Erişilebilirlik

Türk Amerikan Konseyi Toplantılarında İlişkilerin Yakınlığına Vurgu


30. Türk Amerikan Konseyi toplantıları Washington'daki Ritz Carlton otelinde yapılıyor
30. Türk Amerikan Konseyi toplantıları Washington'daki Ritz Carlton otelinde yapılıyor

30’uncu yıllık Türk Amerikan Konseyi (ATC) konferansının ilk gününde konuşmacılar, iki ülke arasındaki ilişkilerin hiç olmadığı kadar yakınlaştığı vurgusunu yaptı.

Washington’daki toplantılar dizisinde Türkiye ve Amerika arasında ikili ve bölgesel ilişkilerin yanı sıra, bu ilişkilerin askeri, enerji, ticari ve diğer boyutlarda geliştirilmesi konularına ağırlık veriliyor.

Dün sabahki ilk tartışmada söz alan Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Selim Yenel, gerek Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ndeki İran oylaması, gerekse İsrail’le kötüleşen ilişkiler yüzünden geçen yıl Ankara ve Washington arasında tatsız bir dönem yaşandığına dikkati çekti, ancak Arap ülkelerinde yaşanan halk ayaklanmalarının, Türkiye ve Amerika’yı yakınlaştırdığını söyledi.

Türkiye ve Amerika’nın, Suriye’deki gelişmeler ve Ankara’nın NATO’ya ait füze savunma sistemi radarını kendi topraklarına yerleştirme kararından dolayı, son bir yıldır aynı çizgide olduklarını fark ettiğini belirten Yenel, iki ülkenin her seviyede yakınlaştığını, ancak Amerikan Kongresi’nin Türkiye karşıtı tutumu konusunda iki ülkenin çalışmaya devam etmesi gerektiğinin altını çizdi.

Yenel, Türkiye’nin demokrasiye geçiş yaşayan Arap ülkelerine model olmayı düşünmediğini belirtti, bu ülkelerin geçmişlerinin, kültürlerinin ve altyapılarının Türkiye’den farklı olduğuna işaret etti. Ancak Yenel, “Biz bu ülkelere ilham kaynağı olabiliriz,” diye konuştu.

Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Selim Yenel (solda) ve Amerika Dışişleri Bakanı'nın Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Yardımcısı Phil Gordon
Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Selim Yenel (solda) ve Amerika Dışişleri Bakanı'nın Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Yardımcısı Phil Gordon

Aynı oturumda söz alan, Amerika Dışişleri Bakanı’nın Avrupa ve Avrasya işlerinden sorumlu yardımcısı Phil Gordon da, sorumluluk alanında 50 kadar ülke bulunduğunu ancak hiçbir ülkeyle ilişkilerinin Türkiye’yle olduğu kadar yoğun olmadığını söyledi.

Amerika ve Türkiye’nin Libya’nın istikrarlı bir demokrasi haline gelmesinde, Suriye’deki Esad rejimini şiddetten vazgeçirme çabalarında birlikte çalıştığına dikkati çeken Gordon, füze savunma sistemi ve terörle mücadele alanlarındaki ilişkilerinin de iki ülke arasındaki stratejik işbirliğinin örneği olduğunu belirtti.

Gordon bununla birlikte, Türkiye ve İsrail arasındaki ilişkileri düzeltme çabalarının sonuç vermemesinin Amerika’yı hayal kırıklığına uğrattığını söyledi, iki ülkeyi gerginliği arttıracak adımlardan kaçınmaya ve ilişkileri düzeltmek için kapılarını açık bırakmaya çağırdı. Gordon ayrıca Kıbrıs’ta kapsamlı çözüme destek verilmesi gerektiğini, bu aşamada Birleşmiş Milletler’in arabuluculuğunda halen devam eden Kıbrıs görüşmelerine Amerika’nın destek verdiğini söyledi. Amerika’nın Kıbrıs’ın Akdeniz’de enerji arama çalışmalarına da verdiği desteği yineleyen Gordon, yine de Kıbrıs konusunda yaşanan sorunların kapsamlı çözümle giderilebileceğini sözlerine ekledi. Amerika Dışişleri Bakan yardımcılarından Gordon ayrıca Türkiye ve Ermenistan arasındaki normalleşme sürecine destek verdiklerini de belirtti ve ilişkilerin gelişmesinin bölgeye de olumlu etkisi olacağını kaydetti.

