Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Gazze’de yaşananlara NATO’nun sessiz kaldığını savunarak, Türkiye’nin artık ABD'nin Malatya-Kürecik’teki radar üssünün varlığına izin vermemesi gerektiği ve İsveç’in üyelik tezkeresine TBMM’de olumlu bakmayacakları mesajlarını verdi.
Karamollaoğlu, bugün VOA Türkçe’nin de aralarında bulunduğu medya kuruluşları temsilcileriyle buluşmasında, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Gazze
için yeterli adımlar atmadığını görüşünü dile getirdi, Hamas için “terör örgütü değil direniş örgütü” yaklaşımını ise destekledi.
Avrupa Birliği (AB) ülkeleri başta olmak üzere Batı’nın Gazze’deki sivil ölümlerine ve İsrail’in uzun yıllardır işgalci olmasına rağmen meseleyi tarihsel geçmişiyle ele almayarak, sadece tek taraflı değerlendirdiğini söyleyen Karamollaoğlu, “Filistin meselesi insan haklarına önem verdiğini düşündüğümüz ülkelerce farklı tavırlar gösterilebileceğini de ortaya koydu” tespitini yaptı.
Filistin meselesini 1940’lı yıllardan itibaren değerlendirmek gerektiğini kaydeden Karamollaoğlu, Erdoğan’ın Hamas için kullandığı “mücahitler, direniş örgütü” yaklaşımına benzer ifadeler kullandı.
Karamollaoğlu, “Birleşmiş Milletler kararlarına uymayarak İsrail şu anda üzerinde yaşadığı toprakları fiilen işgal etti. BM de ciddi bir tavır sergilemedi. ABD ve Batı ülkeleri desteğiyle İsrail’in tutumu üzerine Filistin’de hakları gasp edilen halk direnç örgütleri oluşturdu. Bir ara direnç örgütleri Filistin’in dışına da gitmek zorunda aldı. Yaser Arafat mesela sonra bir dönem geri dönebildi. Hamas, Filistin direniş örgütü. Gazze işgal edilirse diye örgütlü. İsrail tarafından gayri meşru ilan edildi” diye konuştu.
Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Filistin meselesine yaklaşımı ve 28 Ekim Cumartesi günü AK Parti’nin davetiyle İstanbul’da miting yapılmasını ise “iç politika odaklı” gördüğünü dile getirdi.
Karamollaoğlu’na göre Türkiye, Gazze için kararlı davranmalı, Türki Cumhuriyetler olarak da adlandırılan 10 Avrasya ülkesiyle ortak hareket edilmesi gibi hamlelere öncülük etmeli ve Erdoğan’ın girişimleri bu yönde olmalı.
Türkiye’nin mevcut ekonomik tablosunda yabancı yatırımcılara ihtiyaç duyması nedeniyle gerektiği şekilde bağımsız hareket edemediğini söyleyen Karamollaoğlu, “Ekonomik mesele politika üzerinde baskı oluşturuyor, Türkiye’nin bir numaralı ekonomik problemi israf. Erdoğan’ın tavrı ise açıktı; ‘itibardan tasarruf olmaz’ demişti” dedi. Saadet Partisi lideri, Erdoğan iktidarının ekonomi nedeniyle dış politikada yeterli adımlar atamadığını savundu.
“ABD dünya harbi çıkmasına vesile olacak adımları atıyor”
ABD ile askeri işbirliği bağlamında Adana’da İncirlik Üssü ve Malatya’daki Kürecik Radar Üssü konusundaki soru üzerine Karamollaoğlu, Türkiye’nin acilen Kürecik Radar Üssü’nün kaldırılmasına karar vermesi gerektiğini söyledi.
Karamollaoğlu, “ABD dünya harbi çıkmasına vesile olacak adımları atıyor, insan katliamına cevaz veriyor, sadece ve sadece İsrail tarafını destekliyor. Buna rıza göstermemiz mümkün olmaz, bir insanlık suçu işleniyor. Şu anda bütün dünyanın gözü önünde katliam yapılıyor, çocuklar öldürülüyor, bütün yerleşim mahalleri harabe haline getiriliyor. Buna nasıl güya medeni Batı alemi göz yumuyor. ABD mutlaka kendi politikasına çeki düzen vermek mecburiyetinde. Bu konu bütün dünyayı ilgilendiriyor. İsrail hedefini gizlemiyor, kendisine vaat edildiğini söylediği topraklara yerleşmek istiyor. Kutsal topraklar, Fırat ile Nil arasında görüşü var. Dolayısıyla Kürecik gibi bir yerin Türkiye’de artık olmaması gerektiği kanaatindeyim” ifadelerini kullandı.
İsveç’in üyeliği: "Müspet bakmıyoruz, NATO’nun uşağı olmayız"
Saadet Partisi’nin TBMM’de İsveç’te NATO üyeliğine ilişkin tezkere oylamasında nasıl tutum alacağına ilişkin soru üzerine ise Karamollaoğlu, “İsveç, Finlandiya’dan ayrı bir konu. Bugünkü şartlar altında buna sıcak bakılmaması gerektiğine inanıyorum. Hükümet, hem nalına hem mıhına gider gibi böyle bir adım atıyor, (İsveç’in NATO üyeliğine kabul edildiğinde NATO’daki) belirli imkanları kullanırız gibi bir tavır sergileyecek görünüyor. Biz, müspet bir tavır sergilemeyiz” açıklaması yaptı.
