Erişilebilirlik

"The Last Lions" Belgeselinde Aslanların Yaşam Mücadelesi


"The Last Lions" Belgeselinde Aslanların Yaşam Mücadelesi
"The Last Lions" Belgeselinde Aslanların Yaşam Mücadelesi

Geçtiğimiz hafta Amerika’daki sinemalarda gösterime giren ‘The Last Lions’ ‘Son Aslanlar,’ Botswana’da dişi bir aslanın yavrularını büyütme çabalarının gerilimli ve acıklı öyküsünü aktaran bir belgesel. Bu olağanüstü belgesel National Geographic Society’nin ‘Büyük Kediler Girişimi’ tarafından nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan aslanları koruma altına almak amacıyla hazırlanmış.

”The Last Lions” ”Son Aslanlar” Ma Di Tau, yani aslan ananın yavrularını Botswana’da düşmanlarından korumak için verdiği olağanüstü mücadelenin öyküsü.

Film aslanların yaşam mücadelesini aktarıyor. Belgeselleriyle tanınan National Geographic Society’nin desteğiyle hazırlanan film aslan aileleri hakkında daha önce hiç görülmemiş ayrıntıları gözler önüne seriyor. Yönetmen Dereck ve Beverly Joubert, Botswana’da 28 yıl boyunca aslanları incelemiş. Yönetmenler Ma Di Tau ve yavrularını da iki yıl gözlemlemiş. Dereck Joubert anlatıyor:

”100 saatlik görüntü çektik ancak belgeselde bir buçuk saatlik görüntü sunuyoruz.”

Dereck senaryoyu yazıp çekimleri yaparken Beverly de ses ve fotoğraflama işini üstlenmiş.

Çift filmi tamamlamak için iki yıl boyunca aslanların, fillerin ve bizonların dolaştığı Okabango Deltası’nda çadırda yaşamış. Dereck Joubert karşılaşatıkları zorlukları şöyle dile getiriyor:

”Dört kez fillerin saldırısına uğradık. Filler çadırımıza zarar verdi. Fırtınalarda da iki kez çadırımızı kaybettik. Zehirli yılanların saldırısına uğradık, yirmi kez akrep soktu. Dört kez sıtma geçirdim. Üç kez de uçağımızı çarptık. Yani hiçbir şey olmadı!”

Joubert kendisi ve eşinin bölgedeki aslanların hepsini tanıdıklarını, bu tanışıklığın da aslanların saldırısına uğramadan onların arasında dolaşmalarını sağladığını söylüyor. Çekimlerin bazıları hayvanları rahatsız etmemek için helikoptere yerleştirilen hassas merceklerle havadan yapılmış. Joubert filmin sonuçlarından memnun:

”Harikaydı. Muhteşem sahneler çektik. Neredeyse bir kilometre yükseklikten çekim yapıyorduk. Aslanların davranışlarını kamerayla ancak bu şekilde yakalayabilirsiniz.”

”Son Aslanlar” büyük kedilerin zekaları ve duygularını sürükleyici bir şekilde aktarıyor. Joubert açıklıyor:

”Bu hayvanlar çok duygusal. Keder, nefret, korkuyu, hatta aşkı şiddetle yaşıyorlar. Ancak bu duyguların aslanlarda nasıl bir şekil aldığını bilmiyoruz. Bu duygulara sahip olanların yalnızca insanlar olduğunu iddia etmek yanlış olur.”

Belgesel aslanlar arasındaki iletişimi daha önce hiç görülmediği şekilde anlatıyor. Kulaklarının ve kuyruklarının kullandığı dil ve kükremelerinin ardındaki karmaşık ses yapısı inceleniyor. Beverly Joubert anlatıyor:

”Filmin yapımı aşamasında kesimleri yaparken çok dikkatli olmamız gerekiyordu. Aslan ananın kükremesinden sadece iki hece veremezdik. O zaman cümlelerini kısa kesiyormuş gibi hissettik. Söylediklerini anlamasak da sözlerine saygı göstermemiz gerektiğini düşündük. Aslanlar arasındaki iletişim büyüleyici. Aslanların kükremesi olmazsa Afrika son derece sessiz kalır.”

”Son Aslanlar” nefes kesici bir belgesel olmanın çok ötesinde. Film büyük kedilerin neslinin tükenmesini önlemek için dünya çapında yürütülen hareketin bir parçası. Hareketi destekleyen ‘Büyük Kediler Girişimi’ kamuoyunu bilinçlendirmeyi amaçlıyor. Dereck Joubert şunları söylüyor:

”50 yıl önce, doğduğum yıl, 450 bin aslan yaşıyordu. Bugünse aslanların sayısı sadece 20 bin. Bu eğrinin hızla aşağıya çekildiğini hesaplamak için metametikçi olmanız gerekmez.”

Yapımcı Beverly Joubert de şöyle konuşuyor:

”Bu durum sadece aslanlar değil Afrika’daki tüm kediler için geçerli. Leoparların sayısı 50 yılda 700 binden 50 bine indi. Çitaların sayısı 45 bin iken şu anda 12 bin. Durum son derece ciddi. Hayvanların sayısı yüzde 95 azalmış durumda.”

Joubert çifti, filmin, yasadışı avlanmanın ve aslan kafa ve kemiklerinin yasadışı ticaretinin durdurulması gerektiği mesajını verdiğini söylüyor:

”Aslanları kafaları için avlamaya son vermeliyiz. Amerika’ya her yıl 550 aslan başı giriyor. Şu anda erkek aslan sayısı sadece 3 bin 500. Bu aslanları avlamak sayılarının daha da düşmesine neden olacak.”

Hayatlarını aslanlara adayan Joubert çifti, çok sayıda kitap, film, makale ve uluslararası ödülden sonra büyük kedileri kurtarmaya daha da azimli olduklarını söylüyor. Dereck Joubert şöyle konuşuyor:

”Biz hayattayken bu hayvanların neslinin tükenmesine izin vermeyeceğiz. Ancak gerçek bir tehlikeyle karşı karşıyayız. Şimdi harekete geçmezsek aslanların nesli 5 ila 10 yıl içinde tükenebilir.”

National Geographic Society'nin diğer canlılarla ve doğayla ilgili belgeselleri gibi "The Last Lions" da büyük ilgi görüyor.

XS
SM
MD
LG