Erişilebilirlik

Türkiye’de engellilere sağlanan haklar yeterli mi?


Çalıştayda Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi bünyesinde oluşturulan Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Daire Başkanlığı’nın kuruluşu da açıklandı.
Çalıştayda Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi bünyesinde oluşturulan Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Daire Başkanlığı’nın kuruluşu da açıklandı.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) tarafından düzenlenen "Yerel Yönetimlerde Engelli Politikaları ve Uygulamaları" çalıştayında, belediyelerin engelli politikaları tartışmaya açıldı.

Türkiye’de engelliler alanında çalışan birçok sivil toplum örgütünün katıldığı çalıştayda, Türkiye’de engellilere sağlanan hakların yetersiz olduğu ve gittikçe gerilediği belirtildi.
Birleşmiş Milletlerin 13 Aralık 2006’da ‘Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme’yi kabulünün yıldönümü etkinlikleri kapsamında, Diyarbakır’da bir çalıştay yapıldı. DEM Parti Demokratik Yerel Yönetimler ile Engelliler Komisyonları tarafından düzenlenen "Yerel Yönetimlerde Engelli Politikaları ve Uygulamaları" çalıştayı, Türkiye’deki birçok engelli STK’larının temsilcilerini biraraya getirdi.

DEM Parti yönetimi ve belediye eş başkanlarının da katıldığı çalıştayın açılış konuşmasını Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Doğan Hatun yaptı. Seçim vaatleri arasında bulunan Engelli Daire Başkanlığı kurma ve engellilere bütçe sözlerini yerine getirdiklerini hatırlatan Hatun, “Diyarbakır başta olmak üzere ülkenin bir bütünü maalesef ki engellilere yönelik yeteri kadar kamu hizmetini gerçekleştirmiyor. Kamu bütçelerini bir ayrıcalık mantığıyla değil de birbirimizle eşit olana kadar pozitif bir ayrımcılık yapıyoruz. Burada bunun sözünü veriyorum, belediyenin bütçesini herkese eşit bir şekilde ayıracağız. Şartlar ve koşullar eşitlenene kadar engelli bireylere pozitif bir ayrımcılık yapacağız. Bu çalışmayı koordine edebilecek ve bütçeyi doğru yönde kullanacak bir daire başkanlığına ihtiyaç olduğunu gördük. Engelli Daire Başkanlığının yönetmeliğini oluşturduk ve açılışını onayladık” dedi.

Neden 13 aralık?

DEM Engelliler Komisyonu Eş Sözcüsü Hatice Betül Çelebi, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nün anlamını yitirdiğini savunarak bu nedenle çalıştayı, BM ‘Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme’yi kabulünün yıldönümünde yaptıklarını dile getirdi.
BM‘nin engelli kişilerin haklarını ve onurunu korumak amacıyla oluşturduğu Engelli Haklarına İlişkin Sözleşme, BM Genel Kurulu’nun 13 Aralık 2006 tarihli oturumunda kabul edilmiş ve 3 Mayıs 2008 tarihinde yürürlüğe girmişti. Türkiye, Sözleşmeyi 30 Mart 2007 tarihinde imzalarken 28 Ekim 2009’da yürürlüğe aldı. Türkiye Sözleşmeye herhangi bir çekince koymadı.

Çalıştayda neler konuşuldu?

Açılış konuşmalarının ardından ilk sunumu yapan Engelsiz Erişim Derneği'nden Burak Sarı, "Kapsayıcılık, keşimsellik, normallik ve sağlamcılık” konusuna değindi. Sarı, engelliğin ideolojik tanımını yeniden yapmak ve bunun ışığında daha güçlü bir pratik örmek gerektiğine vurgu yaparak, “Eşit, erişebilir engelsiz bir hayat istiyoruz derken, bunun salt bir slogandan ibaret olmadığını ve bunun var olacağını biliyoruz” dedi. Daha sonra söz alan otistik aktivistler Dr. Fırat Keser ve Devrim Nesin, "Türkiye'de engelliler için yürütülen eğitim modellerine" vurgu yaptı.

DBB Eş Başkanı Doğan Hatun belediye bütçesini engelleriler için de kullanacaklarını söyledi.
DBB Eş Başkanı Doğan Hatun belediye bütçesini engelleriler için de kullanacaklarını söyledi.

