Erişilebilirlik

Rusya Taviz Aldığında Barışı Kabul Edecek mi?


İstanbul'daki müzakerelere evsahipliği yapan Dolmabahçe Sarayı
İstanbul'daki müzakerelere evsahipliği yapan Dolmabahçe Sarayı

ANKARA- Daha önce teknik heyetler arasında Belarus’ta yapılan müzakerelere bugün İstanbul’da devam edilmesiyle, barış süreciyle ilgili olası tavizler ve koşullar gündeme geldi.

Ukrayna tarafı adına Michael Podolyak’ın, Ukrayna’nın Avrupa Birliği’ne ve pazarına üyeliğine garanti verilmesi şartıyla birlikte “yabancı askerlerden arındırılmış tarafsız ülke” olarak NATO üyeliği girişiminden vazgeçme mesajı vermesi öne çıkarken, Ukrayna, barış sürecinde garantör ülkeler olması gerektiği görüşünde. Müzakere heyetinden Ukrayna Halkın Hizmetkarı Partisi Başkanı David Arakhamia’nın, Rusya’nın da bulunduğu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kapsamında ABD, Fransa ve Çin’i de işaret ederek, Türkiye, Almanya, Kanada, İsrail ve Polonya’nın garantörlüğünü önermesi dikkat çekti.

Bugünkü tabloyu VOA Türkçe’ye değerlendiren İstanbul Aydın Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Kasım Han, uluslararası hukuk bakımından Ukrayna’nın haklı olmasına karşın, Rusya’nın taviz almaksızın barış adımı atmayacağı görüşünde. ABD’nin, Batı ile blok halinde Rusya karşısında tavır aldığı için Rusya’ya taviz verilmesine karşı çıkabileceğini ancak Moskova’nın nükleer güce sahip olduğunu hatırlatan Han, Putin yönetimindeki Rusya karşısında ABD ve Avrupa’nın yaptırım tutumu konusunda “topyekün saldırma” ihtimalini dikkate alması gerektiğini kaydetti.

İstanbul Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Hakan Güneş ise, VOA Türkçe’ye, ABD’nin barış sürecinde garantör rol almasını önemli bulduğunu vurgulayarak, aksi takdirde Türkiye, Polonya gibi ülkelerce sürecin yürütülmesinde sıkıntı olacağı değerlendirmesinde bulundu. Ukrayna’nın kendi halkına NATO üyeliğinden vazgeçiş kararını anlatması gerekeceğini ancak bunun Rusya’nın kırmızı çizgisi olduğunu belirten Güneş, bugün İstanbul’da her iki tarafın da olumlu sinyaller verdiğini söyledi.

Her iki uzman isim de, Ukrayna’nın 15 yıllık müzakere süreci öngörmesiyle, Kırım’ın Rusya’nın kontrolunda olmasını bir anlamda kabullendiği görüşünde birleşti.

“Rusya’ya birtakım tavizler verilmesi gerektiği acı ama gerçek”

İstanbul Aydın Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Kasım Han, bugünkü müzakereye ilişkin şu görüşlerini dile getirdi:

“Her halükarda barış arzu ediliyorsa, edildiği aşikar, buradaki çatışma uluslararası güvenlik mimarisine zarar veriyor, sürdüğü sürece daha da genişleme riski uluslararası arenaya koyu bir gölge düşürüyor. Bunun bir an önce kontrol altına alınması ve bitirilmesi noktasında ortak istek bulunuyor. Müzakereler ikili gözükse de masada Rusya ve Ukrayna dışında da aslında aktörler bulunduğunu unutmamak lazım. Tüm aktörler farklı boyutlarda masadaki müzakereleri etkileme gücüne sahip. Bunlar arasında ABD, NATO gibi güçlerin yanı sıra farklı gündemi olan Polonya gibi ülkeler var. Rusya’nın gündeminde yaptırımlar olduğu, arka kapıdan yürüttüğü temaslarda ABD’ye ilettiği gibi mesajlar olduğu muhakkak. Amerikan tarafında ise Joe Biden’ın ağzından bazıları çok iddialı olmakla birlikte aldığı bir pozisyon var. Bunun Rusya’yı tedirgin etmiş olduğu kesin. Rusya’da bir rejim değişikliğini tetikleyecek tedbirleri ABD ve Batı ülkelerinden kaldırmalarını isteyecektir. Ukrayna, Rusya’nın agresif bir fetih savaşına çıkmış görüntüsü nedeniyle haklı olmasına karşın, nükleer cephanesi en geniş iki ülkeden birisi olarak Rusya’nın durumunu dikkate almak gerekiyor. Uluslararası güvenlik mimarisine zarar vermemesi bakımından Rusya’nın birtakım tavizler alması gerektiği ise acı ama gerçek. Rusya’nın kişisel olarak yaptığı hamleyi uluslararası hukuka, hakkaniyete aykırı bulmakla birlikte müzakerede Ukrayna’nın taviz vermesi gerektiği aşikar. Putin’e kendi iç siyasetinde bir hikaye fırsatı verilmesi bu aşamada şart görünüyor. Eğer bunları alamazsa Putin, kolay kolay bir ‘barış’a evet demeyecektir.”

Moskova’ya taviz verilmezse “topyekün savaş” riski

Han, “Aksi takdirde yaptırımlar Rusya açısından ekonomik zorlamayı ciddi şekilde bastırıncaya kadar, Rusya içerisinde iç huzursuzluk artıncaya kadar veya Ukrayna, Rusya’ya sahada anlamlı bir zarar verene kadar aksi takdirde Rusya barışa zorlanabilir. Ancak bu üç faktörün birinin ve birkaçının birlikte olması hali dışında şu anda Putin, Ukrayna’dan taviz almaksızın barışa ikna olmayacaktır. Kazançsız bir barışı, gönülsüz bir biçimde yapmış Rusya, bu bölgenin istikrarını bozmak için ciddi bir potansiyel taşıyor olacak. Bütün bu faktörler dikkate alınarak daha istikrarlı bir barış arzu ediliyorsa maalesef Rusya’nın bir çıkış sahibi olması gerektirilecek. Rusya, eğer çıkış görmezse topyekün saldıracaktır. Rusya o halde bırakılacak bir ülke değildir, hele de karar vericinin Putin olduğu bir Rusya” uyarısında bulundu.

