Dr. Sinan Ciddi, Washington'daki Georgetown Üniversitesi'nde bulunan Türkiye Araştırmaları Enstitüsü'nün yeni başkanı. Görevi Profesör David Cuthell'den devralan Dr. Sinan Ciddi, İngiltere'de eğitim görmüş, Florida Üniversitesi'nde görev yapmış bir siyaset bilimci.
Amerika'nın Sesi'nin TGRT Haber'le Cuma günü Türkiye saatiyle 20:45'te yayınlanan ortak yayınına katılan Dr. Sinan Ciddi, Hülya Polat'ın sorularını yanıtladı. Aşağıda bu söyleşinin özetini bulabilir, söyleşinin tamamını web sayfamızda ve YouTube'da da izleyebilirsiniz.
HP-Türkiye Suriye üzerindeki baskısını arttırdı. Gerek Cumhurbaşkanı Gül gerekse Başbakan Erdoğan Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın istifa etmesini ve şiddete son vermesini istedi. Dışişleri Bakanı Davutoğlu bugün de Türkiye’nin harekete geçmeye hazır olduğunu, Arap Birliği'nin tanıdığı sürenin Suriye Devlet Başkanı Beşar Esat için "son şans" olduğunu söyledi. Ancak Türkiye Suriye'ye dış askeri müdahaleye karşı olduğunu da tekrarlıyor. Türkiye-Suriye ilişkilerinde bundan sonra neler olabilir?
SC-Türkiye Suriye’ye karşı kesin bir tavır aldı bu doğal, çünkü son senelerde AKP’nin ikinci dönemiyle birlikte Türkiye Ortadoğu’daki nüfuzunu arttırmak istediğini gösteren bir döneme girdi. Türkiye'nin askeri müdahaleye katılma ihtimali zayıf olmakla birlikte Ankara'nın siyasi ağırlığını koymasını bekliyorum. Türkiye’nin askeri operasyon ihtimali zayıf diyorum çünkü Ortadoğu'da durum şu anda çok zayıf, zayıf derken, ABD yıl sonunda Irak’tan çıkacak, burada belki bir güç boşluğu olabilir, Irak'ın üniter yapısının korunması mümkün olacak mı, birçok soru işareti var, büyük bir belirsizlik var. Bu ortamda Türkiye’nin bir güvenlik koridoru oluşturmanın dışında askeri bir harekette bulunmasını beklemiyorum.
HP-Türkiye Suriyeli muhalefet grupları arasında da uzlaşma sağlamaya çalışıyor bir süredir. Hatta en son Fransa Dışişleri Bakanı Juppe'nin Ankara'daki temaslarında da bu konu gündemdeydi. Bir ara muhalefet gruplarının TR'de temsilcilik açacağı söylendi. Türkiye'nin bu çabaları sonuç getirir mi sizce?
SC-Bunda da belirsizlik var ama Türkiye'nin siyasi ve diplomatik ağırlığını koyması açısından önemli. Ortadoğu'da ilk Hamas’la görüşmelere başlamıştı Türkiye ve son yıllarda Ankara Ortadoğu'yla ilgili konularda ağırlığını koymaya kararlı görünüyor, bölgede nüfuzunu daha çok hissettirmek için elinden geleni yapacaktır diye düşünüyorum.
HP-Amerika, Türkiye'nin Suriye'yle ilgili çabalarını desteklediğini söylüyor. Washington Türkiye-İran ilişkilerindeki durumdan memnun görünüyor. Bu konularda Türk-Amerikan ilişkilerinin örtüştüğünü söylemek mümkün. İlişkilerde son yıllarda kaydedilen ilerleme ne sizce? Washington'dan nasıl görünüyor durum? Türk-İsrail ilişkileri tek örtüşmeyen konu diyebilir miyiz?
SC-Biraz geriye bakacak olursak Soğuk Savaş'ın bitmesiyle birlikte merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Türkiye’nin nüfuzunu tüm dünyaya gösterme çabasına girişmişti. Şu anda ise Ortadoğu’nun genelinde Türkiye ABD’den bağımsız olarak ikili ilişkileri güçlendirmek için, bölgeye hükmetmek demek yanlış olur ama görselliğini arttırmak için adımlar atmış durumda. İran’la ilişkilerde füze kalkanı projesini deseteklemekle Türkiye Batı’ya destek vermiştir. Çünkü İran'ın nükleer silah geliştirmesinin bölge için tehlikeli olduğuna inanadığı için bu konuda Batı'nın yanındadır. ABD’nin öncülüğünde olmamakla birlikte bu tür krizleri ABD'yle birlikte yönetmek için çalıştığını söylemek mümkün. Türkiye’nin İsrail’le ilişkilerinin kötüye gitmesi Amerikan yönetimini kaygılandırıyor. Amerikan yönetimi İsrail’le ilişkileri kötü olmasına ragmen İran ve Suriye konusunda Türkiye'yle çalışmaktan memnun görünüyor. Türkiye-İsrail ilişkilerinin kısa vadede düzeleceğini düşünmüyorum. Düzelse ABD için iyi bir Noel hediyesi olurdu.
HP-Bir de PKK'yla mücadelede istihbarat paylaşımı konusu var zaman zaman gerginliğe yolaçan, bu konuda ne düşünüyorsunuz?
SC-İstihbarat paylaşım gücünü arttıran iki Predator verildi Türkiye’ye, geleneksel ilişkiler kökleşti. En önemli konu ABD askeri gücünün Irak’tan çekilmesi, iki ülkeyi de kaygılandırıyor bir boşluk olabileceği kaygısı var. Irak konusunda iki ülkenin birlikte ilerleyeceğini düşünüyorum. Güven arttırıcı ne kadar adım atarlarsa iki ülke arasındaki ilişkiler daha da iyileşecektir.
HP-Arap Baharı konusunda da Amerikalı yetkililer Türkiye'nin Arap ülkelerine ilham kaynağı olabileceğini tekrarlıyorlar zaman zaman. Bu konudaki görüşleriniz neler?
SC-Model ülke çok tartışılan bir konu Washington'da. Ben Türkiye'nin model ülke olarak gösterilmesini tartışmalı buluyorum. Türkiye Müslüman bir ülke ama bölgesinde liberal bir demokrasi yerleştirmeye çalışan ve bunu çok uzun zamandır yapan tek ülke. Bu çok uzun zamandan beri devam eden bir çaba. Bu modeli Türkiye'nin deneyimleriyle birleştirip bir paket halinde başka ülkelerde uygulamayı ben çok zor buluyorum. Çünkü bu ülkelerdeki koşullar aynı değil. Böyle bir gelenek yok onlarda. Suriye, Libya, Mısır gibi ülkelerde demokrasi çok uzun bir süreç olacaktır diye düşünüyorum.
HP-Türkiye-AB ilişkilerine de bakalım. Bu konuda fazla ilerleme olmamasının nedeni sizce Türkiye'nin reformlarda gecikmesi mi, Avrupa Birliği'nin isteksizliği mi?
SC-İki şekilde de bakabilirsiniz. Siyasi nedenlerle Türkiye’nin AB sürecinin durduğunu söylemek mümkün. Kıbrıs konusunu Türkiye’ye sürekli dayatmaya devam ediyor Avrupa Birliği. Bunun karşısında son araştırmalar Türk halkının AB’ye grime konusundaki desteğinin tarihin en düşük seviyesine indiğini gösteriyor. İki taraf da birbirine sıcak bakmıyor ama bu önümüzdeki yıllarda değişebilir.