Erişilebilirlik

Temsilciler Meclisi Başkanı Ryan da Erdoğan’ın Korumalarını Kınadı


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Washington ziyareti sırasında Büyükelçilik Konutu önünde yaşanan olaylara Amerika içinden gelen tepkiler giderek büyüyor.

Temsilciler Meclisi Başkanı Paul Ryan bir yazılı açıklama yaparak, Erdoğan’ın korumalarının protestoculara müdahalesini kınarken, Kongre’de de hem bu müdahaleyi kınayan bir tasarı kabul edildi, hem de konuyla ilgili bir oturum düzenlendi.

Ryan yazılı açıklamasında, “Türk güvenlik güçlerince barışçıl protestocuların şiddet yoluyla bastırılması hiçbir şekilde savunulamaz ve Erdoğan hükümetinin bunlara yanıtı çok uygunsuzdu” ifadesini kullandı.

Türkiye’nin bir NATO müttefiki olduğunu ancak liderlerinin anayasal haklarını kullanan masum sivillere karşı bu “vahşi” davranışı tam olarak kınaması ve özür dilemesi gerektiğini vurgulayan Ryan, tüm sorumluların adalet önüne çıkarılmasına yardımcı olmaya tamamen kararlı olduklarının da altını çizdi.

Ryan ayrıca, korumaların müdahalesini kınayan tasarıyı geçiren Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu’nun başkanı Royce, kıdemli Demokrat üyesi Eliot Engel ve komisyonun tüm üyelerine konuyla ilgili süratle adım attıkları için teşekkür etti.

Oturumda sert eleştiriler

ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu Avrupa, Avrasya ve Yükselen Tehditler Alt Komitesi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın korumalarının Büyükelçilik Konutu önünde protestoculara müdahalesini konu alan oturum düzenlendi.

“Türk Büyükelçi’nin Konutu Önündeki Şiddet: Barışçıl Protesto Hakkı” başlıklı oturumda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Amerika’ya girişinin yasaklanmasından Türkiye’ye ekonomik yaptırımlar uygulanmasına, Büyükelçi Serdar Kılıç’ın sınırdışı edilmesinden Büyükelçilik Konutu’nun Türkiye’nin elinden alınmasına kadar uzanan oldukça sert öneri ve eleştiriler yapıldı.

Cumhuriyetçi Dana Rohrabacher’in yönettiği oturuma konuşmacı olarak, konut önündeki protestocu gruptan, yerde yatarken tekme yediğini söyleyen Yezidi Yardım Fonu Kurucusu ve Başkanı Lusik Usoyan, protestonun organizatörlerinden ve olay esnasında yaralananlardan Murat Yaşa, Amerika Ermeni Ulusal Komitesi (ANCA) adlı Ermeni lobisi grubunun direktörü Aram Hamparian ve Johns Hopkins Üniversitesi İleri Uluslararası Araştırmalar Okulu’nda uluslararası hukuk ve diplomasi profesörü Ruth Wedgwood davet edildi.

Oturumun açılışını yapan Rohrabacher, “Bu iğrenç ve faşist saldırının videosu dehşet verici. Eğitimden geçmiş güvenlik yetkililerinin böylesi bir saldırıya üstlerinden emir almadan girişebileceklerine inanmak zor” dedi.

Korumaların müdahalesini demokratik değerlere hakaret ve ABD’ye en büyük saygısızlık olarak niteleyen Rohrabacher, Türk hükümetinin Amerika’nın Ankara Büyükelçisi John Bass’ı bakanlığa çağırarak “durumu daha da kötü hale getirdiğini” savundu.

‘Erdoğan bir daha asla davet edilmemeli’

Rohrabacher, “Bu küstahlık artık haddini aştı. Erdoğan ABD’ye bir daha asla davet edilmemeli. O, Amerika’nın savunduğu her şeyin düşmanı” ifadesini kullandı. Cumhuriyetçi milletvekili, Erdoğan yönetiminin “baskıcı ve otoriter” yapısının yıllar boyunca daha da arttığını, bunun tehlikeli ve kabul edilemez olduğunu belirtti.

Oturumda Kongre üyeleri Amerika’nın konut önünde yaşananları yanıtsız bırakmaması, bunların hesabının sorulmasına yönelik tedbirler alması gerektiğini vurguladılar ve Dışişleri Komisyonu’nda bu sabah kabul edilen, korumaların müdahalesini kınayan tasarının bunun ilk adımı olduğu mesajını verdiler.

Demokrat David Cicilline, “Ülke olarak buna nasıl bir yanıt vereceğimizi düşünmeliyiz. Bunu görüşeceğim. Bu sabahki tasarı mükemmel bir başlangıç oldu” dedi.

