Erişilebilirlik

Kaşıkçı Konusunda Riyad ve Ankara Anlaştı mı?


Kaşıkçı Konusunda Riyad ve Ankara Anlaştı mı?
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:04:38 0:00

Suudi Arabistan’ın İstanbul Konsolosluğu’nda öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı krizinde Riyad ve Ankara orta yol mu buldu? CIA Direktörü Gina Haspel’ın Türkiye temaslarıyla eş zamanlı olarak Türkiye-Suudi Arabistan- Amerika ekseninde tansiyon düşüyor mu? Kaşıkçı cinayetinin Ankara-Riyad-Washington hattındaki etkileri Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) düzenlediği panelde tartışıldı.

Cemal Kaşıkçı cinayeti sonrası, Türkiye uluslararası basına sızdırdığı bilgilerle Suudiler üzerindeki baskıyı arttırdı. Suudi yetkililer de cinayeti aşama aşama doğrulama ve en sonunda da cinayetin planlı olduğunu doğrulama noktasına geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan tüm gerçekleri açıklayacağını söylediği konuşmasında Veliaht Prens Muhammed Bin Selman’ın adını telaffuz etmedi, ses kaydını da gündeme getirmedi. Muhammed Bin Selman da olayla ilgili yaptığı ilk açıklamada sıcak mesajlar verdi. SETA’nın düzenlediği panele katılan Arap Körfez Ülkeleri Enstitüsü uzmanlarından Hussein Ibish’e göre bütün bu sinyaller tarafların ortak zeminde buluştuğuna işaret ediyor.

Hussein Ibish: Taraflar arasında bir anlaşmanın sağlandığına dair bolca işaret görüyoruz. Ne gibi bir anlaşma olduğunu bilemiyorum ama kim ne vermiş, kim ne almış sonra anlaşılır. Türkiye’nin amaçlarına ulaşmak için uyguladığı kamu diplomasisi şaşırtıcıydı. Suudi Arabistan’la gemileri yakmayacak şekilde baskı uygulama yoluna gitti. Onu düşmana çevirmeden bölgesel bir rakibin elini zayıflattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan yapacağı konuşmada tüm gerçekleri açıklayacağını söylemişti. Sert konuşma yaptı ama Muhammed Bin Selman’ın adını bile telaffuz etmedi. Böylece Türkiye’nin Veliaht Prens’i sorumlu tutmakta ısrarcı olmayacağı mesajı verilmiş oldu. Ses kaydından da söz etmedi. Muhammed Bin Selman da uzlaşmacı bir ton kullandı. Suudi Arabistan’ın başında Kral Selman, Türkiye’de de Erdoğan varken iki ülke arasında bir uçurumun olmayacağı mesajını verdi. Bütün bunlar tarafların bir uzlaşıya vardığının göstergesi.”

Başkan Trump, Kaşıkçı cinayeti sonrası topu Kongre’ye atmıştı. Kongre, Suudi Arabistan’la savunma alanındaki işbirliğini etkileyecek bir adım atabilir mi?

Uabai Shahbandar: Trump silah anlaşmaları için diyor ki bizden almazlarsa Rusya ve Çin’den alabilirler. Evet alabilirler, ama alacakları silahlar kendi sistemleriyle uyumlu olmaz. Taraflar bu konuda birbirine bağımlı. Trump yönetimi İran’ı dengeleme çabalarına atıfta bulunuyor. Bu durumda Suudi Arabistan’a açık çek mi verilecek? Hayır. Kongre belki geçici olarak silah satışını askıya alabilir. Böylece bu konuyu ciddiye alıyoruz mesajı verilmiş olur. Ama şunu unutmayalım. Suudiler Yemen’deki savaşı Amerika’nın lojistik desteği ve komuta desteğiyle de sürdürüyor. Kaşıkçı konusu Yemen cephesinde iki taraf arasındaki işbirliğini de ilerde evrilebilir.

“Yemen ve Lübnan için susan Trump Kaşıkçı için neden sert çıktı?”