Karamollaoğlu, TBMM’de oylama günü şartları bir kez daha değerlendirebileceklerini de sözlerine ekleyerek, bugünkü tabloda Türkiye’nin dahi NATO üyeliğine de sıcak bakmadıkları yönünde açıklamalar yaptı.
Akdeniz’de İsrail’i savunma gerekçesiyle ABD’nin askeri gemi bulundurması hatırlatılarak Türkiye’nin de hedefte olup olmadığı sorusu üzerine Karamollaoğlu, ABD’nin bölgede uçak gemisiyle hangi ülkeleri hedeflediği konusunda, “Türkiye inşallah yoktur. Bunu onlara sormak lazım” yanıtını verdi.
ABD ve NATO’nun tutumuna karşılık Türkiye’nin İsveç’e nasıl üyelik verilebileceğine ilişkin yeniden soru sorulması üzerine Karamollaoğlu, “NATO bir haksızlık karşısında 'bu katliamdır' diyemedi, sessiz kaldı. NATO’dan çıkalım daha iyi olur. NATO’nun uşağı, kölesi olamayız. Bizi mahvetmeye çalışan bir grubun içinde bizim ne işimiz var. NATO’nun genişlemesinde neden olumlu tavır belirleyelim ki” diye konuştu.
"ABD’nin 51’inci eyaleti gibi muamele görmeyi kabul edemeyiz"
Karamollaoğlu, ABD Kongresi’nde Erdoğan’ın Hamas’a ilişkin “terör örgütü değil” yönündeki açıklaması üzerine yaptırım girişimi başlatılmasına ilişkin soru üzerine, Türkiye’nin öncelikle dış politika bağımsızlığı için ekonomik açıdan güçlü olması gerektiğini vurguladı.
Karamollaoğlu, “ABD ile münasebetlerimizde Türkiye’yi sık boğaz etmek için adımlar atıyorlar. Türkiye de buna karşı adımlar atmak durumunda. Biz, ABD’nin 51’inci eyaleti gibi muamele görmeyi kabul edemeyiz. Kendi alt yapımız ile sanayimiz ile dışarıya bağlı olmadan bu hamleleri yapmak en önemli adımımız. Ama başlangıçtan beri Tayyip Bey üretime dönük tesislerin tamamını özelleştirdi. Devletin elinde tesis kalmadı. Bunlar Türk firmalarının elindeydi. Bugünkü iktidarın bu konuda zaafı var. Türkiye hızlıca toparlanabilir, bizim alt yapımız var, insan gücümüz var. Yatırımların Anadolu sathına yayılması, bugünkü ekonomik sorunların üstesinden kendi çabamız ve yatırımlarımız ile yeni projeler ile gelebiliriz” yanıtını verdi.
Cumhuriyet’in 100’ncü yılı için “kuruluş felsefesi” vurgusu
Türkiye’nin hem ABD ile ilişkileri hem de dış politika bağımsızlığı açısından ekonomide kendi yatırımlarına sahip olması gerektiğini yineleyen Karamollaoğlu, Cumhuriyet’in 100’üncü yılında “kuruluş felsefesi” ile hareket edilmesi çağrısı yaptı.
Karamollaoğlu, “Cumhuriyet’in 100’ncü yılı kutlamasında iktidar daha farklı adımlar atabilirdi. Kuruluşundan beri bu konudaki felsefesi farklı. Kuruluş felsefesi olarak 1930’lu yıllarda hamle ruhu kazanılabilirse Türkiye sözü dinlenen bir ülke konumuna gelebilir” dedi.
Bu arada Saadet Partisi lideri, Türkiye’nin 2024 bütçesi teklifinde Milli Savunma Bakanlığı ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) kuvvet komutanlıkları için ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) benzeri büyük bir bina kompleksi yapılması planlamasını da eleştirdi.
Mart 2024’teki yerel seçimler konusunda “Saadet Partisi kendi adaylarıyla girecek” açıklamasını yineleyen Karamollaoğlu, belki belirli yerleşim yerlerinde öncelikle TBMM’de ortak grup kurdukları Gelecek Partisi gibi diğer partiler ile ortak aday göstermeyi de düşüneceklerini kaydetti.
Mayıs seçimlerinde “Altılı Masa” işbirliği sonrasında muhalefet cephesindeki bölünmüşlük ile ilgili soru üzerine Karamollaoğlu, “Mahalli seçimler vatandaş üzerinde nasıl bir intiba oluşturduğumuza dair bize bir fikir verecek. Ondan sonra dört sene seçim görmeyeceğiz. Kamuoyu önünde yapılan lüzumsuz çekişmeler vatandaşta tedirginlik yarattı. Yerel seçimlerde tek başımıza gireceğiz. Ama dirsek temasını bırakmayacağız. Bazı seçim bölgelerinde birlikte girme durum olabilir. Seçimler bitti Altılı Masa bitti” değerlendirmesinde bulundu.
Forum