Erişilebilirlik

Şimşek: 'Suriyeli Sığınmacılar Geçici Olmayabilir'


Şimşek: ‘Suriyeli Sığınmacılar Geçici Olmayabilir’
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:06:45 0:00

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye’de bulunan 3 milyona yakın Suriyeli sığınmacının genel beklentilerin aksine “geçici olmayabileceğini”, bundan dolayı da entegre edilmeleri gerektiğini bildirdi.

Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası Bahar Toplantıları çerçevesinde Washington'da bulunan Mehmet Şimşek, dün ABD Ticaret Odası'nda sığınmacılarla ilgili bir panelde yaptığı açıklamalarda, geçici ya da kalıcı oldukları düşünülmeden, Suriyeli sığınmacılara iyi eğitim ve iş eğitimi fırsatları sağlanması gerektiğini söyledi.

Türkiye’de toplam 2 milyon 800 bin, sınırlarının hemen yanı başında da 250 bin Suriyeli sığınmacı bulunduğunun altını çizen Şimşek, ülkenin ayrıca 150 bin Iraklı ve 100 bin kadar da diğer ülkelerden gelen sığınmacılara ev sahipliği yaptığını hatırlattı. Şimşek canlarını kurtarmak için Türkiye’ye sığınan bu mültecilerin ihtiyaçlarını karşılamanın “vicdani bir yükümlülük” olduğunu savundu.

‘Vebal değil kazanç’

Şimşek şöyle konuştu: “Bu sığınmacıları geçici olarak düşünmemeliyiz. Belki kulaklara yanlış gelebilir ya da genel beklentilerle uyuşmayabilir. Ama Almanya 1960 ve 70’li yıllarda Türkler’e misafir işçi gözüyle bakmayıp, onları toplumun bir parçası olarak görüp daha iyi bir entegrasyon stratejisi uygulasaydı, bundan devasa yarar sağlardı. Şimdi Almanya artık öyle yapıyor. Bizler de mültecileri geçici ya da kalıcı olarak değerlendirmemeliyiz. Onlara iyi okul ve iş eğitimi sağlamalıyız. Onlara saygılı davranmalı ve kısa vadede olduğu gibi bir vebal olarak görmemeliyiz.”

Türkiye’nin Suriyeli sığınmacıları “bir kazanç” olarak görmesi gerektiğini vurgulayan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, “Psikolojimizi değiştirdiğimizde, olumlu baktığımızda, mültecileri bir kazanç olarak göreceğiz. Bazıları bir daha asla geri dönmeyebilir. Onları dil ve diğer beceriler kazandırarak entegre etmeliyiz” dedi.

Eğitimi de bu entegrasyon sürecinin bir parçası olarak değerlendiren Mehmet Şimşek, Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıların 800-900 bin kadarının okul çağında olduğunu, bu çocuklara gerekli eğitimin verilmemesi durumunda yalnızca kendi geleceklerinin değil, küresel barışın tehdit altında olacağını savundu. Şimşek bu çocukların “aşırı görüşlülere karşı korunmasız kalacağı” uyarısında bulundu.

‘Mülteci krizi Türkiye ve AB’yi birbirine yakınlaştırdı’

Türkiye hükümetinin Suriyeli mültecilere eğitimin yanı sıra çalışma izni, iş eğitimi, ücretsiz tıbbi bakım, ilaç ve üniversite eğitimi sunduğunu da belirten Şimşek bununla birlikte, Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin yalnızca yüzde 10’unun kamplarda yaşadığının altını çizdi. Bu kamplara yılda 4 milyar dolar harcandığını belirten Başbakan Yardımcısı, Avrupa’nın Türkiye’yle gösterdiği dayanışmayı da övdü. Şimşek ayrıca bazı bölgelerde mülteci nüfusunun yerel halkın nüfusundan fazla olduğuna dikkati çekerek, bunun yerel idarelere ağır maliyeti olduğunu kaydetti.

Bertelsmann Vakfı ve Financial Times gazetesinin ortaklaşa düzenlendiği yıllık konferanslar dizisinin göç konulu panelinde konuşan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, mülteci krizinin Türkiye ve Avrupa Birliği’ni yakınlaştırdığını da söyledi. “Belki bunu fırsatçılık olarak değerlendirenler olabilir, ama bunun önemli yok. Türkiye AB’ye sağlam bir şekilde demir attı” diyen Şimşek, Avrupa’nın Ankara’yı daha fazla reform uygulama, hukuk devleti ilkelerini güçlendirme, temel hak ve özgürlükleri genişletme, demokrasi standartlarını arttırma ve kurumsal olarak da bütünleşme konularında teşvik etmeyi sürdürmesi gerektiğini kaydetti. Şimşek, “Bu hem Türkiye’nin, hem de Avrupa Birliği’nin yararına olacaktır” diye konuştu.