Çalıştayda, "Engelliğe sınıfsal ve toplumsal bakış", "İnsan Hakları Kentleri", "Türkiye'de Engellilik" “Yerel Yönetimler için Erişebilirlik Stratejileri”, “Engelsiz Adalet Kapsamında Adalete Erişim”, “BM EİHS’in Yerel Yönetimlerde Uygulanabilirliği”, “Engelli Kadınlar, yerel ve medya yansıması”, “Erkek şiddeti, engelli kadınlar ve medya”, “Engelli emekçilerinin sorunları ve çözüm önerileri”, “Deprem bölgelerinde engelli ve kadın olmak, konularında sunumlar yapıldı.

Türkiye’de engelli hakları yeterli mi?

Engellilerin sorunlarının tüm yönleriyle tartışıldığı çalıştayın ardından VOA Türkçe ‘nin sorularını yanıtlayan STK temsilcileri, Türkiye’de engelli haklarının yetersiz olduğunu söyledi.

Merkezi Diyarbakır’da bulunan Engelsiz Birleşenler Federasyonu Başkanı Abdulmecit Yılmaz, engellilerin haklarının istenilen düzeyde olmadığı gibi gerileme olduğunu söyledi. Siyasetin engellilerin haklarını kısıtladığını savunan Yılmaz, “Biz herhangi bir konuyla ilgili siyasi yorum yaptığımızda insanlar ‘Siz engelliliği siyasete alet ediyorsunuz’ diyorlar. Ama bakın bugün siyaset apaçık haklarımızı kısıtlıyor. Bir gün engellilerin emeklilik hakkına dokunuluyor. Başka bir gün uyanıyoruz, engellilerin araç hakkına dokunuluyor. Bunlar hiç olmaması gereken şeyler. Bu alanı istismar eden kişilerin olduğunda devletin sorumluları bulması gerekirken, asıl sorunu engellilerde araması veya engellilerin hakkını kısıtlayarak bu sorunu çözmeyi iddia etmesi, bizim için çok sıkıntılı bir durum” dedi.

Engellilerin istihdam haklarının gittikçe gerilediğini savunan Yılmaz, “Ekonomik kriz denilerek her yerde savurmacılık başını almış gidiyorken, engellilerin istihdam etme oranı en kötü seviyelerinde. Dolayısıyla maalesef biz engellilerin haklarında geriye gidiyoruz” diye konuştu.

“Engellilerin sorunlarının çözümü için önce toplumun eğitilmesi gerekir”

DİSK-Emekli Sen Engelliler Komisyonu Başkanı Ufuk Gürbüz ise nüfusun yüzde 10’nunu oluşturan engellilerin eğitim, istihdam, sosyal uyum ve kentsel yaşamda sorun yaşadıklarını dile getirdi. Gürbüz de engelli haklarının yetersiz kaldığını savunanlardan. Engellilerin neredeyse kendi hallerine bırakıldığını dile getiren Gürbüz, “Engelli olma nedeni ben değilim. Benim engel olmamın bir nedeni var; bunlar deprem, trafik kazası, savaş, doğal afettir. Buna sebep olanlar bize yaşamlarımızı kolaylaştırmadıkça, hem suçlu hem güçlüdürler. Sizin sebep olduğunuz bir şeyi söylüyoruz. Bu bizim canımızı acıtıyor” şeklinde konuştu.

Çalıştay Türkiye’deki bir çok engelli aktivist ve STK’yı buluşturdu.
Çalıştay Türkiye’deki bir çok engelli aktivist ve STK’yı buluşturdu.

Gürbüz, engellilerin sorunlarının çözümü için önce toplumun eğitilmesi gerektiğini söyledi. Engellilerle ilgili konuların okulların müfredatlarına alınmasını isteyen Gürbüz şunları söyledi: “Eskiden sosyal bilgiler dersimiz vardı. Orada görme engelli ünitesi vardı. Öncelikle çocuklarımızın okullarından başlayacağız ve bir toplum eğitilecek. Toplum eğitildiği zaman bürokrasiyi zorlar, yerel yöneticileri zorlar, siyasileri zorlar, bana da bırakmazlar. Engellilerle ilgili haberlerden önce 10 saniyelik, 20 saniyelik kamu spotu zorunlulukları getirsinler. Toplum bunları görsün”

