Halep kırsalı sürekli bombardıman altındayken İran’ın eğittiği Şii milislerin de desteklediği Suriye ordusu ve İran vatandaşlığı sözü verilen bazı Afganlar da bölgeye doğru ilerliyor.
Düz alanda gündüz saatlerinde avantaj hükümet güçlerinde. Ancak gece, hava saldırıları durduğunda muhalifler birkaç saat önce kaybettikleri alanları geri alıyor. Muhaliflerin kurduğu geçici savunma noktaları bir gün sonra hava saldırılarının hedefine giriyor.
Birinci Tugay’a bağlı Amerikan desteği alan laik Ahfad Ömer Birliği’nin komutanı Abdül Rahman, Halep kırsalındaki operasyonun son 2 senedir gördükleri en büyük askeri operasyon olduğunu söylüyor.
Rusların her yeri yakıp-yıktıklarını söyleyen Abdül Rahman, bunun Ruslar’ın 90’larda Grozni’de yaptıklarını hatırlattığını, günde 50-60 hava saldırısı düzenlendiğini söylüyor. Komutan, farkın, bu kez Rusya’nın, Suriye’de kalabalık bir kentte değil, fakir kırsal kesimde operasyon yapması olduğunu belirtiyor.
Rus müdahalesi dengeyi değiştirdi
Amerika’nın Sesi’ne konuşan 10’dan fazla muhalif komutan, Rus müdahalesinin dengeleri değiştirdiğini kabul ediyor. Lazkiye’den Hama ve İdlib’e ve Halep çevresine kadar tüm cephelerde müdahalenin etkisi sürüyor. Komutanlar, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un, Suriye’de Özgür Suriye Ordusu gibi muhaliflere yardım edecekleri ama önce yerlerini bilmeleri gerektiği sözünü ise inanmıyor. Abdül Rahman, Lavrov’un sözüne karşılık “nerede olduğumuzu biliyorlar, bizi bombalıyorlar” diyor.
Özgür Suriye Ordusu Sözcüsü Binbaşı İssam El Reis, Rusya ciddi olsa bile yardıma ihtiyaçları olmadığını, Rusya’nın ülkeyi terk etmesi gerektiğini söylüyor.
Muhalifler, Esat’la savaşan örgütlerin çökmek üzere olduğu iddialarını ise reddediyor. Siyasi çözüm konuşmalarını ise alayla karşılıyorlar. 35 yaşındaki eski öğretmen Zekeriya Melahefçi, Ceyş El Mücahidin ittifakına bağlı 3 bin kişilik Festekım Kema Ümirte birliklerinin sözcüsü. Melehefçi, çözümün kolay olduğunu, Esat’ın, çevresinin, güvenlik kurumlarının ve tüm istihbaratın görevden ayrılması gerektiğini belirtiyor.
Muhalifler 3 haftadır süren Rus bombardımanına rağmen Halep çevresinde yalnızca 5 köy kaybetmiş olmaktan memnuniyet duyuyor.
Esat’a bağlı güçlerin kent yerleşimlerine yönelik taarruz yapmadığını söyleyen komutanlar, Esat’ın İdlib ve Halep’in muhaliflerin elindeki bölgeleri kuşatmayı ve Humus’ta yaptığı gibi buraları aç bırakmayı amaçladığını düşünüyor.
Şamiye Cephesi’nden Albay Muhammed El Ahmet, savaşçılarının kentlerde savaşmaya alışık olduğunu söylüyor. Ahmet’e göre tek gereksinimleri kalaşnikov. Suriye Hava Kuvvetleri’nden muhaliflerin tarafına geçen El Ahmet, Esat rejiminin kentlerde savaşamadığı için kırsalı tercih ettiğini söylüyor.
Çarpışmalar "bir ileri-bir geri"
Son günlerde çarpışmalarda git-gel yaşanıyor. Rejim güçleri sabah ilerliyor, muhalifler gece bu bölgeleri geri alıyor. Bu belki de Halep dışında Hama ve İdlib’te de süren çatışmaların uzayacağına işaret ediyor.
Ruslar’ın desteğiyle başlayan rejim taarruzlarına karşı gösterilen direncin iki kaynağı var. Bunların birincisi TOW tank-savar füzeleri, ikincisi de muhaliflerin saflarına daha fazla savaşçıyı katması.
Rus işgalinden önce komutanlar yeni asker bulmakta zorlandıklarını söylüyorlardı. Ancak kırsal bölgede bu durum değişti. Yerel halk savaşmak istiyor. Türkiye’deki genç mülteciler de çatışmalara dahil oluyor. Ancak yeni savaşçıların bazılarının 15-16 yaşlarında olması birçok insan hakları örgütünden kınama gelmesine neden oluyor.
Türkiye’nin Kilis kentinde kasvetli bir ofisten konuşan El-Ahmet, Ruslar gelmeden önce birçok kişinin başka Suriyeliler’i öldürmek istemediği için savaşmadığını, ancak Ruslar gelince durumun değiştiğini ifade ediyor.
TOW füzeleri kimlere veriliyor
Brookings Enstitüsü uzmanı Charles Lister, TOW füzelerinin kullanımının Rus müdahalesinden bu yana %850 arttığını tahmin ediyor. Muhalifler Türkiye’deki Askeri Operasyon Üssü’nden gelen yolla çok sayıda füzeye sahip oldu. Merkezde Arap ve aralarında CIA çalışanları da olan Batılı istihbarat yetkilileri görev yapıyor.
Üste, silahların kime verileceğine Suriye’nin Dostları tarafından karar veriliyor. 11 ülkenin yetkilileri bu konu üzerinde çalışırken, Halep’teki birçok muhalif grup kendilerine TOW verilmediğini söylüyor. Rus müdahalesinden önce Halep’teki muhalif grupların elinde toplam 4 TOW kalmıştı. Şimdi de ellerinde yeterli sayıda füze olmadığını söylüyorlar. Ancak Halep’teki muhalifler, İdlib ve Hama’dan gelen milislerine kendilerine bu füzelerden getirdiğini söylüyor. Savaşın başından bu yana muhalifler arasındaki çatışmalar, Rus işgalinden sonra şimdilik sonlanmışa benziyor.
Amerika’nın Sesi’yle görüşen bazı milisler son günlerden kendilerine yeni TOW gelmediğini söylüyor. Eskiden Batı desteği alan Nurettin El-Zenki Hareketi Sözcüsü Muhammet Mahmut El Seyit, kendilerinde de TOW olmadığını belirtiyor.
Halep’teki Birinci Tugay, TOW’lara sahip olan birkaç gruptan bir tanesi.
Halep’teki bazı muhalif komutanlar, silahların kime verildiği ile ilgili anlaşmazlığın altında, uluslararası koalisyon arasındaki görüş ayrılıklarının yattığından şüpheleniyor. Askeri Operasyon Üssü ile ters düşmek milisler için bir tehdit oluşturuyor. Ancak muhalif komutanlar, milisler ya da Suriye’nin Dostları arasındaki tartışmaların zamanının bugün olmadığını belirtiyor.
Ceyş El-Mücahidin’den Melahefçi “Kesintisiz silah akışına ihtiyacımız var” diyor.