Toplantıda söz alan Cumhuriyetçi Partili Maine Senatörü Susan Collins ise, Türkiye’yle ilgili olarak üç konuda kaygı duyduklarını söyledi. Collins bunlardan ilk ikisinin İsrail’le kötüleşen ilişkiler ve Türkiye’de cezaevindeki gazetecilerin durumu olduğunu belirtti. Collins, üçüncü olarak da İran’ın bölgede nüfuzunun arttığına dikkati çekti ve Türkiye’nin bölge ülkelerine alternatif örnek olarak bölgeyi İran’ın nüfuzundan kurtarmasını istedi. Amerikalı senatör, ayrıca Heybeliada’daki Ruhban Okulu’nun açılması ve Türkiye’de çalışmak isteyen kadınların durumunun iyileşmesi çağrısında da bulundu.

Amerika Savunma Bakanı’nın Uluslararası Güvenlik İşlerinden Sorumlu Yardımcısı Alexander Vershbow da, Türkiye ve Amerika arasındaki ilişkilerde zorluklar da yaşansa Ortadoğu’daki olağanüstü gelişmeler karşısında iki ülkenin aldığı kararların, karşılıklı işbirliği ve güven düzeyini derinleştirdiğini söyledi. Büyükelçi Vershbow, terörle mücadelede ortak çabaların güçlendirilmesi, Türkiye’nin NATO’daki rolünün genişletilmesi ve Ortadoğu’da demokrasi ve reformların daha da teşvik edilmesiyle ikili ilişkilerin 2012’de bir üst düzeye çıkarılabileceği öngörüsünde bulundu. Vershbow bu aşamada İran’ın Arap Baharı’nın başlattığı demokratikleşme rüzgarlarını tersine çevirecek girişimlerini önlemede, Suriye rejiminin kendi halkına baskı yaparak terörist örgütlere destek vermesini engellemede Türkiye ve Amerika’nın birlikte çalışması gerektiğine işaret etti.

Amerika Savunma Bakan Yardımcısı Vershbow da, aynı Dışişleri Bakan Yardımcısı Phil Gordon gibi Türkiye’nin Ermenistan’la ilişkilerini normalleştirmesi, Kıbrıs konusundaki anlaşmazlığın Birleşmiş Millletler’in gözetimindeki görüşmeler yoluyla çözülmesi çağrısında bulundu. Vershbow ayrıca PKK’yla mücadelede Amerika’nın Türkiye’ye desteğini yineledi.

Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Namık Tan
Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Namık Tan

Konferansın birinci gününde öğle yemeğinde konuşan Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Namık Tan ise Türk-Amerikan ilişkilerini, uluslararası konulara yaklaşımda iki ülkenin avantajlarını işbirliğinde kullanmalarından dolayı “sağlam”, bu ilişkileri askeri ve güvenlik alanlarından birçok değişik alana genişletmesinden dolayı “uygun” ve geçmişte yaşanan inişli çıkışlı ilişkilere rağmen bu zorlukları aşmalarından dolayı “esnek” diye tanımladı.

Öğle yemeğinde söz alan Amerika’nın Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone de, geçen yıl bu görevine atandığında Türkiye hakkında “Batıyı bırakıp Doğu’ya mı kayıyor?” sorularının sıkça sorulduğunu hatırlattı, ancak bunu Türkiye’nin dış politikasında yaşadığı “yenilenme” sürecine bağladı. Ricciardone, Başkan Barack Obama’nın da dile getirdiği gibi Türk-Amerikan ilişkilerinin yenilenme sürecinden geçtiğini kaydetti.

Amerika'nın Ankara Büyükelçisi Francis J. Ricciardone
Amerika'nın Ankara Büyükelçisi Francis J. Ricciardone

Türkiye’nin Amerika’ya en fazla öğrenci gönderen onuncu ülke olduğunu kaydeden Amerikalı büyükelçi, Türk hükümetinin 5 bin öğrenciyi devlet bursuyla Amerika’ya okumaya yolladığına dikkati çekti. Ricciardone, “Eğer insanlar Türkiye’nin Batı yerine Doğu’ya yöneldiğini düşünüyorsa, neden Türk devleti Amerika’ya 5 bin öğrenci gönderiyor da, İran’a, Mısır’a ya da Körfez ülkelerine göndermiyor? Eğer bir ülke geleceğinin yatırımını buraya yapıyorsa, ben bu ülkenin nereye yöneldiğinden kesinlikle emimim,” diye konuştu. Büyükelçi Ricciardone, sözlerini Türkçe olarak, “Herşeyin yenisi, dostun ve şarabın eskisi” sözüyle tamamladı.

XS
SM
MD
LG