Erişilebilirlik

Sosyal Medya Tasarısına ‘Abdülhamit Sansürü’ Tepkisi


Adalet ve Kalkınma Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi’nin ‘‘yalan haber’’ ve ‘‘dezenformasyon’’ ile mücadele iddiasıyla hazırladıkları 40 maddelik sosyal medya yasa tasarısına gazeteci örgütleri tepki gösteriyor.

Aylardır üzerinde çalışılan yasa tasarısının TBMM’ye seçimlere yaklaşık bir yıl kala getirilmesini "seçim manevrası" olarak değerlendiren gazeteci örgütleri, tasarının yasalaşması halinde yalnız basın ve ifade özgürlüğünün zarar görmeyeceğini aynı zamanda gazetecilerin gözaltına alınması ve tutuklanmasının çoğalacağına dikkat çekiyor.

Sosyal Medya Tasarısına ‘Abdülhamit Sansürü’ Tepkisi
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:06:56 0:00

Faruk Eren: ‘‘Bu yasayı kullanarak internet medyası susturmaya çalışacaklar’’

DİSK Basın İş Başkanı Faruk Eren, zaten iyice hasar görmüş basın ve ifade özgürlüğünün tamamen yok edilmek istendiğini söylüyor.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Eren, ‘‘Ortaya çıkan yasa tasarısı internet medyasını baskı altına almayı hedefliyor. Dahası seçimler öncesi bu tasarının yasalaşması halinde ‘susturma aracı’ olarak kullanılması endişesi taşıyoruz. Tasarının içinde ‘yalan haber’, ‘asılsız haber’ gibi muğlak ifadeler var. İktidar kendisini rahatsız eden her habere zaten ‘yalan’ veya ‘asılsız’ diyor. Şimdi bu yasayı kullanarak internet medyasını susturmaya çalışacaklar. Otosansüre sebep olur bir ölçüde ama esas tehlike otosansürden de fazlası. İktidarın mahkemeler ve yargı aracılığıyla müdahalesi olabilir. Otosansür uygulamayan her internet sitesini susturmaya çalışacaklardır muhtemelen. Aslında uzun bir süredir ağır bir baskı altında yaşıyor toplum. Tabii ki en çok baskı yapılan mesleklerden biri gazetecilik. Basını ifade özgürlüğü neredeyse tamamen yok edilmek isteniyor’’ dedi.

‘‘İktidarın çok sevdiği Abdülhamit’in’ sansürü’ de geliyor diyebiliriz’’

Türk siyasetinde bir süredir önce 1. Meşrutiyet'i ilan eden ve ardından 93 Harbi olarak bilinen Rusya savaşındaki mağlubiyeti gerekçe göstererek anayasayı askıya alan Osmanlı Sultanı 2. Abdülhamit tartışılıyor. Başta İyi Parti lideri Meral Akşener olmak üzere muhalefet partileri 2. Abdülhamit’i "zorba" bir padişah olarak tanımlarken Cumhur İttifakı ortakları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tersini savunmuş hatta ‘‘Abdülhamid'i sevmeyenler bizim de sevmediklerimizdir; Ermeni çetecileri, siyonistler, sömürgeciler, casuslar, Türk ve İslam düşmanları Abdülhamid'i sevmez’’ demişti. Faruk Eren, Türkiye’nin 2. Abdülhamit’i tartıştığı bir dönemde ‘yeni bir sansür’ arayışını ilginç bir tesadüf olarak değerlendirdi.

