Başkan Donald Trump Washington Examiner’e verdiği söyleşide Amerikan iç savaşı ve eski başkanlardan Andrew Jackson’la ilgili ilginç yorumlarda bulundu.
Trump, İç Savaş hakkında konuşurken, kendi başkanlığıyla Amerika’nın 7’inci başkanı Andrew Jackson’ın başkanlığı arasında mukayese yaptı. 19’üncü yüzyılın popülist siyasetçilerinden biri olan Jackson’ın iktidara gelişiyle Trump’ın seçimlerdeki beklenmedik zaferi arasında bazı benzerlikler bulunuyor.
Ancak, bu yıl Jackson’ın Tennessee eyaletindeki mezarını ziyaret ederek çelenk koyan ve ofisine de fotoğrafını asan Trump, eski başkanın ölümünün zamanlaması hakkında ne kadar bilgi sahibi olduğu konusunda soru işaretleri yaratan açıklamalar yaptı.
Trump, hayata gözlerini yumduğunda 150 kölesi olan Jackson için, “Andrew Jackson daha önce başkan olsaydı, İç Savaş olmazdı. Çok sert bir insandı ama büyük bir kalbi vardı. İç Savaş’a dair yaşananları görmekten gerçekten öfke duyuyordu” diye konuştu.
Ancak, 1829 ila 1837 yıllarında başkanlık yapan Jackson, İç Savaş’ın patlak vermesinden 16 yıl önce, 1845 yılında hayatını kaybetmişti.
Trump röportajında, “İnsanlar İç Savaş’ın neden çıktığını sormuyor? Niye çıktı İç Savaş?” diye de konuştu. Trump, söyleşide “Neden (iç savaşa) bir çözüm bulunamadı?” sorusunu yöneltti.
Söyleşinin ses dosyaları uydu üzerinden yayın yapan radyo platformu Sirius XM tarafından gündeme getirildi.
Eyaletler Arası Savaş olarak da bilinen Amerikan İç Savaşı (1861-1865) büyük oranda kölelik meselesinden çıkmıştı. Tarlalarında çalıştırmak üzere Afrika’dan getirtilen köleleri satın alan çiftlik sahiplerinin bulunduğu 11 güney eyaleti, kuzey eyaletlerinde köleliğin kaldırılmasına tepki göstererek ABD’den ayrılmıştı. Savaş konfedere güney eyaletlerinin yenilgisi ve kölelerin özgürlüğe kavuşmasıyla neticelenmişti.
Ancak Afrika kökenli Amerikalılar’ın medeni hakları meselesi, 1950 ve 60’lara kadar uzanan yüz yıllık bir dönemde daha yankı bulmaya devam etti. Nihayetinde siyahlar oy kullanma hakkına kavuştu ve okullarda ırk ayrımcılığı yasadışı ilan edildi ancak kanlı sokak çatışmalarından sonra bunlar olabildi.
Bugüne kadar, ırksal eşitliğe dair konular Amerikan kamu hayatı ve ulusal siyasi arenasında önemli bir rol oynuyor ve bunların tamamı İç Savaş tarihinden kaynaklanıyor.
Beyaz Saray’daki mesaisinin ilk 100 günü vesilesiyle bazı medya kuruluşlarında röportajlar veren Trump, Amerika’nın tarihinde hiçbir başkanın görevlerinin ilk aylarında kendisi kadar başarı sağlamadığını savundu.
Trump, bir önceki başkan Barack Obama’nın yasama alanındaki en önemli icraatlerinden biri olarak görülen ‘Obamacare’ sağlık reformunun iptali için yaptığı girişimi henüz Kongre’den geçirebilmiş değil. Ayrıca, başkanın Müslüman çoğunluklu ülkelerden göçü kısıtlamaya yönelik çabaları da yargı engeline takılmıştı.
Bununla birlikte Trump, Anayasa Mahkemesi’ne aday gösterdiği muhafazakar yargıç Neil Gorsuch’ı Senato’da onaylatmayı başarmıştı. Ayrıca, Suriye’de Esat rejimine hava saldırısı düzenleyerek ve Afganistan’da IŞİD hedefleri üzerine bilinen en büyük nükleer olmayan bombayı atarak, denizaşırı coğrafyada daha sert bir askeri güç sergilemişti.
Ancak Trump, Obama’nın seçim kampanyası sırasında New York’taki Trump Tower’ı dinlettiği yönünde kanıtsız iddiası hakkında sorulara maruz kalmaya devam ediyor.
Beyaz Saray’daki Oval Ofis’te CBS News’la röportajı sırasında Trump’a, hem ulusal güvenlik yetkilileri hem de Kongre’de konu üzerinde çalışan isimlerin reddettiği “telekulak” iddiasının arkasında olup-olmadığı soruldu.
Trump, “Hiçbir şeyin arkasında değilim. Siz bunu istediğiniz yöne çekebilirsiniz. Bence bizim pozisyonumuz çok güçlü biçimde kanıtlandı. Ve herkes bunun hakkında konuşuyor. Samimiyetle söylemem gerekirse, tartışılmalı da. Bana göre, vatandaşlarımız büyük bir gözetleme altında. Bence bu çok önemli bir konu, bir numaralı öncelik olması gereken bir konu. Neler döndüğünü ortaya çıkarmalıyız” diye konuştu.
CBS muhabiri John Dickerson daha sonra, “Yalnız şunu öğrenmek istiyorum. Siz ABD’nin başkanısınız. Sizi dinlediğini gerekçe göstererek, Obama için ‘hasta ve kötü’ dediniz” diye sorarken Trump araya girerek, “İstediğiniz yöne çekebilirsiniz. Benim kendi görüşlerim var. Sizin de kendi görüşleriniz olabilir” ifadesini kullandı.
Kısa bir süre sonra da Trump, “Tamam bu kadar yeter. Teşekkür ederim” diyerek röportajı aniden bitirdi.
