Gazetecileri Koruma Komitesi (Committee to Protect Journalists-CPJ), Ekim ayında Ankara’da Başbakan Ahmet Davutoğlu’yla yaptıkları görüşmede bu konuda aldıkları güvenceyi hatırlattı. Komitenin idari müdürü Joel Simon’ın imzasını taşıyan mektupta, CPJ heyetinin diğer yetkililerle yaptığı görüşmelerde de Türkiye'nin özgür basın ve ifade özgürlüğü koşullarını iyileştirmeye yönelik yargı reformunu devam ettirmeye kararlı olduğu konusunda güvence verildiğine değinildi.
Heyetin Türkiye’deki görüşmeleri sırasında medyaya yönelik resmi bir düşmanlık olduğu hissine kapıldığı belirtilen mektupta, bu düşmanlığın son aylarda basın özgürlüğüne yönelik bir dizi saldırıda gözlemlendiği belirtildi. Bu eğilime örnek olarak da sosyal medyadaki faaliyetleri yüzünden gazetecilerin taciz edilmesi ve yargısal işleme tabi tutulması, gazetecilerin sosyal medya iletişiminin engellenmesi, hassas haberlerin izlenmesinin yasaklanması, gazetecilerin gözaltına alınması, polis baskınları ve cezai soruşturmalara tabi tutulmalar gösterildi. Gazetecileri Koruma Komitesi’nin mektubunda, ‘Bu hareketlerin Türkiye'de haberciliğe olumsuz etkisi var’ görüşüne yer verildi.
Mektupta Diyarbakır'da bir savcının Hollandalı gazeteci Frederike Geerdink aleyhinde hazırladığı iddianame hatırlatıldı. Gazeteci, sosyal medyada PKK ve KCK için "propaganda yapmakla" suçlanıyor. Savcı iddianamesinde ayrıca Geerdink'in Türkiye'yi militan grup İslam Devleti'ne yardım eden bir ülke gibi gösterdiğini öne sürüyor. 8 Nisan’da yargı önüne çıkacak olan Geerdink hakkındaki suçlamaların tamamını reddetti. Suçlu bulunursa 2006 yılından beri Türkiye’de çalışan Geerdink’e beş yıla kadar hapis cezası verilebilir.
Gazetecileri Koruma Komitesi’nin basın özgürlüğü ihlalleri olarak verdiği örnekler arasında şunları da sayıyor:
- Ocak ayı ortalarında polisin Cumhuriyet gazetesinin basıldığı matbaayı basması ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın gazete ve köşe yazarları Ceyda Karan ve Hikmet Çetinkaya aleyhine soruşturma başlatması, bir mahkemenin jandarmanın Adana ve Hatay illerinde 2014 yılının Ocak ayında durdurduğu, Türkiye istihbarat teşkilatına ait olduğu öne sürülen ve Suriye'deki İslamcı militanlara silah kaçırdığından kuşkulanılan tırlarla ilgili haberlerin kullanılmasının yasaklanması.
Gazetecileri Koruma Komitesi Başbakan Davutoğlu’na gönderdiği mektupta, hükümet yetkililerinin hassas konularla ilgili haberlere devamlı yayın yasağı getirerek halkı haber alma hakkından mahrum ettiğini bildirdi.
Mektupta basın ve ifade özgürlüğüne karşı yakın tarihle yaşanan ihlallerin mesleki faaliyetten dolayı hapiste olan gazetecilerin sayısındaki sert düşüş gibi Türk hükümeti tarafından atılan olumlu adımlara gölge düşürdüğü görüşü yer aldı. Mektupta gazetecilerin sürekli tehdit edilmesi, işten atılması ve hedef gösterilmesinin de kaygı uyandırdığı vurgulandı.
Gazetecileri koruma Komitesi, Başbakan Davutoğlu’na basın özgürlüğünü savunmasını ve gazetecilere yönelik saldırıların karşısında durmasını ve medya için daha hoşgörülü bir ortam yaratması çağrısında bulundu.
Gazetecileri Koruma Komitesi’nin mektubu, ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, AB Dışişleri ve Güvenlik Temsilcisi Federica Mogherini, Avrupa Konseyi Başkanı Donald Franciszek Tusk, AB İnsan Hakları Özel Temsilcisi Stavros Lambrinidis, Avrupa Dijital Ekonomi ve Toplum Sorumlusu Günther Hermann Oettinger, Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komisyonu Başkanı Elmar Brok, Avrupa Parlamentosu İnsan Hakları Alt Komisyonu Başkanı Elena Valenciano, BM Düşünce ve İfade Özgürlüğünün Yayılması ve Korunması Özel Raportörü, AGİT Medya Özgürlüğü Temsilcisi Dunja Mijatovic ve Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks’e de gönderildi.