Suudi Veliaht Prens bugüne kadar Yemen savaşından Lübnan Başbakanı Saad Hariri’nin kaçırılarak istifaya zorlanması gibi tartışmalı hamlelere imza attı. Ancak Trump’tan bugüne kadar hiçbirisiyle ilgili sert bir tepki gelmedi. Kaşıkçı olayı ise bunun istisnası oldu. Peki neden? Gazeteci Mark Perry’nin bu konuda bir teorisi var:

Mark Perry: Trump ne Yemen konusunda ne de Ritz Carlton’daki gözaltılar konusunda tepki gösterdi. Kaşıkçı olayında ‘Ciddi sonuçları olur’ deyince arkasında başka bir şey olmalı diye düşündüm. Trump Cemal Kaşıkçı’yı tanımaz etmez. Bana göre, Suudiler Amerika’nın açıklamayı planladığı İsrail-Filistin Barış planı konusunda başta destek verdiler, fakat sonra Trump yönetimi Kudüs kararını açıkladıktan sonra geri adım attılar, tereddütte düştüler. Amerika da planın açıklanmasını ötelemek zorunda kaldı. Belki de bu olan bitenin arkasında bu var.”

“Arap Baharı Suudi Arabistan’a er geç gelecek”

Kaşıkçı cinayeti uluslararası siyaseti izleyenlere Suudi Arabistan’ın politikaları ve Amerikan siyaseti konusunda ne gibi veriler sundu? Gazeteci Mark Perry’nin değerlendirmesi dikkat çekici:

Mark Perry: "Kaşıkçı olayı bize Suudi Arabistan’ın düzgün bir şekilde yönetilmediğini gösterdi. Bu hükümet bir gazeteciyi kendi konsolosluğunda öldürebileceğini, kameraların ya da ses kaydının olmayacağını düşünen bir hükümet. Nerede yaşıyorsunuz? Bu krizden Amerikan dış politikasının da çok emin ellerde olmadığını öğrendik. Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun Suudi Veliaht Prens Muhammed Bin Selman’la birlikte fotoğraf çektirmesi hataydı. Bana kalırsa Arap Baharı er ya da geç Suudi Arabistan’a da gelecek. Amerika’da askerin, Yemen’deki sürecin yönetilememesinden rahatsız olduğunu biliyorum. CENTCOM da bu konuda başı ağrısın istemiyor. O nedenle bence Amerika’yı önümüzdeki 2 yıl boyunca karar alma sürecinde zor bir yolculuk bekliyor. Bunu 2 hafta konuşuruz, daha sonra başka bir kriz çıkar, bu kez onu konuşmaya başlarız."

  • 16x9 Image

    Begüm Dönmez Ersöz

    Begüm Dönmez Ersöz medyadaki kariyerine 2006’daki İsrail-Lübnan savaşı sırasında CNN Türk’te simultane tercüman ve muhabir olarak başladı. 2014-2018 yılları arasında dış haber müdürü olarak görev yaptığı kanalda dış politika ve uluslararası diplomasiye ilişkin haberler hazırladı, özel röportajlar yaptı. IŞİD’le mücadele operasyonları döneminde çatışma bölgeleri dahil sahadaki ekibi yönlendirdi, ABD’de başkanlık seçimleri gibi özel yayınları yönetti. Merkezi Atlanta’da bulunan CNN’in editoryal, liderlik ve dijital gazetecilik programlarına katıldı. Boğaziçi Üniversitesi’nin gururlu mezunlarından. Begüm Dönmez Ersöz 2018’de göreve başladığı VOA Türkçe’de ABD dış ve iç siyasetinden uluslararası diplomasiye uzanan geniş bir alanda haber, röportaj ve yayın yapıyor. VOA Türkçe’nin Beyaz Saray ve Kongre muhabirliği görevini yürütüyor. Simultane çeviri ve gazetecilik becerilerini aynı potada eritebildiği bir işi olduğu için mutlu.

XS
SM
MD
LG