Kapatılan Özgür Gündem gazetesi ile dayanışmak amacıyla başlatılan “Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği” kampanyasına katılan beş gazeteci hakkında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin vermiş olduğu hapis cezalarını onandı.
Gazeteyle dayanışma için 3 Mayıs 2016 tarihinde başlatılan nöbete 18 Mayıs 2016 tarihinde katılan Özgür Gündem’in eski yayın yönetmeni Hüseyin Aykol’un 3 yıl 9 ay, DİSK Basın-İş Yönetim Kurulu Üyesi Ayşe Düzkan, gazetenin editörleri Mehmet Ali Çelebi, Hüseyin Bektaş ve Ragıp Duran’ın ise birer yıl altışar ay hapis cezaları kesinleşmiş oldu.
İstanbul İstinaf Mahkemesi de, yerel mahkemenin gazetecilerin “cezanın ertelenmesi halinde ileride bir daha suç işlemeyecekleri yolunda mahkemece tam bir vicdani kanaat oluşmadığı” gerekçesiyle cezalarda ertelemeye gitmemesi kararını yerinde buldu. Bu nedenle beş gazeteciden Türkiye’de bulunan dördünün cezaevine gönderilmesinin önü açılmış oldu. Ragıp Duran ise Türkiye’de bulunmuyor.
‘’2019 yılı gazetecilerin hükümleri olarak cezaevlerini doldurdukları yıl olabilir’’
Türkiye’nin dünyanın en fazla gazeteci tutuklayan ülkelerinden biri olduğunu belirten Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünün Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu, son yargı kararlarının medya özgürlüğü konusunda soru işaretlerini arttırdığı görüşünde.
Önderoğlu, ‘’Terörle Mücadele Kanunu TMK, Türkiye’de diyalogla birlikte demokratik ortamın sonlandırılmasının en acımasız aracı oldu. Özgür Gündem dayanışmasına dair davalar ve son ağır cezalar, gazetecilik alanını oto sansüre boğmaya ve misyonundan uzak tutmak amacıyla rehin almaya hizmet etti. AB ile görüşmelerde 72 şarttan biri yapılan TMK, medya özgürlüğünü hedef alabilecek birçok yasal düzenleme gibi af kapsamına alınmazsa, 2019 çok sayıda gazetecinin bu kez hükümlü olarak cezaevlerini doldurduğu bir yıl olabilir” dedi.
DİSK-Basın İş: “Pişman değiliz, gurur duyuyoruz; gazeteciliği savunmayı sürdüreceğiz”
1 yıl altı ay hapse mahkum edilen Ayşe Düzkan’ın da yönetim kurulu üyesi olduğu DİSK Basın İş, mahkumiyete konu olan Özgür Gündem gazetesiyle dayanışma eyleminin basın ifade özgürlüğünü savunmanın gereği olduğuna dikkat çekti.
DİSK-Basın İş’den yapılan açıklamada “Nöbetçi genel yayın yönetmeni olmak gazeteciliği, basın ve ifade özgürlüğünü savunmanın gereğidir. Gazetecilik suç değildir ve suç olmayan bir şeyden dolayı pişmanlık duyulması beklenemez. Biz de Yönetim Kurulu üyemiz, üyelerimiz ve gazeteci dostlarımızın gösterdiği bu dayanışmadan dolayı pişmanlık değil gurur duyuyoruz. İleride bir daha aynı şeyin yapılmayacağı yönünde bir kanaat oluşturmaya çalışmıyoruz aksine gerektiğinde yine gazeteciliği savunacağımızın altını çiziyoruz. Vicdan sahibi olmanın gereği de budur” dendi.
Basın ve ifade özgürlüğü bağlamında Anayasal hakların hiçe sayıldığı, Anayasa Mahkemesi’nin dahi yok hükmünde sayıldığı bir dönemde cezaların kanuni bağlamda değil siyasi bağlamda verildiğini ifade eden sendika, gazeteciliğin savunmaya devam edileceğini vurguladı.
Özgür Gündem gazetesiyle dayanışma eyleminde 56 kişi sembolik olarak nöbetçi genel yayın yönetmenliği yaptı. Kampanyaya katılan 56 gazeteci, sendikacı ve siyasetçiden 50’si hakkında soruşturma başlatıldı.
Soruşturmaya uğrayan 50 kişiden 11’i hakkında takipsizlik kararı verilirken bir dava düştü. 37 kişi ise çeşitli cezalara çarptırıldı.
