ABD Senatosu Dış İlişkiler Komisyonu’nun gündeminde Türkiye’ye hem Suriye operasyonu hem de S-400 alımı sebebiyle yaptırım uygulanmasını öngören tasarı var. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Beyaz Saray ziyaretinde görüştüğü beş Cumhuriyetçi senatörden biri olan Jim Risch VOA Türkçe’den Begüm Dönmez Ersöz’ün sorularını yanıtladı. S-400 konusunda çok sabır gösterdiklerini söyleyen Senatör Risch, “Artık yolun sonuna gelindi” dedi.
Senato Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Jim Risch, 13 Kasım’da Beyaz Saray’da Başkan Donald Trump ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görüşmesinin ardından, müzakerelere şans vermek adına Türkiye’ye yönelik yaptırım tasarısı girişimini bir süreliğine askıya almıştı. Ancak S-400 konusunda Türkiye’den “Vazgeçmeyeceğiz” açıklamalarının gelmesinin ardından, Risch, Senato Dış İlişkiler Komisyonu’na, 29 Ekim’de Temsilciler Meclisi’nde kabul edilen yaptırım tasarısının bir benzerini getirme kararı aldı.
“ABD’nin ulusal güvenliğini teşvik ve IŞİD’in canlanmasının önlenmesi” adını taşıyan yaptırım tasarısı Türkiye’nin Suriye operasyonu ağırlıklı. Suriye operasyonu sebebiyle Milli Savunma Bakanı dahil olmak üzere üst düzey Türk yetkililerin yaptırım listesine alınması, Suriye’de Türkiye’nin kullanması muhtemel silah sevkiyatının yasaklanması öngörülüyor. Türkiye’ye S-400 sebebiyle CAATSA yaptırımlarının uygulanması da tasarının diğer bölümünü oluşturuyor.
“Erdoğan’ın açıklamalarından hayal kırıklığına uğradım”
Senato Dış İlişkiler Komisyonu’nun başkanı olan Senatör Jim Risch, Türkiye’ye yaptırım uygulanması konusunda neden harekete geçtiğini anlattı. S-400’lerin F-16’lar üzerinde test edildiği haberlerine atıfta bulunarak “Bir yılı aşkın bir süre S-400’lerden vazgeçilmezse yaptırım olacağını söyledim. Erdoğan’ın açıklamalarından hayal kırıklığına uğradım” dedi.
“Beyaz Saray’da görüştüğümüzde konuyla ilgili müzakereler sürdüğü için bir süre bunu askıya almam istendi. Ben de iyi niyetli görüşmeler yapıldığını düşündüm. Dışişleri Bakanı ilerleme sağlanabileceği görüşündeydi. Ama Erdoğan dönüş yolunda S-400’lerden vazgeçmeyeceklerini söyledi. Bir yılı aşkın süredir Dışişleri Bakanı, Savunma Bakanı ve bütün diplomatlara S-400 olursa F-35’in olmayacağını, S-400ler Türkiye’de olursa yaptırımlara maruz kalacaklarını anlattım. Erdoğan böyle bir açıklama yapınca hayal kırıklığına uğradım. ‘Tasarıyı getirme zamanı’dedim. İnanın bana bu çok acı verici. Türkiye iyi bir NATO müttefiki oldu. Rusya’ya karşı kurulan NATO’nun bir üyesiyken neden Rusya’ya yanaştıklarını gerçekten anlamıyoruz. Her egemen devlet kendi kararını verir elbette ama bunun sonuçları olur” ifadelerini kullandı.
“Türkiye’ye son derece makul bir teklif sunulmuştu”
Senato Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Risch, ABD basınına verdiği bir röportajda, Beyaz Saray’daki görüşmede Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Kendisini sapladığı bu çukurdan çıkaracak bir plan” sunulduğunu söylemişti.
Risch, plana ilişkin ayrıntı vermekten kaçındı ancak teklifin Türkiye açısından bir bedel getirmeyecek bir teklif olduğunu söylemekle yetindi.
Cumhuriyetçi Senatör, “Planın ayrıntıları gizli ama genel olarak Türkiye’nin S-400’lerden kurtulacağı, Patriot füze sistemini alabileceği ve NATO kapsamındaki yükümlülükleri çizgisine döneceği bir anlaşmaydı. Türkiye’ye bu planın bir bedeli de olmayacaktı. Son derece makul bir teklifti ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aynı fikirde olmaması hayal kırıklığı yarattı” dedi.