“Yasalar ya uygulanmıyor ya da yetersiz”

Altı Nokta Körler Derneği Genel Başkanı Fermani Kurtel de Türkiye’nin engelli haklarında gelişmiş ülkelerin gerisinde kaldığına dikkat çekti. Engellilerle ilgili yasaların ya uygulanmadığını ya da yetersiz kaldığını savunan Kurtel sorunun yasalar değil uygulayıcılar olduğunu söyledi. Kurtel, yasaların neden yetersiz kaldığını şu cümlelerle açıkladı: “Yöneticiler çağdaş bakış açısıyla bakmadıkları için yasaların herhangi bir yaptırımı da uygulayıcılara, yöneticilere yaptırımı olmadığı için yasalar uygulanmıyor.Uygulanmadığı için de bizlere verilen haklar yetersiz kalıyor. Dünyanın en güzel yasasını da çıkartsalar yöneticiler eğer duyarsızsa yasanın bir hükmü yok, sadece kâğıt üzerinde kalmıştır. Onun için yöneticiler çağdaş bir bakış açısıyla yaklaşırlarsa bizim sorunlarımıza, haklarımıza. Bizler, yasal olarak verilen hakları yerine getirmiyoruz.”

Kurtel de engellilerle ilgili en önemli sorunun eğitim olduğunu düşünüyor. Önce ailelerin eğitiminden başlanması gerektiğini dile getiren Kurtel, “Önce aileler, toplum eğitilecek. Sonra çocuklar eğitilecek. Ondan sonra zaten gelişim olur. Eğitimsiz bir toplum eğitilmeden gelişme de olmaz” diye konuştu.

Kurtel, engellilerin yaşadığı diğer sorunları ise şöyle özetledi: “Kentlerin engeliler bu toplumda yaşıyorsa, yaşanabilir bir kent haline getirilmesi gerek. Sadece kentlerimiz değil, köylerimizin de öyle olması gerek. Çağdaş bakış açısıyla kentlerin planlanması, düzenlenmesi ona göre olmalıdır. Şehir planlayıcıları, engelli sivil toplum örgütleri ve belediyelerin yetkilileri tarafından biraraya gelip bir kurul oluşturarak kentleri engellilere göre düzenlerlerse o zaman yaşanabilen bir kent meydana getirilir ve herkes o yaşadığı kentte rahat bir nefes alabilir. Mesela kamu kurum ve kuruluşlarının girişleri, engellilere göre değil, sağlıklı insanlara göre. Mesela döner kapılar, o kadar tehlikeli ki.Girişlere niye döner kapı yapıyorlar ki?”

Engellilere yönelik hangi tabirler ayrımcılık içeriyor?

Bu arada DEM Parti tarafından hazırlanan Engellilere Yönelik Ayrımcı Tabirler Raporu da çalıştayda açıklandı. Günlük hayatta yer alan ve ayrımcılık içerdiği düşünülen bazı tabirler raporda şöyle yer aldı: “Engelleri sevgiyle aşıyoruz, engelliler fark edilmeyi bekler, engelli insanlar da bizim insanımızdır, engelliler sevgi ve şefkat ister, tohum toprağa engelli topluma emanettir. Mevcut engellilik kültüründe engelli bireyler ‘aciz’, ‘muhtaç’ ve ‘yük’ olarak damgalamaktadır. Bu acımacı anlayış engelli birey ile toplumun kendini ondan üstün kabul ettiği makbul normali arasında dikey bir ilişki biçimi oluşturmaktadır. Devlet kör sağır dilsiz, kör ve sağır iktidar, politik körlük, ideolojik körlük, cüce adalet, kötürüm toplum. Anlatımı pekiştirmek amacıyla konu edilen olumsuzluk, kör sağır, dilsiz, cüce gibi bedensel farklılıklara ait tanımlarla eşleştirilir. Topluma yönelik demokrasi ve hak arayışları adına yazılmış öncü metinlerde, engelli bireylerin haklarını gasp eden bir inşaya sebebiyet vermek, içeriği ile çelişen bir yaklaşım olup, aynı zamanda sonuçları itibariyle üzücü ve yaralayıcıdır”

Forum

XS
SM
MD
LG