DİSK Basın İş Başkanı, ‘‘Bir süredir bir Abdülhamit tartışması yaşanıyor, yalan yanlış bilgilerde bir tarih tartışması yaşanıyor. Erdoğan ile koalisyon ortağı Bahçeli de bu topa girdi. Muhalefet de Abdülhamit eleştirisi yaptı. Üstelik bu tartışmalar başlamadan çok önce gazeteciler, gazeteci yargılamalarında ‘kahrolsun istibdat yaşasın hürriyet’ sloganları atmıştı. Komik olan Abdülhamit döneminin neredeyse en önemli olaylarından biri ‘büyük sansür’ uygulamaktır. Hatta bazı kelimeleri yasakladığı biliniyor. Sansür kurulları vardı. İnternet medyası hakkında yapılan bu düzenlemeyle tam da iktidarın çok sevdiği Abdülhamit’in’ sansürü’ de geliyor diyebiliriz. Öyle bir benzetme de yapılabilir’’ dedi.

Sibel Güneş: ‘‘İktidar seçim öncesi son kozunu oynuyor, yeni düzenleme gazetecilerin çok daha çabuk tutuklanmasını sağlayacak’’

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş de seçim öncesi hazırlanan bu tasarının yasalaşması gazetecilerin daha çabuk gözaltına alınmasına yol açabileceği endişesini taşıyor.

VOA Türkçe’ye konuşan Türkiye Gazetecileri Cemiyeti Genel Sekreteri, ‘‘Bu tasarı iktidarın seçime giderken bu seçimi kazanmak için son kozu gibi görünüyor. Çünkü gazeteciler ne kadar engelleme olursa olsun internet sayesinde gerçeği halka ulaştırabiliyorlar. Gazeteciler eşik bekçileri ve gerçeğin yanında durma sorumlulukları var. İktidar ise kendisine dair hiçbir eleştirinin haberlerde yer almaması için büyük çaba sarf ediyor. Seçime giderken hazırlanan bu tasarıyla muhalefet liderlerinin haber kaynağı olarak gösterilecek bir haber bile bugün suç olarak tarif edilir durumda. Bugün birçok yayın kuruluşuna dava açılıyor. Sosyal medya yasa tasarısında yeni getirilen maddelerle iktidarın hoşuna gitmeyen bir haber rahatlıkla ‘dezenformasyon’ olarak tanımlanabilir. Basın ve ifade özgürlüğü açısından ciddi sıkıntılar varken bu tasarının yasalaşması gazetecilerin çok daha çabuk gözaltına alınmasına, tutuklanmasını sağlayacak’’ dedi.

‘‘Ciddi bir otosansür getiriliyor, aba altında sopa gösterilmeye devam ediyor’’

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş, yasadaki diğer sorunlu alanların da dikkatlerden kaçırılmaması gerektiğini dile getiriyor.

Güneş, ‘‘Bu maddelerde ciddi bir otosansür getiriliyor. Aba altından sopa gösterme devam ediyor. Bunları yaparsanız tutuklanacaksınız ve ciddi para cezaları ödeyeceksiniz. Yalnız siz değil sizin çalışanlarınız da ayrıca cezalandırılacak diye söyleyebiliriz. Uygulamada bir başka önemli nokta da getirilen ağır koşullar nedeniyle birçok internet sitesinin adının değişme yurtdışı kaynaklı olma ihtimali var. Bu yasa tasarısıyla bir beyanname zorunluluğu getirilmektedir. İnternet haber siteleri ile ilgili beyanname verilmesini zorunlu tutmaktadır. Burada beyanname vermeyen haber siteleri bu kanun kapsamı dışında kalacak. İktidarın kendisine yönelik eleştirileri önlemek için getirdiği önemli bir madde de ‘sırf halk arasında korku, endişe, panik yaratmak saikiyle ülkenin iç ve dış güvenliği kamu düzenine ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi kamu barışını bozmaya elverişli bir şekilde alenen yayan bir kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır’ deniyor. Bu tamamen yoruma açık bir ifade. Herhangi bir iktidar temsilcisinin bir haberle ilgili olarak yargıya suç durusunda bulunması gazetecinin rahatlıkla gözaltına alınması suçlamasıyla sonuçlanacaktır’’ dedi.

XS
SM
MD
LG