Erişilebilirlik

Sıcaklar leylek popülasyonunu tehdit ediyor


Dicle Nehri boyunca uzanan elektrik direkleri, yüksek ağaçlar ve yüksek yapılar yıllardır leyleklere ev sahipliği yapıyor.
Dicle Nehri boyunca uzanan elektrik direkleri, yüksek ağaçlar ve yüksek yapılar yıllardır leyleklere ev sahipliği yapıyor.

Olumsuz etkisini her geçen yıl daha fazla hissettiren küresel ısınma, leyleklerin soyunu tehdit ediyor.

Diyarbakır’da bulunan, Türkiye’nin ve dünyanın sayılı leylek kolonilerinden birini yıllardır gözlemleyen Dicle Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Kılıç, leyleklerin üreme oranının yaklaşık yüzde 27 düştüğünü belirledi.

Dicle Nehri boyunca uzanan elektrik direkleri, yüksek ağaçlar ve yüksek yapılar yıllardır leyleklere ev sahipliği yapıyor.

Sıcaklar leylek popülasyonunu tehdit ediyor
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:02:18 0:00

Diyarbakır Bismil arasındaki 22 kilometrelik bölgedeki 55 leylek yuvasını 22 yıldır düzenli gözlemleyen Prof. Dr. Ahmet Kılıç, şubat ayı ortalarında gelmeye başlayan leyleklerin yaşadığı her yuvaya bir numara veriyor.

Leyleklerin yuvaya malzeme taşıması, eşlerin gelmesi, nisan başından itibaren kuluçkaya yatması, mayısta yavruların yumurtadan çıkması ve haziran sonunda yavruların yuvadan ayrılmasını dikkatle izleyerek kayıt altına alıyor.

Diyarbakır’daki leylek kolonisinde bulunan leylekler göç etmeye hazırlanıyor
Diyarbakır’daki leylek kolonisinde bulunan leylekler göç etmeye hazırlanıyor

“Üreme başarısı yüzde 63’e indi”

Peki bu 22 yılda ne değişti? VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Kılıç, üreme oranının yüzde 90’lardan 63’e kadar gerilediğini söyledi.

55 yuvadan 35’inde yavru bulunduğuna dikkat çeken Kılıç, “Üreme oranı yüzde 80'leri, 90'ları da bulmuştu kimi yıllarda, özellikle kar yağışının olduğu yıllarda. Şimdi yüzde 63’e kadar düşen bir başarıdan bahsediyoruz. Bunu küresel ısınma ve ona bağlı olarak kar yağışının olmamasına bağlıyoruz. Çünkü tabiatta her şey bitkisel üretimle başlıyor.

Kar yağışı ya da yağışlar bunları başlangıçta destekler. Ardından buna bağlı diğer canlılar da artış olur.
Maalesef bitkisel üretim yeterli düzeyde değil ve diğer canlılar da yeterince çoğalamadı” dedi.

Kılıç, ortaya çıkan tablonun nedenini küresel ısınmaya bağlıyor. Isınmanın besin zincirini bozduğuna dikkat çeken Kılıç, “Kar yağışının olduğu yıllarda besin zinciri dediğimiz ilişkide öncelikle tabiatta bitkisel üretim gerçekleşiyor. Buna bağlı böcekler, diğer türlerde üreme ve artış görülüyordu. Ancak iklimsel faktörler tabiattaki çeşitli canlı türlerinin, bu arada da leyleklerin üreme başarısını etkiledi” diye konuştu.

Diyarbakır’daki leylek kolonisi dünyanın en büyüklerinden biri.
Diyarbakır’daki leylek kolonisi dünyanın en büyüklerinden biri.

“Leyleklerle birlikte 300 tür risk altında”

Kılıç, leyleklerin yanı sıra bölgede yaşayan 300’e yakın kuş türünün risk altında olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Biz leylekleri aslında sembol tür olarak takip ediyoruz. Bu bölgede onlarca kuş var. Onlarca ötücü kuşlar var. Toplam 300 civarında kuş türü var. Bunların hepsi bu şekilde etkileniyor.
Dolayısıyla önümüzdeki yıllarda biz bu birey sayısının azalmasını, tür sayısının azalmasıyla devam edeceğini düşünüyoruz. Yani tabiatta deyim yerinde ise ciddi sorunlar var, türleri kaybediyoruz.”

Ne yapılabilir?

Kılıç “Ne yapılabilir?” sorusuna verdiği yanıtta önce “Küresel ısınmanın önüne geçme şansımız yok” dedi.

Ancak Kılıç alınabilecek bazı tedbirlerle küresel ısınmanın etkisinin azaltılabileceğine dikkat çekerek, şöyle konuştu:

“Mesela nehir özellikle kirletilmemesi lazım. Su kirliliği büyük bir öneme sahip. Çevrede, toprakta, havada ve suda kirlilik var. Bunlar türleri çok ciddi zorluyor. İnsanlar bir kere bu kirliliği azaltabilir. Bu imkân var. Bunun dışında koruma bölgeleri oluşturmamız lazım.

Ülkenin farklı yerlerindeki milli park, tabiat parkı sayısını artırma imkânı var. Bu bölgede de böyle bir ya da birkaç yer kurulursa bu türleri kaybetmeyiz. Tabii türleri kaybedince ne olacak? O zaman tabiatta, tarımsal üretimde ya da diğer hastalıklarda viral ya da bakteriyel hastalıklarda da artış olacak. O yüzden bu dengeyi korumakiçin canlılara destek vermemiz lazım. Başka bir önemli husus daha var. Bu konuda bizim fosil yakıtlardan vazgeçip rüzgâr ve güneş enerjisine dönmemiz lazım. Bütün vatandaşlara, bütün kesimlere görev düşüyor. Yani bir insanın katkısı ne olur diye düşünülmemesi lazım. Hepimiz el birliği yaparsak bu sorunun üstesinden geliriz. Bizim özellikle ağaç dikmemiz lazım. Bu çok önemlidir, çok değerlidir."

Avrupa’dan Afrika’ya uzanan iki önemli göç yolundan biri olan Avrupa-Anadolu-Afrika hattı üzerinde bulunan Bismil'de, leylekler son yıllarda yuvalarını kış aylarında da terk etmiyor. Kılıç’ın verdiği bilgilere göre son yıllarda göç etmeyen leylek sayısı 100’e ulaştı.

Forum

XS
SM
MD
LG