Erişilebilirlik

“Savaş Fiyat Artışlarını ve Tedarik Sorununu Tetikledi”


2022 Uluslararası Para Fonu (IMF) - Dünya Bankası Bahar Toplantıları, G20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları Toplantıları’na Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin küresel ekonomiye etkileri damgasını vurdu. Bu da Washington’daki her platformda gündeme gelen bu başlığın yalnızca siyasiler değil, ekonomistler tarafından da yakından takip edildiğini gösteriyor.

Washington’daki toplantıları izleyen ve dünyanın en büyük finans merkezlerinden Londra’da, gelişmekte olan ülkelere yatırım yönlendiren Neuberger Berman’da uzman olarak görev yapan portföy yöneticisi Kaan Nazlı, savaşın neden olduğu fiyat artışlarına dikkat çekiyor.

“Savaş Fiyat Artışlarını ve Tedarik Sorununu Tetikledi”
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:08:39 0:00

“Oldukça olumsuz bir gelişme; hem insani taraftan olumsuz öte yandan tabii emtia fiyatları zaten artma sürecinde idi ve küresel ekonomi açısından risk oluşturuyordu. Şimdi tabii hem Rusya hem Ukrayna ciddi emtia üreticisi ve ihracatçısı ülkeler. İkisinin de böyle bir savaş içine girmesi tabii ciddi anlamda tedarik sorunları yaratıyor. Bu yüzden tabii fiyatlar artıyor ve özellikle normalde petrol doğalgaz alanında bunları görürüz ama mesela buğday konusu çok önemli. Birçok Afrika ülkesi Rusya'da Ukrayna'dan buğday ithal ediyor. Gerçekten de dünyanın ticari tedarik zincirinin zaten risk altında olduğu bir dönemde ciddi yeni bir şok oldu bu” diyen Kaan Nazlı, bu süreçte özellikle petrol fiyatlarında görülen artışın diğer birçok alana da olumsuz yansıdığını vurguluyor. Nazlı, “Genelde petrol sanayii açısından çok önemli olduğu için onun dışında tabii siyasi faktörler de hep işin içine girdiği için daha ön planda. Ama mesela paladyumda Rusya'nın zannediyorum dünya açısından yüzde 86'lık gibi bir payı var. Bunun dışında Rusya'nın platin, krom, demir birçok alanda ciddi bir emtia üreticisi olduğunu biraz hatırlamış olduk. Öte yandan Ukrayna da tabii hem buğday açısından hem aynı zamanda demir-çelik açısından çok önemli bir üretici. Onun da ciddi olumsuz bir etkisi oldu. Petrol konusunda zaten fiyatların arttığı bir sürece girdik. Çünkü pandemi sonrası ekonomi toparlanıyor. Ciddi bir talep var. Buna rağmen arz yeterince artmıyor. Tabii bir anda acaba mesela Avrupa Birliği Rusya üzerinde bir yaptırım uygulayıp 'Ben artık senin petrolünü almayacağım' derse bu tabii bütün herşeyi daha da kızıştıracak bir gelişme olacak” diye ekliyor.

Avrupa ekonomisinin içinde bulunduğu dinamikleri yakından izleyen Kaan Nazlı, Avrupa’nın doğalgaz konusunda Rusya’ya bağımlı olduğunu hatırlatıyor ancak bu süreçte Amerika ile Avrupa arasındaki yakınlaşmanın da altını çiziyor. Nazlı bu görüşünü, “Avrupa Birliği açısından bakıldığında açıkçası Avrupa Birliği'nin adımları benim beklentilerimin önüne geçti ve birçok gözlemcinin beklentisinin önüne geçti, genelde Amerika Birleşik Devletleri Rusya sözkonusu olunca çok daha bu konuda hassas ve daha sert ve ekonomik ilişkileri de o kadar güçlü değil. Avrupa Birliği'ne baktığımızda çok ciddi bir doğalgaz alımı var Rusya'dan. İngiltere’nin asla çok bir hassasiyeti yok. O yüzden onlar Amerika'yla ortak davranma konusunda daha özgür davranabiliyorlar ama özellikle Almanya açısından çok ciddi bir politika değişikliği yaşandı ve orada da belki Trump döneminde Amerika-Avrupa arasında ciddi gerginlik vardı bazı konularda, hani bu gerginliklerin çok hızlı aşıldığı bir dönem diyebiliriz. Yani Almanya hem askeri açıdan hem doğalgaz konusunda bir kesinti olmasa bile sanki oraya doğru yaklaşıyor herşey. Çok ciddi bir politika değişikliği” sözleriyle ifade ediyor.

Rusya’nın 24 Şubat’ta Ukrayna’yı işgalinden sonraki ilk günlerde, ruble keskin bir değer kaybı yaşasa da, son günlerde Rus para birimi nispeten bir toparlanma kaydetti ancak yine de Ukrayna’yı işgalinin hemen ardından başta ABD olmak üzere birçok ülkenin Rusya’ya uyguladığı yaptırımlar Rus ekonomisine ağır darbe vurdu.

