ABD’deki başarılı işadamı Hamdi Ulukaya, New York Üniversitesi’nde (NYU) düzenlenen etkinlikte Türkiye’deki girişimcilik hakkındaki görüşlerini paylaştı. Ulukaya’nın kendi adıyla başlattığı Hamdi Ulukaya Girişimi (HUG) tarafından düzenlenen toplantıda Türkiye’deki girişimci potansiyelini harekete geçirmenin yolları ele alındı. Panel sonrasında, Ulukaya ve NYU Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Selçuk Şirin girişimcilikle ilgili konuları birlikte tartıştı. Ulukaya, “Selçuk Hoca’yla ikimizin kaderi hemen hemen aynı. O Karslı ben Elazığlı ikimiz de Anadolu’nun bağrından bu ülkeye gelip hayallerimizi başardık. Peki, bizim Anadolu’daki insanlarımız neden hayallerini gelip burada başarmasınlar? Selçuk hocayla öncülük ettiğimiz bu. Anadolu insanının girişim potansiyelini burada hayata geçirmek için kolları sıvadık” dedi. Ulukaya, daha sonra katılımcılardan gelen çeşitli soruları yanıtladı.
“Amacımız Türkiye’nin her tarafından girişimci çıkartmak”
Başarılı işadamı Ulukaya kendi adıyla başlattığı girişimi şöyle anlattı: “New York’ta Türkiye’deki girişimciliği kutluyoruz. Bizim başlattığımız girişimcilik, Hamdi Ulukaya Girişimi’nin (HUG) buradaki bir ilk kutlaması. Onlarca arkadaşımız, Türkiye’nin her tarafından geldiler. New York Üniversitesi’nde, Chobani de bizle, Selçuk Şirin Hoca ile, bütün mentorlarla zaman geçirdiler ve geri döndüler. Bazıları kendi şirketlerini kurdu. Bizim amacımız Türkiye’nin her köşesinden girişimci çıkarmak.”
“Türkiye’nin her köyünde dehalar var”
“HUG, bu yıl başladı, ikinci sınıf şu anda başlama aşamasında. Çok güzel başladı. Türkiye’nin her tarafından çok güzel insanlar geldi.Şimdi de burada, New York’ta Türkiye’nin birçok yerinden gelen insan, burada yaşayan, iş yapan arkadaşlarla biraraya gelip Türkiye’deki girişimcileri kutluyoruz. Amacımız kendi deneyimlerimizi, öğrendiklerimizi, Türkiye’deki girişimcilere vegirişimci adaylarına öğretmek. Onlarla paylaşmak. Ayrıca, onlara kendilerini de hatırlatmak. Çünkü, Türkiye’nin her kasabasında, her köyünde, her şehrinde, her ilçesinde dehalar var. Onlar belki böyle hikayelerden, böyle fırsatlardan faydalanıp kendi rüyalarını gerçekleştirebilirler.”
“Her şey yeterince sizde var”
“Biz onlara neler öneriyoruz? Diyoruz ki sizin kendinizi başkasından eksik hissetmenizi gerektiren hiçbir şey yok. Bu topraklar size her şeyi öğretiyor. Anneniz, babanız, dedeniz, nineniz, mahalleniz, köyünüz... O yıllardan gelen birikimler, sizin için, girişimcilik için en önemli şeyler sizde zaten var. Onun üstüne burada teknik şeyler öğretiyoruz. Projeyi nasıl yaparsın, insanlara bunları nasıl satabilirsin, markayı nasıl yaratabilirsin, ürünü nasıl daha iyi yapabilirsin. Önemli olanlar o topraklardan gelenler. Ailemizden, kültürümüzden gelenler. Onları asla unutmayın. Onların üzerine yeni şeyler ekleyin diyoruz. Sizin ne bir başkasından fazlanız ne de bir başkasından eksiğiniz var. Her şey yeterince sizde var. Benim zaten geldiklerinde ilk söylediğim şey benim burada size öğretecek bir şeyim yok. Ben size sizi hatırlatmak istiyorum.”
“Başka insanlara faydalı olun”
“Bir ay içerisinde çok güzel şeyler oldu. Arkadaşlar Türkiye’ye döndükten sonra bazıları şirketlerini başlattılar. Eminim her birisi geldikleri bölgede, geldikleri çevrede güzel şeyler yapacak. Zaten başarı satış hızının ne kadar büyük olduğu ya da işinizin ne kadar büyük olduğu değil. O başarının bir diğer bölümü başkası için ne yapabildiğiniz? Başka insanlara nasıl faydalı oldun? Öncelikle ailene, çevrene. Neler öğrendin ve öğrendiklerini başkalarıyla nasıl paylaştın. Bizim öğretilerimiz bunlar. Ben aşırı umutluyum, buradaki enerji müthiş bir enerji.”
