Son zamanlarda tırmanan terör olayları ve bu olayların İŞİD’ le bağlantılı olması, Türkiye ve Avrupa ülkelerini terör konusunda alarma geçirdi.
Paris’te meydana gelen terör saldırısı, Sina’da düşen yolcu uçağı ve Ankara’da yüzü aşkın kişinin ölümüne sebep olan canlı bomba olaylarının IŞİD terör örgütüyle bağlantılı olması, bir çok ülkede güvenlik konusunun en önemli gündem maddesi haline gelmesine neden oldu.
Bu gelişmeler yaşanırken, bir çok ülkenin IŞİD terör örgütüne karşı başlattığı operasyonları, Amerika’nın Türkiye ile Suriye’nin kuzeyine yapacağı hava operasyonlarını, Avrupa’da Müslümanlara karşı oluşan algıyı konuştuğumuz Kadir Has Üniversitesi öğretim üyesi ve Ortadoğu uzmanı Soli Özel, Amerika’nın Sesi’ne şu değerlendirmelerde bulundu: “Türkiye’nin Suriye’deki kırmızı çizgisi PYD veya YPG birliklerinin Fırat Nehri’nin batısına geçmeleri ve sanıyorum Türkiye ile Amerika arasında en azından şu an itibariyle Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna bulaşmayacağına, YGP’nin de Fırat’ın batısına geçmeyeceği konusunda bir mutabakat sağlandı. Bu ne kadar sürdürülebilir bir şeydir onu bilemiyorum. Dolayısıyla IŞİD’e karşı Fırat’ın batısında yapılacak operasyonlarda Türkiye ABD ile işbirliği yapacak, fakat PYD’nin de Fırat’ın batısına geçmesine Amerika izin vermeyecektir.”
IŞİD’in Fransa’daki eylemlerinin, Fransa’da yaşayan Müslümanlara yönelik bir öfke patlaması amaçladığını ifade eden Özel, insanlarda öfke ve nefret yaratmaya yönelik çok stratejik bir iş yapıldığının altını çizdi. Özel sözlerine şöyle devam etti:” IŞİD, bu tür olayları başarabilecekleri her yerde tekrar etmeye çalışacaktır.”
Her ne kadar Ankara ve Suruç olaylarını IŞİD doğrudan üstelenmese de, olayların IŞİD bağlantılı olduğunu belirten Özel, Türkiye’nin de IŞİD’ in hedefleri arasında olduğunu ifade etti.
Yakın zamanda yapılan bir ankete göre, Türkiye nüfusunun %8’inin IŞİD’e sempati duyduğu, %19’ unun ise fikrinin olmadığı ortaya çıktı. Bu tabloyu Özel şu şekilde yorumluyor: “Türkiye nüfusunun İŞİD’ e yönelik sempati düzeyinin, aslında çok tehlikeli boyutlarda olduğunu, bu durumun da örgütün bir eylem hazırlığı içine girmesi halinde kendisine çok uygun bir zeminde hareket edebileceğini gösterir.”
IŞİD sorununun en az iki boyutu olduğuna değinen Özel, şöyle devam ediyor: ”IŞİD, Sünnilerin haklarını savunan ve onlara devletleşme imkanı sunan bir örgüt olarak karşımıza çıkıyor. Aynı zamanda İŞİD’ in, kıyamet gününü bir an önce getirmeye çalışmak gibi ideolojik bir hedefi de var.”
Özel’e göre, IŞİD ve El Kaide gibi terör örgütlerinin de çabasıyla, Avrupa’da oluşan algı, İslamla ilgili her şeyin tehdit unsuru olarak görülmesini sağlayacak ve bu durum orada yaşayan Müslümanları çok zor duruma düşürecek.