“Rus ekonomisi açısından bu sene çok ciddi bir negatif büyüme olacak yani yüzde 12 alanında tahmin ediyoruz. IMF Dünya Bankası açıklamalarını yapıyorlar. Onlar da ciddi bir resesyon bekliyorlar. Bu hem Rusya'nın kendisi için hem de ona ticaret yapan her ülke için bir risk oluşturuyor. Çünkü her ne kadar bir Çin kadar büyük bir ekonomi değilse de sonuçta dünya milli gelirinin yüzde 3'üne sahip bir ülke. Yani bir anda burada bir yüzde 10'luk bir daralma ciddi bir etki yaratıyor” diyen Kaan Nazlı, bu gelişmelerin komşu ülke olarak Türkiye’ye de yansımaları olduğu ve her yıl çok sayıda Rus turisti ağırlayan Türkiye için siyasi açıdan bazı sorunların çözümüne fırsat tanıyabileceği görüşünde.

Nazlı ayrıca, “Türkiye açısından kısa vadeye baktığımızda hem petrol ve doğalgaz ithal ediyoruz, tabii bunların fiyatları artıyor. Öte yandan turizm sektöründe Rusya ve Ukrayna'dan gelenler var tabii bu sene o konuda soru işaretleri var. O yönden olumsuz. Orta vadede belki birtakım siyasi sorunlar çözülebilir bu noktada. Amerika Birleşik Devletleri ile birlikte en azından F-16, F- 35 konuları belki çözülebilir, bir pencere yaratılabilir. Öte yandan belki Rusya'yla da birtakım sorunlar vardı Suriye tarafında, bunlar çözülebilir. Yani orta vadede belki birtakım olumlu faktörler olabilir ama yani zannediyorum önümüzdeki 3- 6 ay daha çok olumsuz faktörlerin önde olduğu bir dönem” değerlendirmesinde bulunuyor.

2022 Uluslararası Para Fonu (IMF) - Dünya Bankası Bahar Toplantıları, G20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları Toplantıları’ndan kısa bir süre sonra Washington, ABD Merkez Bankası'nın (FED) Mayıs toplantısına da evsahipliği yapacak. İşte şimdi gözler Mayıs ayı başındaki bu kritik toplantıdan çıkacak kararlarda. Kaan Nazlı, “Beklentimiz faiz arttırımının devam etmesi hatta 50 puanlık bir arttırım da tekrar gündeme gelebilir gibi görünüyor. İlk beklenti, ilk savaş çıktığındaki beklenti 'FED de Avrupa Merkez Bankası da bir şekilde yavaşlarlar' noktasındaydı. İki Merkez Bankası da 'Biz ciddi bir şekilde sıkılaştırmaya devam edeceğiz' dedi. Tabii bunu bir anlamda piyasa biraz olumlu da aldı aslında. Çünkü baktığınızda 3 hafta çok ciddi bir gerginlik. Sonra 3 hafta sonra bir toparlanma yaşandı. Sanki merkez bankalarının hani 'Biz sıkılaştıracağız' demesi ekonomi ile ilgili de o kadar da kaygılı değiller gibi bir beklenti yarattı ama bu tabii kısa vadede de özellikle gelişmekte olan ülkelere sermaye akımları açısından baktığımızda daha sıkılaştırma ve daha azalma söz konusu” diyor.

Ekonominin Corona virüsü salgınıyla yara aldığı, Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle bu yaranın daha da derinleştiği bir ortamda yatırımcılara tavsiyelerde bulunan portföy yöneticisi Kaan Nazlı, kısa vadede fiyat artışlarının bir süre daha devam edeceği uyarısında bulunuyor.

Kaan Nazlı, “Şu noktada emtia piyasaları tabii ki en önde olmaya devam edecek. Yani ne kadar küresel ekonomi yavaş diyebilecek olsa da şu aşamada önümüzdeki 3- 6 ayda petrol doğalgaz ve herhangi bir emtia da fiyatların artışı daha ön planda kalacak. Tabii sıkılaştırma sebebiyle tahviller açısından daha olumsuz bir ortam tabii buna gelişmekte olan ülkelerin tahvilleri dahil. Onun dışında Amerikan hazine kağıtları, zaten görüyoruz şu ana kadar Avrupa hazine kağıtlarına bakıldığında, hisse senetleri açısından da tabii tamamiyle ekonominin büyümesi ile bağlantılı. Eğer ekonomi bu sıkılaştırma sürecine ve savaş sürecini çok ciddi yara almadan atlatabilirse daha olumlu olabilir ki gördüğümüz gibi Avrupa açısından bunu çok atlamayacak gibi görünüyor” diyor.

XS
SM
MD
LG