“Amaç onlara onları hatırlatmak”
“Tabii üniversiteler çok önemli. Türkiye’de de çok güzel üniversiteler var. NYU’ da Selçuk Şirin Hoca, Tülin Erdem Hoca buranın önemli profesörlerinden ve bu imkanları sağlıyorlar. Bunun yanında burada iyi şirketlerde ve güzel yerlerde olan arkadaşlarımız var. Google gibi Facebook gibi... Onlar kendi şirketlerinin kaplarını açıyorlar. Ne kadar iletişim ve etkileşim olursa sonucu da o kadar iyi oluyor. Bu yalnızca iş alanında da değil -- sanat, sinema, sosyal hayat, yolculuklar -- bunların her birisi değişik pencereler açıyor amaç o. Onlara, onları hatırlatmak. Ondan sonra geri gittiklerinde bizi unutmamalı, biz de onları unutmayacağız. Sonra yenileri gelecek sonra bunların içerisinden çok iyi fikirler, girişimciler çıkacak. Onlar da güzel şeyler yapacaklar.”
“Geldiğiniz yeri asla unutmayın”
“Geldiğiniz yeri unutmayın, hiçbir zaman unutmayın. Geldiğiniz yeri unutmamakla beraber, geldiğiniz yere geri gidin. Fiziksel olarak gidemeseniz bile ruhen gidin. Bedenen gitmeseniz bile kafada gidin. Çünkü topraklarımız güzel topraklar, insanlarımız güzel insanlar. Zaten bütün bu her şeyin üzerinde gelen arkadaşların her birisi değişik yerlerdendi, ama burada bir aile olduk. Niye? Herkesin bir hayali var ve bu hayallere ulaşmanın olabilirliğini düşünmüşler, burada da inanmaya başlamışlar. Bu hayaller topluluğu biraraya gelince bizi hiç kimse durduramaz. Biz zaten onu diyoruz, memleketimizin güzelliği farklılıkları. Amerika’nın güzelliği de öyle. Farklılıkları da öyle. Hayaller de farklı olsun ama güzel olsun. Yapıcı olsun. Türkiye için, Amerika için, dünya için girişimcilikten daha önemli başka bir şey bilmiyorum. Fikirler gelişsin, yeni fikirlerle işadamları dünyaya açılsın. Herkes yapabilir bunu. Yozgat’taki de yapabilir Ankara’daki de Erzincan’daki de İstanbul’daki de. Biz onlara size sizi hatırlatalım diyoruz, başka bir şey değil.”
Hamdi Ulukaya kimdir?
Hamdi Ulukaya ABD’de son 10 yılın en hızlı büyüyen ve "En Yenilikçi 10 Şirketi" arasında yer alan Chobani’nin kurucusu ve CEO’su.
Ulukaya, Erzincan’ın İliç İlçesi’nde süt ürünleri üreten bir ailede doğdu. İngilizce öğrenmek için Amerika’ya geldikten sonra, New York'un kuzeyinde kapatılmış olan bir yoğurt fabrikasını satın aldı ve beş yıldan kısa sürede yıllık satışını sıfırdan 1 milyar Dolar’ın üzerine çıkararak Chobani’yi ABD’nin en hızlı büyüyen markası yaptı.
Fast Company tarafından açıklanan "2017 Dünyanın En Yenilikçi Şirketleri" listesinde Chobani, hem "Gıda" hem de "Sosyal Fayda" kategorilerinde ilk sırada yer aldı. Chobani aynı zamanda tüm sektörleri kapsayan "En Yenilikçi Şirketler" sıralamasında ilk ona yerleşti.
Ulukaya’nın Chobani’ye yönelik vizyonu, özellikle gıda endüstrisinde köklü bir dönüşümü beraberinde getirdi. Kaliteli gıdayı daha erişilebilir kılmak vizyonuyla kurulan Chobani, kuruluşundan itibaren karının bir bölümünü hayırsever faaliyetlere aktarmaya başladı.
Bu misyonu daha da ileriye götürmek için, Ulukaya, gıda sektöründe yer alan ve sosyal faydaya önem veren girişimcilere destek vermek amacıyla “Chobani Food Incubator”ı (Chobani Kuluçka Merkezi) 2016 yılında kurdu.
Ulukaya, 2015 yılında "The Giving Pledge”i (Bağış Taahhüdü) imzalayarak servetinin büyük bir kısmını küresel mülteci krizine çözüm bulunmasına ayırdı ve dünyanın dört bir yanında yurdundan edilmiş insanlara daha iyi çözümler sunmak amacıyla "Tent Foundation"ı (Çadır Vakfı) kurdu. Aralarında AirB&B, Google, Ikea, LinkedIn, UPS ve MasterCard’ın da bulunduğu 70 dev şirketi biraraya getiren "Tent Mülteciler için İşbirliği İnisiyatifi" şirketlerin mülteci krizine son verme hedefine ulaşması amaçlı bir işbirliği platformu olarak kuruldu.