Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Angela Merkel’den boşalan koltuğa oturalı iki ay oldu. Bu sürede Scholz Corona krizindeki politikalarının yanısıra, özellikle Rusya ve Ukayna arasındaki krizde yeteri kadar net bir tavır almadığı nedeniyle eleştirilere maruz kaldı.
Scholz hükümetinin Ukrayna’ya silah sevkiyatını reddedetmesi Berlin üzerindeki uluslararası baskıyı arttırırken Scholz, konuyla ilgili yoğun bir diplomatik ataktan yöne karar aldı. Scholz’un ilk durağı ABD'nin başkenti Washington. Burada, daha önceden planlanmış bir resmi ziyaret kapsamında Beyaz Saray‘da Başkan Joe Biden ile bir araya gelecek olan Almanya Başbakanı, 14 Şubat'ta Ukrayna'yı, 15 Şubat'ta da Moskova'yı ziyaret edecek.
Scholz, Washington’a uçmadan önce yaptığı açıklamada, ziyaretinin amacının "Transatlantik ortaklığı güçlendirmek" olduğunu söyledi. "ABD, Almanya ve Avrupa'nın en önemli müttefikidir, NATO'da birlikteyiz. ABD ile Almanya arasında güçlü bir birlik olmasına alternatif yoktur" diyen Scholz, Ukrayna ihtilafında ABD ile görüş birliğine vurgu yaptı. "Ukrayna'ya yönelik askeri saldırganlığın Rusya için çok yüksek bir maliyeti olacağını hep vurguladık. Bu konuda ABD, AB ve ilgili olan tüm taraflarla çok net hazırlıklar yaptık" diyen Scholz, Rus doğal gazını Avrupa’ya getirecek Kuzey Akım 2 boru hattını ima ederek, "Somut hazırlıklarımız var. Alacağımız olası yaptırımlar konusunda yakın görüşmeler yapıyoruz. Bunlar, çok geniş kapsamlı ve çok sert yaptırımlar olacak" dedi.
Almanya Ukrayna'ya silah göndermeyecek
Almanya’nın Ukrayna’ya silah göndermeme konusundaki pozisyonunda bir değişiklik olmayacağını belirten Scholz, ülkesinin geleneksel olarak savaş ve ihtilaf bölgelerine silah göndermediğini hatırlatarak, silah yardımının diplomatik çözüm çabalarına da zarar vereceğini öne sürdü. "Daha önceki yasama dönemlerinde de kriz bölgelerinde daha fazla gerilimi tırmandırmamak için silah teslim etmedik. Federal hükümetlerin net duruşu budur" diye konuşan Scholz, buna karşılık ülkesinin Litvanya’da bulunan NATO muharebe gücündeki Alman birliklerine takviye yapmaya hazır olduğunu, ayrıca Alman savaş uçaklarının hava gözetimi için bölgede konuşlandırdıklarını ifade etti.
Litvanya'daki NATO birliklerinde beş yıldır lider ülke konumunda olan Almanya, çok uluslu birimde yaklaşık 600 asker bulunduruyor.
Scholz Almanya'da eleştirilere maruz kalıyor
Scholz’un Washington ziyareti Berlin’de de yakından takip ediliyor. Muhalafetteki Hristiyan Demokrat CDU’dan çok sayıda siyasetçi, Scholz’un Biden ile görüşmesinde, Almanya’nın daha fazla yardıma hazır olduğunu çok açık bir şekilde dile getirmesini talep etti. CDU dış politika uzmanı Norbert Röttgen, "Scholz’dan beklentimiz, Rusya’nın saldırgan tavrına karşı, Kuzey Akım 2’nin hemen sonlandırılacağını kuşku bırakmayacak bir netlikte söylemesidir" şeklinde görüş belirtti.
Scholz’e bir diğer eleştiri ise, kendisi de Sosyal Demokrat Parti‘li olan, eski dışişleri bakanı Sigmar Gabriel'den geldi. Gabriel, Almanya'nın geçmişte istisnai olarak ihtilaf bölgelerine silah gönderdiğini belirterek, Scholz’un Ukrayna’ya silah satımı konusunu hem Biden’le hem de Federal Meclis'te ve Alman kamuoyunda ele almasını önerdi.
Scholz'un diplomasi trafiği gelecek hafta da sürecek
Scholz, 24 saatlik Washington ziyaretinin ardından Berlin’e döndükten sonra, hafta sonunda 14 Şubat'ta Kiev'e ve 15 Şubat'ta Moskova'ya gidecek. Ukrayna'nın başkenti Kiev'de Cumhurbaşkanı Volodimir Zelensky ile, ertesi gün de Rusya'nın başkenti Moskova'da Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’le görüşecek Scholz, önceliğinin, gerilimin düşmesi ve krize Minsk Anlaşmaları temelinde siyasi çözüm bulunması olduğunu söylemişti.
Bu arada krizin barış yoluyla çözülmesi için diplomasi trafiğinde çok aktif bir rol üstlenen Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, Rusya ve Ukrayna ziyaretleri dönüşünde Scholz ile görüşmek için başkent Berlin'e geleceği belirtildi. Macron, bugün Moskova’da, yarın Kiev’de görüşmeler gerçekleştirecek. Ardından Berlin'de Scholz ve Macron’un yanı sıra Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda’nın da katılımıyla üçlü zirve yapılacak.