Rusya’nın Karadeniz’deki Ukrayna askeri gemilerine yönelik saldırısı Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in Kırım’ı 4 yıl önce ilhak etmesinden ve Donbas bölgesinde istikrarsızlık yaratma girişimini başlatmasından bu yana Kremlin’in Ukrayna’ya yönelik ilk açık saldırısı. Kremlin daha önce “küçük yeşil adamlar” denilen armasız Rus askerlerini Ukrayna askerlerine karşı çatışmada ya da provokasyonlarda kullanmış ancak bu askerlerin Moskova tarafından yönlendirildiğini yalanlamıştı.
Ancak Pazar günü hibrid savaşın hızlanmasıyla birlikte bölgede durum değişti ve bu gelişmeler daha geniş bir çatışmayı tetikleme ve kontroldan çıkma riskini taşıyor.
Peki Rus lider Rus ekonomisinin zor durumda olduğu ve Batı ülkelerinin yaptırımları daha da tırmandırabileceği bir dönemde neden böylesi bir saldırı hamlesi yapmaya karar verdi? Putin’in bu adımı ABD Başkanı Donald Trump’la Arjantin’deki G20 Zirvesi sırasında yapacağı, Suriye krizi ve Amerika’nın nükleer silah antlaşmasından çekilme kararının gündeme geleceği görüşme öncesinde geldi.
Bazı Batılı yetkililer ve analistler, Rusya’nın Karadeniz’i ve Azov Denizi’ni birbirine bağlayan Kerch Boğazı’ndaki saldırısını, Rusya Cumhurbaşkanı Putin’in ülke içinde halk desteğinin düşmesi ve bunun da emeklilik reformlarına tepkinin bir sonucu olmasıyla açıklıyor. Bu analistler son hamlenin Putin’e son beş yıl içinde en düşük seviyesini gören halk desteğini arttırmak için hesaplı bir hamle olduğunu savunuyor.
Putin’e muhalif isimlerden Aleksi Navalni Twitter’dan paylaştığı mesajda, Ukrayna’nın gemilerine el konulması hamlesini Rusya Cumhurbaşkanı Putin’in iç siyasette gündemi değiştirmek için dış politika maceralarını kullandığı ve Rusların batılı devletlerin Rusya’ya karşı birleştiği algısını yarattığı tipik hamlelerden biri olarak değerlendirdi.
Analistlere göre Rusya krizi derinleştirmekte gecikmedi. Rusya’nın 2014 yılında ilhak ettiği Kırım’da bir mahkeme Rusya tarafından gözaltına alınan 24 Ukrayna askerinden birisinin 2 ay tutuklu kalmasına hükmetti. Rus basınına göre Ukrayna askeri Rus sınırını yasa dışı geçmekle suçlanıyor. Rus sınırının ihlali 6 yıla kadar hapisle cezalandırılıyor.
Kremlin Rusya’ya yönelik saldırganlık olarak nitelediği olaydan Ukrayna’yı sorumlu tutumakta gecikmedi. Devlet televizyonu alıkonulan 3 askerin sorgusundan görüntüleri yayınladı.
İsmi Vladimir Lisov olduğu belirtilen Ukrayna askerlerinden biri Kiev’in baskı altında yapıldığını iddia ettiği sorgu sırasında “Ukrayna donanmasına ait gemilerin hareketinin provokatif nitelik taşıdığını kabul ediyorum. Ben bir emri yerine getiriyordum” diyordu.
Kremlin gemilerde Ukrayna’nın karşı istihbarat subaylarının varlığını da öne çıkarıyor, devlet medyasında bu durum Kiev’in kötü niyetinin bir kanıtı olarak sunuluyor. Kremlin sözcüsü Dimitri Peskov olayı Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko hükümetinin tehlikeli bir provokasyonu olarak niteledi. Rus yetkililer Poroşenko’yu gelecek yıl yapılması planlanan ve kaybetmesi olası başkanlık seçimleri öncesinde düşen halk desteğini arttırmak amacıyla bir kriz yaratmakla suçluyor.
İki taraf arasında karşılıklı suçlamalar 2014 yılında Ukrayna’nın Kremlin yanlısı Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç’in devrilmesiyle sonuçlanan Euro-Meydan ayaklanmasından bu yana Moskova ve Kiev arasında devam eden çatışmanın bir parçası.
Poroşenko Pazar günü yaşanan olayı Ukrayna’nın 27 bölgesinin 10’unda sıkıyönetim ilan etmek için kullandı. Merkezi Washington’da bulunan Uluslararası Cumhuriyetçi Enstitüsü’nün Translatlantik Strateji direktörü Jan Surotchak, Poroşenko’nun Batı’daki müttefiklerinin daha çok destek vermesini sağlayabilirse, son gerilimden iç siyasette faydalanabileceğini kabul ediyor.
Ancak “Mesele bundan ibaret değil” diye de ekliyor. Surotchak, Pazar günü yaşanan olayı sadece Putin’in kısa vadeli iç siyaset hesaplarıyla yapılan bir hamle ya da Poroşenko’nun bunu seçim başarısını etkilemek için kullandığı bir olay olarak görmüyor. “Moskova’nın buradaki amacı son beş yıldır yapmaya çalıştığı şeyi yapmak yani Ukrayna’yı istikrarsızlaştırmak” diyor.
Batılı ve Ukraynalı yetkililer son birkaç haftadır Donbas bölgesinde ve Azov Denizi’nde gittikçe artan bir Rus hareketliliği olduğunu söylüyor. Son gerilimden 3 gün önce konuşan Ukrayna Savunma Bakanı Stepan Poltorak Donbas çatışmasının yeniden aktif bir aşamaya geçtiği konusunda uyarıda bulunmuş, Rusya’dan başka hamleler de beklediğini dile getirmişti.
Batılı yetkililer Ukrayna’nın bu uyarılarını ciddiye aldıklarını ve Rusya Mayıs ayında Rusya ana karasını Kırım’a bağlayan boğaz üzerindeki köprü inşaatı tamamlandığından bu yana Azov Denizi’nde Rusya’nın gerilimi tırmandırdığını kabul ediyor. Rusya Kerch Boğazı civarında devriye gezen silahlı gemilerin sayısını arttırdı ve Ukrayna’nın Azov limanlarına ulaşmaya çalışan kargo gemileri Ruslar tarafından daha sıkı aranıyor, süreçlerde haftaları bulan gecikmeler yaşanıyor. Bu da yük taşıma trafiğinde yüzde 33’lük bir düşüşe sebep oldu.
Ukraynalı yetkililere göre Pazar günü yaşanan olay, Azov Denizi ve Ukrayna’nın Maripol sanayi bölgesine erişimi yavaş ama emin adımlarla sağlayan fiili bir deniz sınırının oluşturulmasına Batı ülkelerinin tepki göstermemesinin doğrudan bir sonucu. Ukraynalı yetkililer Kremlin’in bundan güç aldığını savunuyor.
Bütün bu sürecin Arjantin’de yapılacak Trump-Putin görüşmesine nasıl yansıyacağı belirsiz. Kremlin sözcüsü Peskov Kerch Boğazı’ndaki gerilimin iki liderin yapacağı görüşmeye ilişkin hazırlıkları etkilemeyeceğini söyledi.
Amerikalı yetkililere göre, Putin Kerch geriliminden kaynaklanacak olası bir etkiyi azaltmak amacıyla, gelecek ay için planlanan ABD-Kuzey Kore zirvesi öncesinde Kuzey Kore’ye yönelik BM yaptırımlarını uygulama vaadinde bulunabileceğini belirtiyor.