Suriye’de beş yıldır devam eden iç savaştan en fazla yara alan ve savaşın etkilerini en derinden hisseden çocuklar, sığındıkları Türkiye’de çok ağır şartlarda hayatlarına devam etmeye çalışıyorlar.
Kimi Suriye’den kaçarak Kilis Öncüpınar Sınır Kapısı’na yakın bir bölgede, Suriye tarafında kurulan mülteci kampına sığındı, kimi ise Türkiye’deki mülteci kamplarında hayat mücadelesi veriyor. Bazı çocuklar aileleriyle bu kamplara sığınmışken bazıları da ailesini Suriye’de bırakmak zorunda kalmış ve tek başına Türkiye’ye kaçmış. Sokaklarda yatıp kalkan çocuk mültecilerin ortak kaderleri, savaşın yükünü omuzlarında taşımak zorunda olmaları.
5 kardeşi olan Ahmet ebu Mustafa’nın ailesi Suriye tarafındaki kamplarda yaşıyor. Tek başına Türkiye’ye sığınan Ahmet ebu Mustafa hamallık yaparak para kazanmaya çalışıyor ve yaklaşık 15 gündür Kilis Öncüpınar Sınır Kapısı çevresinde sokakta yaşıyor:
“Ailem Halep’te ben ise burada çalışıyorum. Çünkü onlara para göndermem gerekiyor. Burada hamallık yaparak para kazanmaya çalışıyorum. Ailemi çok özlüyorum ama para kazanmak zorundayım.”
Salih Ali’nin altı kardeşi var. Ailesiyle birlikte Kilis Öncüpınar Mülteci Kampı’nda yaşıyor. Saleh Ali de, para kazanıp ailesine yardım edebilmek için bu soğukta çıplak ayaklarıyla su satmaya çalışıyor:
“Esad ordusu bizim köyümüzü bombalamaya başladıktan sonra Türkiye tarafına kaçtık. Ailemle birlikte şu anda Kilis Kampı’nda kalıyoruz. Ailemin ihtiyaçlarına yardımcı olabilmek için sınır çevresinde şu satıyorum.”
Hüseyin Muhammed ise ailesiyle birlikte Halep’ten kaçarak Suriye’de tampon bölgede oluşturulan mülteci kampına sığınmış. 8 kardeşi olan Muhammed de tıpkı Ahmet ebu Mustafa gibi hamallık yaparak para kazanmaya çalışan Suriyeli diğer bir çocuk mülteci:
“Suriye tarafında yaşadığımız kamptan her gün Türkiye tarafına geçiyorum, hamallık yaparak aileme para götürmeye çalışıyorum. Akşam olunca tekrar kampa dönüyorum. Bana sınırdan geçerken buradaki görevliler izin veriyorlar.”
Savaşın izleri her hallerine yansıyan Suriyeli çocuk sığınmacılar için hayat, soğuk-sıcak dinlemeden çalışmak zorunda oldukları ve hayallerini uzun bir süre ertelemeleri gereken bir dünya anlamına geliyor.
