ABD – Türkiye ilişkilerinde son yıllarda Donald Trump’ın başkanlık döneminde, Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi satın alınması gerekçesiyle Ankara’ya F-35 askeri uçak programından çıkarılma, CATSAA yaptırımları uygulanması gibi hamlelerle gerilimli atmosfere yeni halka eklendi. Washington – Ankara hattında yeni yönetim yönetiminde olumlu yönde ivme olup olmayacağı merak konusuydu. Ancak Joe Biden 20 Ocak’ta göreve başlamasına rağmen NATO müttefiki Türkiye ile düne kadar temas kurmamasıyla birlikte bugün 1915 olaylarıyla ilgili “soykırım” nitelendirmesi iki ülke ilişkilerinde neler olacağı konusunda soru işaretleri yarattı.
ABD Başkanı Biden ile Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dünkü telefon görüşmesi sonrasında, iki ülke ilişkileriyle ilgili “stratejik doğası ve karşılıklı çıkar ilişkileri temelinde işbirliğinin genişletilmesi amacıyla birlikte çalışmanın önemi hususlarında mutabık kalındı” bilgisi verildi. Ancak dünkü telefon görüşmesinde, Biden’ın, Erdoğan’a bugünkü açıklamasıyla ilgili ön bilgi verdiği de dolayısıyla “soykırım” kelimesini kullanacağı da ifade edildi. Dolayısıyla dün gece Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile ardından Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı ve Sözcüsü İbrahim Kalın’ın ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’la telefon görüşmeleri de “bugün yaşanacak gerilimi düşürme çabası” olarak yorumlandı.
ABD Başkanı Joe Biden’ın göreve geldikten sonra paylaştığı ilk 24 Nisan mesajında soykırım ifadesine yer vermesine ilk tepki Dışişleri Bakanlığı’ndan geldi.
“ABD Başkanı'nın 1915 olaylarına ilişkin açıklamasını kabul etmiyoruz” açıklamasının ardından Mevlüt Çavuşoğlu paylaştığı sosyal medya mesajında şu ifadeleri kullandı:
“Sözcükler tarihi değiştiremez, yeniden yazamaz.” Tarihimiz hakkında kimseden ders alacak değiliz. Siyasi fırsatçılık barış ve adalete karşı en büyük ihanettir. Tek dayanağı popülizm olan bu açıklamayı tümüyle reddediyoruz.
Biden’ın açıklamasına “kabul edilemez” tepkisi gösterilmesiyle birlikte yapılan açıklamalarda, Türkiye’nin Birinci Dünya Savaşı neler yaşandığıyla ilgili tarihçilerle tartışılması yönündeki çağrısı yinelendi.
Cumhurbaşkanılığı Sözcüsü İbrahim Kalın açıklamasında radikal Ermeni lobilerinin baskısıyla yapılmış talihsiz bir açıklama olarak niteledi.
“Tek gündemi ülkemize düşmanlık olan çevrelerin iftiralarını tekrar eden ABD Başkanının açıklamasını şiddetle kınıyor ve reddediyoruz. ABD Başkanına kendi tarihine ve bugününe bakmasını tavsiye ediyoruz.”
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun da soykırım ifadesinin kullanılmasını, “Washington'un onurlu tarihimize gölge düşürmeyi seçmesinden dolayı ikili ilişkilerimiz açısından son derece talihsiz, üzücü bir gün yaşıyoruz” sözleriyle reddettiklerini bildirdi.
AKP parti sözcüsü Ömer Çelik de ABD Başkanı’nın paylaştığı mesajın geçmişte yaşanan olaylar hakkında tarihi ve hukuki dayanaktan yoksun ve asılsız iddiaları esas aldığını belirtti ve şiddetle kınıyoruz dedi.
AKP Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş ise “Ermeni soykırımı yoktur ve asla olmamıştır” ifadelerini kullandı. Türkiye’ye bu iftirayı atanlara üzerinde oturdukları toprakların gerçek sahipleri olan Kızılderilileri tek tek yok ettiklerini ve büyük bir soykırımdan geçerek bugünkü Amerika’yı nasıl kurduklarını hatırlatırız” dedi.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı: Açıklamayı kabul etmiyoruz, tarih hoyratça tahrif ediliyor
Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, ABD Başkanı Biden’ın “baskı altında” kaldığı ifadesi dikkat çekti ve bugünkü açıklamayla sadece Washington-Ankara ilişkilerine değil Türkiye – Ermenistan ilişkilerine da zarar verdiği bildirildi.