‘Kınamanın ötesine geçmeliyiz’

Diğer bir Demokrat Brad Sherman da, bunun Amerika’nın egemenliğine bir saldırı olduğunu, karşılık olarak sadece kınamanın ötesinde bir şeyler yapmaları gerektiğini söyledi

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan resmi özür gelmeden, YPG konusu ya da Fethullah Gülen’in iade süreci konusu olsun Türkiye ile hiçbir konuyu konuşmamaları gerektiğini kaydeden Sherman, “Gülen’e dair benim de şüphem vardı ama bu yaşananlardan sonra Türk hükümetine güvenim kalmadı” diye konuştu.

Hatta Sherman daha da ileri giderek, Türk hükümeti tahvillerinin Amerikan finansal kurumlarınca satın alınmaması teklifinde bulundu.

Sherman, olayların ardından Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği tarafından yapılan açıklamanın da “yalanlar” içerdiğini öne sürerek, Büyükelçi Serdar Kılıç’dan derhal ülkeyi terk etmesinin istenmesi gerektiğini söyledi. Sherman, olayda yaralananların Türk hükümetine dava açabilmesi gerektiğini de kaydetti.

‘Bize bunu yapıyorsa kendi insanlarına neler yapıyordur’

Oturumun konuklarının konuşmalarına geçilmeden önce salonda konut önünde yaşananları gösteren, aralarında Amerika’nın Sesi ekibinin çektiği görüntü de dahil video klipler gösterildi.

Rohrabacher da, Erdoğan’ın özür dilemesini talep ettiklerini belirterek, “Bize bunu yapıyorlarsa kendi insanlarına neler yapıyordur, bir düşünün” ifadesini kullandı. Rohrabacher, “Biz demokratik bir Türkiye’den yanayız, Erdoğan’ın kendi halkına şiddet yoluyla empoze ettiği İslami faşist bir diktatörlükten değil” dedi.

Daha sonra söz alan Yezidi Yardım Fonu Kurucusu Usoyan, yerde yatarken kafasına tekmeler yediğini, bilincini yitirdiğini, beyninde hasar oluştuğunu, aşırı baş ağrısı çektiğini, iyileşmesinin 6 hafta süreceğini anlattı.

Kürt protestocu Murat Yasa, kendisinin de yatarken yüzüne tekmeler atıldığını, kanlar içinde kaldığını, yerden kalktığında bilincinin tam yerinde olmadığını, polisten yardım aldığını söyledi.

ANCA Direktörü Aram Hamparian da, Başkan Donald Trump’a konuyla ilgili sessizliğini bozması ve tepki göstermesi çağrısında bulundu.

Johns Hopkins Üniversitesi’nden Ruth Wedgwood da, Erdoğan için “kabadayı, haydut” ifadelerini kullanarak, Trump’ın Erdoğan’la arasına mesafe koyması, hatta Erdoğan’ın “istenmeyen kişi” ilan edilmesi gerektiğini söyledi. Hatta Wedgwood, Erdoğan’ın yurtdışı hesaplarının araştırılması, Türkiye Büyükelçiliği Konutu’nun Türkiye’nin elinden alınması gibi adımların üzerinde düşünülebileceğini iddia etti.

“Erdoğan ve gestapo çetesi…

Cumhuriyetçi milletvekili Ted Poe, “Böyle bir olayın Amerikan topraklarında meydana gelmiş olması beni deli ediyor. Ne kadar ironik; Türkiye’de temel sivil haklar için protestoya gidiyorsunuz, Erdoğan ve gestapo çetesi sizi temel haklarınızdan alıkoyuyor. Dehşete düştüm. Başka bir ülkeden gelen bir tiranın anayasayı göz göre göre ihlal etmesi ve hiçbir şey olmamış gibi elçiliğe yürüyerek gitmesi kınanmayı hak ediyor. Bunun sonuçları olmalı” diye konuştu.

“Hüsnüzanla yaklaşma dönemi artık bitti”

Oturumda korumalara müdahale talimatını kimin verdiği sorusu sorulurken, Murat Yasa, Amerika’nın Sesi ekibinin çektiği görüntüde korumalardan birinin “Servet abi dalın dedi” şeklinde bağırdığına dikkati çekti ve talimatın Erdoğan’dan geldiğinin kuşku götürmediğini savundu.

Erdoğan için “faşist, megalomanyak” gibi terimler kullanan Rohrabacher, bu olaydan sonra Erdoğan ve hükümetine dair algılarının artık tamamen değiştiğini, bunu geriye döndürmenin mümkün olmadığını söyledi.

Türkiye’ye el uzatmak ve hüsnüzanla yaklaşmak adına geçmişte her türlü çabayı gösterdiklerini, Soğuk Savaş dönemi başta olmak üzere Türk halkının dostluğuna ne kadar önem verdiklerini göstermek istediklerini belirten Rohrabacher, “Ancak bu son olay şu gerçeği ortaya çıkardı ki, Soğuk Savaş döneminde bizimle çalışan insanlardan tamamen farklı, baskıcı bir hükümete sahipler. Artık bizim dostumuz değiller” diye konuştu.

XS
SM
MD
LG