Sektör kaynakları ve yetkililer, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın, bu yıl yapılan yüze yakın yeni düzenleme ile 2023 seçimleri öncesinde lirayı istikrara kavuşturan rezerv yönetimi sistemine son rötuşları yaptığını söyledi.
Yetkililer, bir yıl önce lirada yaşanan tarihi çöküşün ardından benimsenen politikanın büyük ölçüde ihracat gelirlerinden, yabancıların ev almasından ve piyasanın arz ve talebini hassas bir şekilde dengeleyen diğer kaynaklardan elde edilen yabancı fonlara dayandığını kaydetti.
Reuters haber ajansının konuştuğu 10 bankacı ve ekonomistle bir Türk yetkiliye göre, geçmişteki lirayı destekleme planlarının aksine, Merkez Bankası’nın artık sürekli olarak kendi rezervlerini kullanması gerekmiyor.
Merkez Bankası bu konuda yorum yapmadı ancak üst düzey yetkililer ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yeni düzenlemeleri sık sık övüyor.
Bankacıların hesaplamaları, Merkez Bankası’nın yeni politikası kapsamında bu yıl yaklaşık 100 milyar dolar elde ettiğini gösteriyor. Ekim ve Kasım aylarının büyük bölümünde lira doları çok yakından takip etti ve 18,6 civarında sabit kaldı.
İsminin açıklanmasını istemeyen kaynaklar, izlenen bu politikanın Merkez Bankası’nın döviz kuru "politikası" üzerinde sıkı kontrol sağlamasına ve Ankara'nın Haziran'da yapılacak cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerine kadar istikrarı korumasına yardımcı olabileceğini söyledi.
Türkiye’de resmi verilere göre enflasyon yüzde 85’i aşmışken, ekonomide veya lirada daha fazla dalgalanmadan kaçınmak Erdoğan'ın yeniden seçim planlarında önemli. Yine de muhalefet bu politikaları tersine çevirmeyi vadettiği için seçim, dalgalanmaya neden olabilir.
Lira özellikle Aralık ayında, fiyatların yükselmesine neden olan ve Erdoğan tarafından yönlendirilen alışılmışın dışında faiz indirimlerinin tetiklediği keskin düşüşlerle geçen yıl yüzde 44 değer kaybetti.
Lira bu yıl yüzde 29 daha değer kaybederken, Ağustos ortasından bu yana sadece yüzde 3 düştü. Son yıllarda yabancı yatırımcıların para piyasalarından neredeyse tamamen çıkması yetkililerin elini güçlendirdi.
Erdoğan Haziran ayında yaptığı bir konuşmada, "Fiyat istikrarını ise aldığımız diğer tedbirlerin yanı sıra, işimize gelen seviyedeki bir döviz kuruyla cari fazlayı artırarak sağlamayı planlıyoruz. Biz meseleye böyle bakıyor, buna göre çalışıyoruz" demişti.
“Döviz piyasasında yapay dalgalanma sürdürülemez”
Reuters'a konuşan bazı bankacılar ve ekonomistlerin eleştirileri, bu politikanın borç vermeyi yavaşlattığı, Ankara'nın ihracatçılar ve küçük işletmeler için parasal teşvike ve ucuz krediye öncelik vermesinin enflasyonun yükselmesine izin verdiği yönünde.
Birçok kişi döviz piyasasını yapay olarak dengelemenin sürdürülemez olduğunu söylüyor; özellikle de yüksek enerji ithalat maliyetleri bu kış zaten son derece olumsuz olan ticaret dengesini sarsarsa.
Tellimer Research’ten kıdemli ekonomisti Patrick Curran, "Türkiye şimdilik liralaşma politikalarıyla idare etmeye devam edebilir. Ancak ödemeler dengesi istikrarının ne kadar süreceği belirsiz" dedi.
Ancak toplantılara katılan kaynaklara göre Merkez Bankası bu hafta banka yöneticilerine, eleştirilerine rağmen düzenlemelerine ve politikalarına devam edeceğini söyledi.
Bu yıl yapılan yaklaşık 100 düzenleme, Merkez Bankası ve devlete döviz, kredi, kredi ve mevduat piyasalarında baskın bir rol verdi ve hükümetin söylediğine göre bu dönüşüm halka bir öngörülebilirlik sundu.
Bu değişiklikler arasında, şirketleri ve bireyleri döviz varlıklarını dönüştürmeye teşvik eden yeni, kur korumalı lira hesapları ve ihracatçılara döviz gelirlerinin büyük bir kısmını Merkez Bankası’na satma talimatı yer alıyor.
Reuters'a konuşan kaynaklar, sonuç olarak Merkez Bankası’nın, ithalatçıların ihtiyaçları ve güçlü bir turizm sezonundan elde edilen gelirler dahil dövizde daha iyi bir denge kurabileceğini söyledi.
Bankacıların hesaplamalarına göre, Merkez Bankası döviz kurunu dengelemek için elde ettiği 100 milyar doları piyasaya geri sattı.
55 milyar negatif rezerv bakiyesi
Hesaplamalar, bankanın geçen kış tüm enerji ithalatı taleplerini ve bu yıl ithalatla ilgili yaklaşık 100 milyar dolarlık döviz talebini karşıladığını gösteriyor.
Bu önleme ek olarak, Merkez Bankası uluslararası muhataplarından yaklaşık 23 milyar dolar alırken, Rusya da yerel nükleer yatırımın parçası olarak en az 5 milyar dolar transfer etti. Erdoğan bu durumu, "dost ülkelerin" yardım etmesi olarak değerlendiriyor.
Yeni politika, Merkez Bankası’nın rezervlerini lirayı doğrudan desteklemek için kullandığı ve döviz tamponunu kötü şekilde tükettiği bir dönemi kapatıyor.
Veriler, bu swaplar dikkate alındığında, bankanın yaklaşık 55 milyar dolar negatif rezerv bakiyesine sahip olduğunu gösteriyor. Swaplar hariç tutulduğunda rezervler net bazda 10-20 milyar dolar, brüt olarak ise yaklaşık 114 milyar dolar.