Partilerüstü Politika Merkezi’nin düzenlediği açık oturumda “Türkiye’nin darbe girişimi sonrasında müttefik mi, ortak mı yoksa daha farklı bir konumda mı olduğu” sorusuna yanıt arandı.
Oturuma yıllarca düşünce kuruluşlarında ve Kongre’de çalışan ve halen Center for Amerikan Progress - Amerikan İlerleme Merkezi’nde Türkiye ve Ortadoğu konularında uzman olarak görev yapan Alan Makovsky ile siyasi analist Nick Danforth katıldı.
Alan Makovsky, bazı iddiaların aksine, Beyaz Saray’ın darbenin başarılı olmasını istemiş olamayacağını, ancak darbeyi kınamada geç kalındığını söyledi, bu tür bir açıklamanın daha erken yapılması gerektiğini vurguladı. Makovsky bu gecikmenin,komplo teorilerine yol açtığına da dikkat çekti.
Nick Danforth da Türkiye’nin darbe girişiminin arkasında olduğu gerekçesiyle Amerika’dan istediği Fethullah Gülen’in iadesi konusunda hem siyasi irade hem de yasal kanıtların gerekli olduğunu belirtti.
Açık oturumda en fazla konuşulan konu ise Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine düzenlediği harekat oldu.
Makovsky, operasyonu şöyle değerlendirdi: ”Türkiye’nin Suriye’nin güneyine inme ihtimali endişe yaratıyor. Amaç, Kürtler’in Suriye’de birleşmesini önlemek.”
Danforth da, " Amerika IŞİD’e odaklanıyor, Türkiye ise PKK’yı çok önemli terör tehdidi görüyor, Amerika da IŞİD’i, IŞİD ile alanda savaşan da YPG " diyerek, Suriye’nin kuzeyinde Türkiye ile Amerika arasında görüş farkı olduğuna vurgu yaptı.
Makovsky, Türkiye ile Amerika arasındaki ilişkilerin en kötü noktasında olduğu görüşünü de savundu: ”Bir şekilde bu ilişkiyi yürütmenin bir yolunu bulmalıyız, çünkü Türkiye çok önemli, konumu çok stratejik, ilişkilerimizi devam ettirmek çıkarımıza, bu ilişkiyi idare etmekten başka çaremiz yok ama B planı için hazırlık yapmalıyız, İncirlik’e alternatif bir yer bulmalıyız, Uzun dönemli düşünmeliyiz, bunun için sihirli bir formül olduğunu düşünmüyorum.”
Türkiye’nin Batı ekseninden uzaklaştığını düşünmediğini de kaydeden Makovsky, Ankara’nın Rusya’yı Amerika’ya karşı denge unsuru olarak kullandığına inandığını da belirtti.