesi, 2020’nin Şubat ayında TÜRKSAT uydusu üzerinden yayın yapan Sivas SRT'yi satın aldı. Gazete daha sonra kanalın logosunu değiştirmek ve Sözcü TV'yi başlatmak için RTÜK'e başvurdu.
RTÜK başvurusu, 11 ay geçmesine rağmen hala sonuçlanmadı.
Yayınlar eleştirildi
Olay TV meselesinde ise Süleyman Sarılar’a göre, ruhsat sahibi hükümet baskısı altında. VOA’ye konuşan Sarılar, ana akım olmayı ve herkese eşit mesafede kalmayı amaçlayan yayın politikalarından hükümet çevrelerinin rahatsız olduğunu ve Cavit Çağlar'a bu ekiple kanalı açmamasının söylendiğini bildiğini kaydetti.
Sarılar, "Bazı arkadaşlarımla yolumu ayırmam istendiğinde, böyle bir şey yapamayacağımı söyledim" diyerek personeli işten çıkarmayı reddettiğini anlattı.
Bağımsız İstanbul milletvekili ve araştırmacı gazeteci Ahmet Şık da Cumhurbaşkanlığı’nın kanaldan kovulacak kişilerin ve bunların yerini alabilecek diğer kanallardan gazetecilerin bir listesini hazırladığını iddia etti.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, VOA'in yorum talebine yanıt vermedi.
Çağlar, Olay TV'nin fişini çekmek için baskı altında olduğu iddialarını reddetti; bir röportajında da yayınlardan rahatsız olanın kendisi olduğunu söyledi.
Çağlar, "Bu arkadaşlar diğer partilerin grup konuşmalarından küçük bölümler yayınlarken tutup da HDP’nin grup toplantısının tamamını verince bu beni çok rahatsız etti. Bunu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne meydan okuma olarak algıladım. O nedenle devam etmeme kararı aldım" dedi.
Bazı medya gözlemcileri, HDP'nin grup toplantısı yayınlarının yasadışı olarak algılanmasının, Olay TV'nin bir tür baskı altında olduğunu gösterdiğini söylüyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nden Sinclair-Webb, "Meclis’te üyeleri bulunan demokratik olarak seçilmiş ancak büyük bir hükümet baskısı altında bir partiye yayınlarda yer vermek, hiçbir televizyon kanalı için sınırlarının dışında bir şey olmamalı" diyor.
HDP milletvekili Dilşat Canbaz Kaya, geçen ayın sonlarında Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'a bu iddialarla ilgili sorular yöneltti; ancak yanıt alamadı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Direktörü Fahrettin Altun da Kaya'nın sorusuna doğrudan yanıt vermedi; ancak Twitter'dan yaptığı paylaşımda HDP'nin PKK'nın talimatı olmadan konuşamayacağını savundu.
Olay TV'nin ulusal yayıncılık hedefi rafa kaldırıldı. Cavit Çağlar ve Hüseyin Köksal’ın yolları şimdilik ayrıldı. Çağlar, elindeki RTÜK ruhsatını yeni bir yerel kanal kurmak için kullanmayı planlıyor. Süleyman Sarılar, Köksal ile birlikte haber televizyonu kurmak için farklı seçenekler arıyor.