Türk sanayi sektörü üretiminde Ağustos ayında başlayan ve beş ay devam eden süreç, Ocak ayında sona ermiş gözüküyor. TÜİK’e göre, Ocak ayında sanayi üretimi Aralık ayına göre %1 artış gösterdi.
Üretimdeki alt segmentlere bakıldığında %1’lik artışta en büyük pay %2,2 ile ara malı üretiminden, %2,1 ile orta düşük teknoloji üretiminden ve %1,7 ile taş ocakçılığı imalatı sektöründen geldiği anlaşılıyor.
Ancak yine TÜİK rakamlarına göre, sanayi üretimi 2018 Ocak’ından 2019 Ocak’ına kadar geçen bir yılda %7,3 azalmış.
Bu düşüşteki aslan payı, %10,3 ile orta düşük teknoloji üretimi ve %10,9 ile ara malı üretimi sektörüne ait.
Yüksek teknoloji üretiminde ise herhangi bir düşüş gözlenmiyor.
Prof. Karatepe: “Sanayi üretim rakamları ekonomideki küçülmenin sürdüğünü gösteriyor”
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Yalçın Karatepe, sanayi üretimindeki %1’lik artışın Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın geçtiğimiz günlerde yapmış olduğu “en kötüyü geride bıraktık” açıklamasını desteklemediği görüşünde.
VOA Türkçe’ye konuşan Prof. Karatepe, “Sanayi üretiminde geçtiğimiz ay dibi görmüştük. Ara malı üretiminde düşüş %14,9 , imalat sanayi üretimindeki gerileme ise %10,8 idi. Tam bir çöküştü. Bir önceki aya göre %1’lik artış, bu resmin değiştiğini göstermiyor. Hatta Türk ekonomisinde yılın son çeyreğindeki küçülmenin devam ettiğinin işareti. Ara malı üretimi %10,9, sermaye malı üretimi %8,1 düşmüş. Bu yılın geri kalanında daha fazla üretim yapılacağına dair beklentinin de oluşmadığını gösteriyor. Bakan Albayrak, ‘en kötüyü geride bıraktık’ demişti. Ancak ekonomiyi daha zor günlerin beklediği TÜİK’in rakamlarından anlaşılıyor” dedi.
Prof. Karatape: “En az altı ay belirgin bir iyileşme beklemiyorum”
Ekonomide yaşanan durumu iktisatçılar “slumplasyon”, “stagflasyon” ya da “resesyon” gibi kavramlarla açıklıyor. Bu konunun teorik bir tartışma olduğunu belirten Prof. Karatepe, rakamların Türkiye’nin açık bir krizde olduğunu gösterdiğini söylüyor.
Ankara Üniversitesi öğretim üyesi, “Hızlı küçülme ve yüksek enflasyon yaşıyoruz. Bu çok acayip bir durum. Çok açık bir krizle karşı karşıyayız. Bunun da ötesinde karamsarız. Neden? Çünkü 2018’de büyümeye en ciddi katkı ihracattan geldi. Ve Türkiye’nin ihracatının neredeyse %50’sini gerçekleştirdiği Avrupa’da 2019’da büyüme tahminleri aşağıya doğru revize edildi. Almanya’da sıfıra yakın bir büyüme öngörülüyor. Bunlar bizim için haberler değil. Dış alem de fırsat sunmuyor. İçeride talep daralmış, ara malı yeterince üretilmiyor. En az altı ay daha belirgin bir iyileşme beklemiyorum” dedi.
Dr. Öngel: “Ekonomik genişlemeden bahsedilemez, dibi gördüğümüzü zannetmiyorum”
Anadolu Ajansı’na konuşan İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekip Avdagiç, Türkiye’nin her yıl 1 milyon kişiye iş bulması gerektiğini bunun için de her yıl %5,5 veya %6 oranında büyümesi gerektiğini belirtti. Gaziantep Üniversitesi’nden Dr. Serkan Öngel, tam da bu nedenle Ocak ayında sanayi üretiminde gözlemlenen %1’lik artışın Türkiye gibi bir ekonomi için durağanlık olarak değerlendirilebileceğini ifade etti.
VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Dr. Öngel, “TÜİK’in rakamlarına bakarak ekonomide bir genişlemeden bahsetmek mümkün değil. Sanayide sert bir düşüş yaşandı. TÜİK verilerini detaylı incelediğimizde son bir yılda hazır betonda %54, çimento imalatında %28, metalden kapı pencere imalatında %26,5 daralma görülüyor. Bu da ekonomik krizi tetikleyen inşaat sektöründe bir değişim yaşanmadığını gösteriyor. Motorlu kara taşıtlarındaki gerileme %27, ana metal sanayindeki düşüş %19, süt ürünleri üretimi de %18 azalmış. Ocak ayındaki %1’lik nispi artış geleceğe dair pozitif bir umut olarak değerlendirilemez. Toparlanma olacaksa da bu kısa sürede imkan dahilinde değil. Bir süreç gerektirir. Dibi gördüğümüzü zannetmiyorum” dedi.