New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi’nde geçtiğimiz Salı günü başlayan, Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın sanık, Rıza Sarraf’ın tanık olarak yer aldığı duruşmalara devam ediliyor.
Bugün yapılan duruşma savunma ile savcılığın delillerin sunumu ve tanıklarla ilgili çeşitli itirazlarıyla başladı. Hakim Richard Berman usul konusunda savunma ve savcılığın görüşlerini dinledi.
Bu tartışmalar sırasında Atilla’nın avukatı Victor J. Rocco, çok önemli bir iddia ortaya attı. Rocco, 2014 yılının Ekim ayında Halkbank Genel Müdürü Ali Fuat Taşkesenlioğlu ve Atilla’nın ABD Maliye Bakanlığı yetkilileriyle Halkbank adına yaptıkları görüşmede Sarraf’ın yaptırım listesine konulmasını önerdiklerini iddia etti.
Savunmanın çapraz sorgusu bitti Sarraf savcının sorularını yanıtlıyor
Daha önce savcılığın sorularını yanıtlayan Sarraf son üç günde ise Atilla’nın savunma avukatlarının sorularını yanıtladı. Savunmanın çapraz sorgusunu tamamlamasının ardından duruşmanın öğleden sonraki oturumunda Sarraf bu kez yeniden savcılığın sorularını yanıtladı.
Savcı Sarraf’a 2013 yılında hapisten nasıl kurtulduğunu yeniden sordu. Sarraf, savcılığın, “Türk yetkililere rüşvet verdiniz mi?” sorusunu “Evet” diye yanıtladı.
Savcı, Sarraf’a eski ekonomi bakanı Zafer Çağlayan'a verdiği kol saati ve piyanonun rüşvet olarak mı verildiğini sordu. Sarraf, bu soruları da ”Evet” diye yanıtladı.
Mahkemenin 8'inci günü iki tarafın Hakim Berman’dan özel talepleri ile başladı
New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi'nde Mehmet Hakan Atilla’nın sanık, Rıza Sarraf’ın da tanık olduğu seri duruşmaların sekizincisi sabah yerel saatle 09.30'da başladı.
Duruşmanın başında delillerle ve usül ile ilgili tartışmalar yapıldı. Rıza Sarraf çapraz sorgu için salona alındı.
Çapraz sorgu başladı.
New York’ta tutuklu olarak yargılanan Rıza Sarraf’ın, duruşmaların asıldan başlamadan önce savcılıkla yapmış olduğu anlaşmanın metni yayınlandı. Anlaşma metnine göre Sarraf, 26 Ekim’de imzaladığı belgede yedi ayrı suçlamanın tümünden suçlu olduğunu kabul etmiş.
Anlaşma metninde, Sarraf’ın yedi ayrı suçlamayla karşı karşıya olduğu suçlamaları kabul etmemesi halinde alabileceği maksimum hapis cezasının 130 yıl, para cezasının da milyonlarca dolar olabileceği belirtilmiş.
Sarraf’ın bu suçlamaları kabul edip işbirliğiyle daha az ceza alacağı ifade edilmiş. Son kararı verecek kişinin hakim Richard Berman olduğu belirtilmiş. Savcılığın mahkeme başkanına Sarraf’ın anlaşma şartlarının tamamına uyması halinde daha az ceza almasını sağlamak için bir referans mektubu da verebileceği ifade edilmiş.
‘Tanık koruma programına alınabilir’
Savcılık, Rıza Sarraf’a gelebilecek olası bir saldırıdan korumak ve güvenliğini sağlamak için tanık koruma programına alınabileceğini belirtmiş. Koruma kapsamında Sarraf ve yakınlarının güvenliklerini sağlamak için başka kimlik verilebileceği ifade edilmiş.
Savcılık ile Sarraf arasında yapılan anlaşmaya göre, savcılık tanık konumuna geçen Sarraf’tan soruşturma ve yargı sürecinde verdiği ifadelerin kayda değer ölçüde olmasını şart koşuyor. Sarraf’ın vereceği ifade ve bilgilerin ne ölçüde işe yaradığı, eksiksiz ve doğru olması ve bu bilgilerin başka kişiler hakkında da soruşturma ya da yargı sürecini başlatacak nitelikte olması gibi koşullar sıralanıyor. Asla yanıltıcı ifade vermemesi isteniyor.
Sarraf ile savcılık arasındaki anlaşma metnini Amerika’nın Sesi’ne değerlendiren New York Barosu Avukatı Cahit Akbulut, “Rıza Sarraf savcılıkla yaptığı anlaşmaya uymak şartıyla Amerika’da kalabilir. Burada yasal olarak yaşaması için ‘Green Card’ alabilir daha sonra isterse de Amerikan vatandaşı bile olabilir” dedi.
Akbulut, savcılığın anlaşma metnine koyduğu bir maddeye dikkat çekti. Akbulut, “Savcılık, anlaşma metnine koyduğu bir maddede Rıza Sarraf’ın isterse ABD’de yaşayabileceğini belirtmiş. Bunun için yardımcı olabileceğini belirtmiş. New York Güney Bölgesi Başsavcılığı olarak Göçmenlik Dairesine, ‘bizimle birlikte çalışıyor’ diye bir mektup verebileceklerini ifade etmişler. Bu şekilde Sarraf ve ailesi bu şekilde isimleri değişse bile eğer isterlerse ABD’de yaşayabilirler” dedi.
‘Sarraf yalan söylerse anlaşma bozulur’
Akbulut, anlaşma metninde dikkat çeken diğer maddeleri de şöyle anlattı. “Bu anlaşmaya göre kesin bir şey yok. Özellikle tanıklığı sırasında savcılık Sarraf’ın dürüst davrandığına kanaat getirmek istiyor. Anlaşmaya göre Sarraf’ın doğruları anlatmaması durumunda veya savcılığın bu yönde bir kaygısı olursa anlaşma derhal iptal edilebiliyor. Sarraf, yalan söyler ve savcılığı yanıltırsa anlaşma geçersiz olur ve 130 yıla kadar hapis cezasıyla karşı karşıya kalabilir. Bu anlaşma savcılık tarafın her aşamada bozulabilir. Bir çok şeyi tanık sandalyesinde açık açık anlatmasının nedeni bu. Savcılıkla yaptığı anlaşmaya tam olarak uymak istiyor.“
Sarraf’ın yasadışı paralarına tedbir
Sarraf’ın hapis cezası dışında milyonlarca dolar tutarında para cezasıyla karşı karşıya olduğunu belirten Akbulut, “Anlaşmaya göre Sarraf bu para cezalarını da minimum bedellere ödeyebilecek. Ayrıca kanun dışı kazanılmış gelirlerden elde edilen para ve mülklerine ABD tedbir koyuyor. Bunları Sarraf’ın geri ödeyeceği belirtiliyor. Sarraf bu paraları ABD’yi zarara soktuğu için buraya ödeyecek. Ancak, tarafların yaptıkları anlaşmaya göre, Sarraf’a kesilebilecek para cezalarının da yasa dışı kazandığı paradan ödeyemeyeceği belirtilmiş“ diye konuştu.