Irak Şam İslam Devleti, yani IŞİD’in ortaya çıkışı, Irak’taki bir başka Sünni örgüt olan El Kaide’ye dayanıyor. Katar'daki Kraliyet Birleşik Hizmetler Enstitüsü Direktörü Michael Stephens’e göre IŞİD’in 2014’teki ani yükselişi uluslararası kamuoyunu şok etti: “2013 sonlarına doğru Irak’ta bir takım sorunlar yaşandığı apaçık ortadaydı ancak herkes Suriye’ye odaklanmış durumdaydı. Durum, IŞİD tehlikesi Irak’ta yükselince tamamen değişti.”
Örgüt, 2014 yılı Ocak ayında Irak’taki Felluce kentini ele geçirdi. Asya Pasifik Vakfı Uluslararası Güvenlik Direktörü Sajjan Gohel, “Örgütün Felluce zaferiyle durumu anlamamız gerekirdi. Bunda çok geç kaldık. Bu yüzden önlem alma konusunda da geciktik,” diyor.
Haziran ayında Irak’ın ikinci büyük kenti Musul, örgüt tarafından ele geçirildi. Iraklı askerler kenti terketti. Ordunun elindeki silahların yanı sıra bankalardaki 400 milyon dolar değerindeki nakit para örgütün eline geçti. Örgüt adını “İslam Devleti” olarak değiştirdi ve Suriye’nin kuzeyi ile Irak’ta geniş bir bölgeyi ele geçirdi. Sajjan Gohel, bu hızlı yükselişi şöyle açıklıyor: “IŞİD Esat güçlerinin el koyduğu toprakları, aşiretlere geri verdi. Dükkanlarını işletmelerine göz yumdu. Evlenerek ailelerine girdiler. Böylece bölgedeki konumlarını güçlendirdiler.”
Öte yandan Sünniler’e karşı ırkçılıkla suçlanan o zamanki Şii Başbakan Nuri El Maliki’nin tutumu, ülkedeki karışıklığı daha da körükledi. Maliki, yoğun uluslararası baskı sonucu Ağustos ayında istifa etmek zorunda kaldı.
IŞİD güçleri Irak’ın kuzeyini neredeyse tamamen ele geçirdiğinde Yezidiler, Sincar Dağı’nda mahsur kaldı. Yüzlercesi öldürüldü, binlercesi esir alındı ve köleliğe zorlandı.
IŞİD’e karşı mücadeleye, Kürt Peşmerge güçleri de katıldı. Amerika, önce Irak’taki sonra Suriye’deki IŞİD hedeflerine karşı hava saldırıları başlattı. Amerika öncülüğündeki koalisyona, İngiltere’nin yanı sıra Basra Körfezi’ndeki Arap ülkeleri ve son olarak da İran katıldı.
IŞİD bu operasyonlara, Batılı rehineleri, kafalarını keserek infaz ederek karşılık verdi. Görüntüler, tüm dünyayı dehşete düşürdü.
Gohel, “IŞİD, uluslararası toplumu birleştirerek Amerika ve İran gibi bugüne kadar ilişkileri iyi olmayan ülkeleri bile biraraya getirdi. Ayrıca bugüne dek asla aşırılık yanlılarına karşı önemli bir mücadeleye katılmamış Körfez ülkeleri de bu oluşuma dahil oldu,” tespitinde bulunuyor.
Bu arada Suriye’de Beşar Esat’a ait ordu, isyancıların kontrolündeki bölgeleri bombalamaya devam ediyor. Özgür Suriye Ordusu, hem Esat güçleri, hem de IŞİD’le savaşmayı sürdürüyor. Batıdan daha fazla silah desteği talepleri şimdilik yanıtsız kalmış durumda. Ancak Michael Stephens’a göre bu durum değişebilir: “Bence Amerikalılar, Suriye ve Irak’ın yıkılarak yok oluşuna dur demek için daha fazla çaba harcanması gerektiğinin farkına varacaklar. Bence Amerika yakında daha güçlü adımlar atacak.”
Uzmanlar, dünya liderlerinin giderek artan IŞİD tehdidinin yarattığı baskıyla, Irak ve Suriye’ye sadece havadan değil, karadan da müdahale edilmesi gerekeceğini anlayacaklarını tahmin ediyor.