“Artık eğlence sona erdi”
S-400 sebebiyle Türkiye’ye CAATSA yaptırımlarının uygulanması konusunda çok sabır gösterdiklerini belirten Senatör Risch, “Artık yolun sonuna gelindi. Parti sona erdi” ifadelerini kullandı.
Hem Beyaz Saray’daki görüşmede hem de Londra’daki NATO zirvesinde Trump ve Erdoğan arasındaki samimi ilişki dikkat çekmişti.
Peki, bu yakın ilişki Türkiye’yi yaptırıma maruz kalmaktan kurtarabilir mi? Türkiye’nin hem Patriot alımı hem de YPG konusundaki tezlerine destek veren açıklamalar yapan Trump, Türkiye konusunda çizgiyi nerede çekiyor?
“Başkan adına konuşamam” diye söze giren Senatör Risch soruyu, “Bizim her zaman görüşlerimiz örtüşmeyebiliyor ama Başkan CAATSA diye bir yasamızın olduğunun ve yaptırımların uygulanması gerektiğinin farkında. Bence onun da sabrı azalıyor” şeklinde yanıtladı.
“O fırsat çoktan kaçtı”
Senato’nun Çoğunluk Lideri olan Cumhuriyetçi Senatör Mitch McConnell, Türkiye’ye yönelik sert yaptırımlar konusunda temkinli konuşmuş, “Türkiye Rusya’ya daha da yaklaşabilir” uyarısında bulunmuştu.
Bu tezin kendisi açısından artık bir ağırlığının olmadığını söyleyen Senatör Risch “O fırsat çoktan kaçtı. Biraz zaman alabilir ama tasarı Senato’dan geçer. İş oraya gelirse Senatör McConnell’ın da itiraz edeceğini sanmıyorum” dedi. Senatör Risch, yaptırım tasarısı konusunda kesin bir takvim olmasa da mümkün olduğu kadar hızlı hareket etmek istediklerinin altını çizdi.
"Tasarı 'muafiyet imkanı' tanıyor
Senatör Risch, yaptırım tasarısının her iki parti arasındaki müzakerelerin bir ürünü olduğunu, Dışişleri Bakanlığı ve Beyaz Saray’la istişare edildiğini vurguladı.
Temsilciler Meclisi'nin daha önce kabul ettiği yaptırım tasarısından bu tasarının farkını anlatırken de kendi tasarısının Trump yönetimine gerektiği takdirde "muafiyet tanıma" imkanını da verdiğini söyledi.
“S-400 Türkiye’de olduğu sürece F-35’ler ABD’den çıkmayacak”
Tasarıda, F-35 savaş uçaklarıyla ilgili ek bazı maddeler olduğunu söyleyen Senatör Risch, “Türkiye 115 adet F-35 siparişi verdi. 5’i hazır, parası ödendi bekliyor. S-400 Türkiye’de olduğu sürece bu uçaklar ABD’den ayrılmayacak” dedi.
“Türkiye’deki hükümetin bu konuları yeniden değerlendirmesini umuyoruz”
ABD Kongresi’nde Türkiye’nin Suriye operasyonu, S-400 krizi ve demokrasi kaygıları gibi pek çok sorunlu başlık nedeniyle biriken Türkiye karşıtı havanın tersine dönmesi mümkün mü? Yoksa ABD-Türkiye ilişkileri artık başka yöne doğru mu ilerliyor?
Senatör Risch bu soruya verdiği cevapta, “Bunların yaşandığını görmek çok üzücü. Liderler ülkelerini bir yöne ya da başka bir yöne götürebilir. Bazen bu yön insanların aslında istemediği bir yöndür. Türkiye’deki hükümetin bunları yeniden düşünmesini umuyoruz. Aksi halde bu işin sonuçları kendisini göstermeye başladığında, Türkiye için acı verici olacak. Bu durum tersine çevrilebilir. Türk hükümeti NATO müttefiki olmak istiyorsa, NATO müttefiki gibi davranmalıdır. Davranmazsa da bunun kötü sonuçları olur” ifadelerini kullandı.