Bu noktada ABD’nin Moskova’ya yönelik yaptırımları kolayca kaldıracağından yana şüpheli olduğunu söyleyen Han, “Rusya’nın çok hızlı bir şekilde Ukrayna’yı tarumar edeceğine inanılıyordu ama bugün Ukrayna’nın kolay yutulur bir lokma olmadığı ortaya çıktı. Berlin ablukasından bugüne Avrupa böylesine kenetlenmemişti. ABD, Rusya’nın bu kancadan kolayca kurtulmasını istemeyebilir ama bu noktada kendinden de bu kadar emin olmaması gerekir. Çünkü Rusya’nın, az önce söz ettiğim ülke koşullarına sahip olduğunu unutmamak gerekir” dedi.

Garantör ülkeler önerisiyle ilgili Polonya’nın kayıtsız şartsız Rusya karşıtı tutumu olsa da Almanya, İsrail, Kanada’nın daha dengeli pozisyona sahip olduğunu kaydeden Han, “Rusya da, Türkiye’yi de seçebilecektir, Türkiye’nin dengeli politika yürüteceği bugünkü görüşmeden bir kez daha anlaşılmıştır” yorumunu aktardı.

“Garantör ülkeler kararı önem taşıyor”

İstanbul Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Hakan Güneş ise, “Herşeye rağmen bugün pozitif sinyaller verildi iki taraftan. Ukrayna ne istediğini daha açıkça ortaya koymuş oldu. Rusya tarafı ise, müzakereleri sürdürmemek gibi bir noktaya varmadı. Rusya’nın Kiev ve Çernihiv etrafında çatışmaları bir süre durdurması ise olumlu bir nokta. Ukrayna da garantör ülke olarak 8 ülkeyi anıyor ki, belirli sayıda ülke tarafından garantörlük verilmesi gerekiyor. Ancak NATO’ya katılma önceliğinden neden vazgeçtiğini Ukrayna yönetiminin kendi halkına anlatması gerekiyor. ABD ise henüz bu konuda karar vermiş değil. ABD ile İngiltere’nin bu konuda nasıl karar vereceği ve Rusya’nın da bu garantör ülkeler talebine nasıl yaklaşacağı önem taşıyor” değerlendirmesini paylaştı. Güneş, “ABD buraya garantör olarak girmezse Polonya ile Türkiye pişmiş bir patatesi eline alır. Kritik ülke olarak ABD’nin sözü önemli” diye ekledi.

“Her iki devlet açısından zaman kazanma ve halkla ilişkiler faaliyeti değilse bu müzakereler süreci, anlaşmaya daha yakın noktaya geliyor Rusya ile Ukrayna” diyen Güneş, çatışmaya yol açan esas meseleyi Rusya açısından NATO’ya üyelik girişimi olarak vurgulayarak, Ukrayna tarafının açıklamasını, “NATO’ya katılmamak noktası anayasal değişiklik gerektirdiği için referandum olması gerekiyor. Böylece bu kararı hızlandırmak üzere Ukrayna yönetimince bunun halka sunulması gerektiği noktasında seçim dile getirildi. Bu acaba taktik bir girişim mi bilmiyoruz. Donbass ve Kırım’da da seçimler ifade edildi. Kırım ile ilgili Cemil Kırımlıoğlu da söz aldı ve o daha katı cümleler aldı, ‘Ukrayna’nın eski haline döndükten sonra burada seçimler olabilir’ dedi. Orada seçimler farklı bir müzakere başlığı olabilecektir” şeklinde yorumladı.

Ukrayna Kırım’dan vazgeçti mi?

Prof. Dr. Ahmet Kasım Han, “Donbass bölgesini özerkliğini tanımak gerekiyor, Ukrayna’nın içerisinde kalmasını kabul edecektir Rusya, bu Kiev yönetimini istikrarsızlaştıracaktır. Ancak Rusya Kırım’ı ise vermeyecektir. Bugünkü görüşmeden Ukrayna’nın 15 yıl müzakereyi kabul etmesi de bugün açısından Kırım’dan vazgeçtiğini gösteriyor” diye konuştu.

Doç. Dr. Hakan Güneş de, “Kırım meselesi ikinci plana atılmış durumda. Kırım’ın tanınması karşılığı Donbass’ın Ukrayna’nın içeride kalması pazarlığı var görünüyor” dedi.

Savaş sürecindeki en üst düzeyde görüşme 10 Mart’ta Antalya’da gerçekleştirilmiş ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ev sahipliğinde, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile Ukrayna Dışişleri Bakanı Dimitro Kuleba biraraya gelmişti.

  • 16x9 Image

    Yıldız Yazıcıoğlu

    Yıldız Yazıcıoğlu, 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet’te stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000 – Mayıs 2009 döneminde Milliyet’te mesleki kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009 - 2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü ve farklı medya kuruluşları için temsilcilik – yorumculuk görevlerini yürüttü. Bu dönemde VOA Türkçe’de eğitim aldı ve görev yaptı. Ardından Ankara’ya dönüşünde Habertürk TV’de, ArtıBir TV’de görevler üstlendi. Şu anda VOA Türkçe ekibinde görev almayı sürdürüyor.

XS
SM
MD
LG