‘Avrupa’ya ihtiyacımız var, Avrupa’nın sağlam bir ortağa ihtiyacı var’

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin Avrupa Birliği hedeflerinin sonucu bugünden öngörülemese bile Avrupa’nın sağlam bir ortağa ihtiyacı olduğunu savundu ve şöyle devam etti: “Türkiye’yi Avrupa’ya sağlam bir şekilde demirlemiş tutmanın yeni yararlarının ortaya çıkmasından memnunuz. Çünkü bu uzun vadede Avrupa’nın çıkarına hizmet eder. Bizim de Türkiye’yi toptan bir değişimden geçirebilmek için Avrupa’ya bir ilham kaynağı, bir referans ve bir çıpa olarak ihtiyacımız var.”

‘IMF’nin büyüme beklentilerinin revizyonu siyasi belirsizliğin azaldığına işaret’

Bu arada IMF’nin bu hafta yayınladığı Dünya Ekonomik Görünümü raporunda Türkiye’nin büyüme beklentisini yukarı çekmesini değerlendiren Mehmet Şimşek, bunu Türkiye’de “siyasi belirsizliğin azalmasına bağladı.

IMF’nin yeni raporunda güncellemeler yapmış, küresel büyümeye ilişkin tahminlerini aşağıya çekerken, Türkiye’nin 2016 büyüme beklentisini ise yükseltmişti. Rapora göre Türkiye’nin bu yılki büyüme tahminleri 0,6 puan yükseltilerek yüzde 3,8’e oturtuldu. Raporda gelecek yılki büyüme tahminiyse yüzde 3,4 olarak yansıtıldı.

Panelden sonra Amerika’nın Sesi’nin bu konudaki sorularını yanıtlayan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek şöyle konuştu:

“Türkiye geçen sene bütün uluslararası kuruluşları ve dünyayı şaşırttı. Çin ve Hindistan hariç gelişmekte olan ülkeler yüzde 7 büyürken, Türkiye yüzde 4 büyüdü. Birçok çevre Türkiye’nin büyüyemeyeceğini, çok daha düşük oranlarda büyüyeceğini sanıyordu. Şimdi tabi siyasi belirsizlik azaldı, Türkiye'de bir kapsamlı reform gündemi var, yapısal reformları yapıyoruz. Ondan dolayı şimdi yavaş yavaş, herkes hikayeye tekrar inanmaya başladı.”

IMF'nin rakamlarını yukarı doğru revize etmesini “olumlu bir şey” diye değerlendiren Şimşek şöyle devam etti: “IMF dünyaya ilişkin büyüme beklentililerini aşağı çekerken, Türkiye’ye ilişkin büyüme beklentilerini yukarı çekti. Bu Türkiye'de siyasi belirsizliğin azaldığını, yapısal reformlarla Türkiye'nin orta vadeli görünümünün iyileştiğini gösteriyor. Biz de tabi ki orta vadede yapısal reformları yaparak, verimliliği arttırarak, Türkiye'deki büyüme oranını tekrar yüzde beş patikasına oturtma çabası içerisindeyiz. Bütün olumsuzluklara rağmen yani, jeopolitik gerginliklere rağmen en büyük ticaret ortağımız olan Avrupa'daki kalıcı durgunluğa rağmen, birçok soruna rağmen Türkiye ekonomisi büyük bir direnç gösteriyor, iyi de bir performans gösteriyor.”

‘Türkiye ve Rusya’nın birbirine ihtiyacı var’

Amerika’nın Sesi olarak, Türkiye’nin özellikle son dönemde Rusya, Mısır ve İsrail gibi ülkelerle yaşadığı kötü siyasi ilişkilerin ekonomiye nasıl yansıdığını sorduğumuz Mehmet Şimşek bu soruya, “Çevremizde olup bitenler, ister istemez Türkiye'ye yansıyor” diye yanıt verdi.

“Biz Rusya'yı önemli bir ticari ortak olarak, çok önemli bir komşu olarak gördük görmeye devam ediyoruz. Rusya'yla yapıcı ilişkiler geliştirmek istiyoruz” şeklinde devam eden Başbakan Yardımcısı, Rusya’yla yaşanan sorunun Türkiye’nin hasmane tutumundan kaynaklanmadığını, yalnızca Suriye sınırında yaşanan bir sorun olduğunu belirtti.

Rusya’nın da bunu zamanla böyle görmesi umudunu dile getiren Şimşek, “Rusya’nın Türkiye’ye, Türkiye’nin de Rusya’ya ihtiyacı var. Çünkü bölgesel ticaret, bölgesel ilişkiler kritik bir öneme sahip. Aynı şey Mısır için de geçerlidir. Aynı şey diğer komşularımız için de geçerlidir” dedi.

Türkiye’nin çıkarlarının çevredeki ülkelerin istikrarına bağlı olduğunun altını çizen Mehmet Şimşek, hiçbir ülkenin içişlerine karışmadıklarını savundu, ama ulusal güvenliği için de çevresinde olup bitenlere kayıtsız kalamayacağını söyledi.

XS
SM
MD
LG