TUNUS —
Tunus’ta muhalefet grupları, parti lideri Şükrü Belayid’in suikaste kurban gitmesinden aşırı dinci Selefiler’i sorumlu tutuyor ve iktidardaki Ennahda Partisi’ni dini şiddeti teşvik etmekle suçluyor. Ennahda Partisi suçlamaları reddediyor. Ilımlı ve laik Tunuslular, durumdan ciddi kaygı duyuyor.
Başkent Tunus’taki El Zeytune Camii yüzyıllar boyunca bir İslam üniversitesiydi. Ülkedeki camiler şimdiyse yoğun dini tartışmaların merkezi.
Muhalefet grupları parti lideri Şükrü Belayid’in 6 Şubat’ta öldürülmesinden aşırı dincileri sorumlu tutuyor.
Devrimi Koruma Birliği gibi örgütler dini şiddeti körüklemekle suçlanıyor. Suçlamalar arasında sanat galerilerine yapılan saldırılar ve çarşaf giymeyen kadınlara yönelik taciz de var. Birçok kişi, aşırıcı grupların iktidardaki Ennahda Partisi tarafından desteklendiği görüşünde.
Dini İşler Bakanı Larussi Mizuri, suçlamaları reddediyor.
Larussi Mizuri, ”Şiddeti ve şiddet çağrılarını kınıyoruz. Tunus’taki camilerin çoğu birlik ve hoşgörü çağrısında bulunuyor ve her türlü ayrımcılığı ve şiddeti reddediyor” diyor.
Muhalefet grupları, YouTube’daki bazı görüntüleri örnek gösteriyor. Zarzis kentinde vaaz veren bu imam Belayid’in kafasını istiyor. Görüntüler Belayid’in öldürüldüğü gün İnternet’e yüklenmiş.
Tunus İnsan Haklarını Savunma Birliği’nden Ali Zeddini, aşırı dinciliğin yabancı kaynaklardan etkilendiğini söylüyor.
Ali Zeddini: ”Tunus’ta böyle bir gelenek yok. Ülkede din konusu daha önce hiç gündeme gelmemişti. Tunuslular Akdenizli’dir, ılımlı ve iyi insanlardır. Halkın İslam anlayışı hoşgörüye dayanır ve aşırılıktan çok uzaktır.”
Ennahda Partisi’ni desteklemek için düzenlenen yürüyüşte aşırıcı Selefiler’in siyah-beyaz bayrakları göze çarpıyor.
Ennahda’yı destekleyenler partinin geçerliliğini savunuyor, barışı teşvik eden, siyasi şiddeti lanetleyen bir parti olduğunu söylüyor.
Beşir Halfi yürüyüşü düzenleyenlerden biri: ”Tunus’un geleceğini birlikte inşa etmek istiyoruz. Ne aşırı solcuları ne de aşırı sağcıları dışlamak istiyoruz. Herkes için bir Tunus istiyoruz.”
Hükümet karşıtları ölüm korkusu içinde. Televizyon kanalı El Hivar El Tunsi’nin stüdyoları geçen yıl saldırıya uğradı. Kanal yöneticisi ve sunucu Tahir Bin Hassine, Belayid’le aynı akibeti paylaşmaktan korkuyor.
Tahir Bin Hassine: ”Beni öldürmek istediklerine eminim. Eşimi ve kızımı Fransa’ya gönderdim. Ne zaman suikast girişiminde bulunurlar bilmiyorum ama bunu yapmak istedikleri kesin.”
Hükümet, geçiş dönemindeki bir ülkede şiddet eylemleri yaşanmasının doğal olduğunu öne sürüyor. Hükümet karşıtlarıysa aşırı dincilerin korkutma taktikleri ve suikastlerle muhalefeti susturmaya çalıştığı görüşünde.
Başkent Tunus’taki El Zeytune Camii yüzyıllar boyunca bir İslam üniversitesiydi. Ülkedeki camiler şimdiyse yoğun dini tartışmaların merkezi.
Muhalefet grupları parti lideri Şükrü Belayid’in 6 Şubat’ta öldürülmesinden aşırı dincileri sorumlu tutuyor.
Devrimi Koruma Birliği gibi örgütler dini şiddeti körüklemekle suçlanıyor. Suçlamalar arasında sanat galerilerine yapılan saldırılar ve çarşaf giymeyen kadınlara yönelik taciz de var. Birçok kişi, aşırıcı grupların iktidardaki Ennahda Partisi tarafından desteklendiği görüşünde.
Dini İşler Bakanı Larussi Mizuri, suçlamaları reddediyor.
Larussi Mizuri, ”Şiddeti ve şiddet çağrılarını kınıyoruz. Tunus’taki camilerin çoğu birlik ve hoşgörü çağrısında bulunuyor ve her türlü ayrımcılığı ve şiddeti reddediyor” diyor.
Muhalefet grupları, YouTube’daki bazı görüntüleri örnek gösteriyor. Zarzis kentinde vaaz veren bu imam Belayid’in kafasını istiyor. Görüntüler Belayid’in öldürüldüğü gün İnternet’e yüklenmiş.
Tunus İnsan Haklarını Savunma Birliği’nden Ali Zeddini, aşırı dinciliğin yabancı kaynaklardan etkilendiğini söylüyor.
Ali Zeddini: ”Tunus’ta böyle bir gelenek yok. Ülkede din konusu daha önce hiç gündeme gelmemişti. Tunuslular Akdenizli’dir, ılımlı ve iyi insanlardır. Halkın İslam anlayışı hoşgörüye dayanır ve aşırılıktan çok uzaktır.”
Ennahda Partisi’ni desteklemek için düzenlenen yürüyüşte aşırıcı Selefiler’in siyah-beyaz bayrakları göze çarpıyor.
Ennahda’yı destekleyenler partinin geçerliliğini savunuyor, barışı teşvik eden, siyasi şiddeti lanetleyen bir parti olduğunu söylüyor.
Beşir Halfi yürüyüşü düzenleyenlerden biri: ”Tunus’un geleceğini birlikte inşa etmek istiyoruz. Ne aşırı solcuları ne de aşırı sağcıları dışlamak istiyoruz. Herkes için bir Tunus istiyoruz.”
Hükümet karşıtları ölüm korkusu içinde. Televizyon kanalı El Hivar El Tunsi’nin stüdyoları geçen yıl saldırıya uğradı. Kanal yöneticisi ve sunucu Tahir Bin Hassine, Belayid’le aynı akibeti paylaşmaktan korkuyor.
Tahir Bin Hassine: ”Beni öldürmek istediklerine eminim. Eşimi ve kızımı Fransa’ya gönderdim. Ne zaman suikast girişiminde bulunurlar bilmiyorum ama bunu yapmak istedikleri kesin.”
Hükümet, geçiş dönemindeki bir ülkede şiddet eylemleri yaşanmasının doğal olduğunu öne sürüyor. Hükümet karşıtlarıysa aşırı dincilerin korkutma taktikleri ve suikastlerle muhalefeti susturmaya çalıştığı görüşünde.