Açıklamada, “ABD Başkanı’nı bazı siyasi çevreleri tatmin etmek dışında başka hiçbir amaca hizmet etmeyen bu vahim hatasını düzeltmeye; tarihten düşmanlık çıkarmaya çalışan bu çevrelerin gündemine hizmet etmek yerine, başta Türk ve Ermeni halkları arasında olmak üzere, bölgede barış içinde bir arada yaşama pratiğinin tesis edilmesine yönelik çabaları desteklemeye davet ediyoruz” çağrısında bulunuldu.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) “soykırım” ifadesiyle ilgili hukuki çerçeve açısından 1915 olaylarıyla ilgili tartışmalı durumu ortaya koyduğunu anımsatarak, Türkiye’nin 2005 yılında yaptığı ve Ermenistan’ın kabul etmediği Ortak Tarih Komisyonu kurulması önerisi de yinelendi.
“Tarihi konularda hüküm vermeye ne hukuken ne ahlaken yetkisi bulunan ABD Başkanı'nın yaptığı açıklamanın hiçbir değeri bulunmamaktadır” denilerek, medeniyetler beşiği coğrafya merkezindeki Türkiye’nin tarihiyle yüzleşme konusunda ABD dahil kimseden ders almayacağı ifade edildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bugün İstanbul Ermeni Patrikhanesi’ndeki törene gönderdiği mesaj ve bunun Türkiye’nin yaklaşımını ortaya koyduğu anımsatılarak, “Bu vesileyle, Birinci Dünya Savaşı öncesinde ve sırasında dönemin olağanüstü şartlarında hayatını kaybeden Osmanlı İmparatorluğu'nun Müslüman, Hristiyan ve Yahudi tüm milletlerinden fertlerin aziz hatıralarını da bir kez daha saygıyla anıyoruz. Yaşanan bu acıların üzerinden geçen yüz yıldan fazla süre sonra, bölgemizde geçmişin yaralarının tamamen sarılması ve halkların geleceği birlikte inşa etmeleri için samimi gayret gösterilmesi gerekirken, ABD Başkanı'nın bu açıklaması halkları kutuplaştırmak ve bölgemizde barış ve istikrarın sağlanmasını zorlaştırmaktan başka bir sonuç vermeyecektir” denildi.
Erdoğan Ermeni toplumuyla Ermenistan’a çağrıda bulundu
Bu arada Erdoğan, Türkiye Ermenileri Patriği Sahak Maşalyan’a hitaben gönderdiği mesajında Türkiye’deki Ermenilere “değerli vatandaşlarım” ifadesiyle seslenerek, “Birinci Dünya Savaşı’nın zor şartlarında hayatlarını kaybeden Osmanlı Ermenilerini saygıyla yad ediyor, torunlarına taziyelerimi sunuyorum. Etnik kökeni, dini, dili, rengi fark etmeksizin hepimiz insanlık ailesinin fertleriyiz. Bu topraklarda asırlardır barış içinde hep birlikte yaşıyor, ay yıldızlı al bayrağımızın gölgesinde huzur buluyoruz. Bizi bir arada tutan ne çıkardır, ne de hesaptır; bizi bir arada tutan aynı ülkeye, aynı değerlere, aynı yüksek ideallere olan samimi bağlılığımızdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin eşit, özgür ve onurlu vatandaşları olmak, hepimiz için gurur kaynağıdır” dedi.
Erdoğan, “Tarihçilerin yapması gereken tartışmaların üçüncü taraflarca siyasallaştırılarak, ülkemize yönelik müdahale aracı haline getirilmesinin kimseye bir faydası olmamıştır. Kimliğimizi sadece, ruhumuzda geçmişin bıraktığı sancılar üzerine inşa etmenin yeni nesillere de büyük bir haksızlık olduğuna inanıyorum. Türkler ve Ermeniler olarak bütün engelleri birlikte aşacak olgunluğa eriştiğimizi artık ortaya koymamız gerekiyor. Sizlerin de bildiği üzere, bu hususta daima samimiyetle hareket ettik, meseleyi kendi mecrasında çözüme kavuşturmanın çabası içinde olduk. Ermenistan’la iyi komşuluk ve karşılıklı saygı temelinde ilişkilerimizi geliştirmeye hazır olduğumuzu farklı vesilelerle hep ifade ettik. Aynı çağrıyı tekrarlıyorum. Sevinçleri paylaşmak, acılara ortak olmak, tarihten doğru dersleri çıkararak geleceği inşa etmek bizlerin elindedir. Türkiye, bu hususta üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmeye devam edecektir. Milletimizin ayrılmaz bir parçası olan Ermeni vatandaşlarımıza ülkemizin yürüttüğü bu mücadeleye verdikleri samimi destek için teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.