Reuters haber ajansı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın iktidarını ve olağandışı ekonomi politikalarını üçüncü bir on yıla uzatacağı beklentilerinin yatırımcılar arasında artması üzerine, devlet tahvilleri ve şirket tahvilleri ile bankacılık hisselerinde seçim sonrası ikinci günde de yoğun satışlar gerçekleştiğini bildirdi.
Erdoğan'ın Pazar günü yapılan seçimde beklenenden daha iyi bir sonuç alması sonrasında Türkiye'nin kredi risk primi de yükseldi.
Özel bankacılık şirketi TS Lombard'dan gelişmekte olan piyasalar makro strateji sorumlusu Jon Harrison, “Batılı fon yöneticilerinin gördüğü kadarıyla piyasalar şimdi eski hükümetin geri geleceği ve Türkiye'yi neredeyse yatırım yapılamaz hale getiren politikaların devam edeceği olasılığının artmasına tepki gösteriyor” dedi.
Seçimden önce kamuoyu yoklamaları, Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçimin galibi olacağını öngörmüş, yatırımcılar da Kılıçdaroğlu'nun, lirayı sabit tutmak için yüksek maliyetli müdahalelerde bulunmak dahil Erdoğan'ın ekonomi politikalarını kaldıracağı beklentilerini yükseltmişti.
Uzmanlar, liranın son bir yıldır Türk yetkililer tarafından giderek daha fazla kontrol edildiğine işaret ediyor. Bugün dolar, lira karşısında 19,7175'ten işlem görse de yılın en düşük seviyesi olan 19,80'a yaklaştı.
Uzun vadeli dolar cinsinden devlet tahvilleriyse sabit gelir piyasalarındaki en büyük düşüşü gördü. Kilit şirket ve bankacılık sektörü bonoları da düşüş eğilimi gösterdi.
Hükümetin 2045 yılı vadeli tahvili 1,5 sent gerileyerek 73 sentin hemen altından işlem gördü. Elektronik işlem platformu Tradeweb verilerine göre bu, Şubat sonunda bu yana görülen en düşük seviye oldu. Dün de aynı tahvillerde 7 sentten fazla gerileme olmuştu.
Beş yıllık kredi risk primi (CDS) ise 652 baz puana yükseldi. Bu da dün piyasaların kapanışına kıyasla 18 baz puanlık, seçim öncesi Cuma gününe kıyaslaysa 160 baz puanlık artışa işaret ediyor.
Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, “Türkiye'nin sonuçlanmayan cumhurbaşkanlığı seçimi siyasi ve ekonomik belirsizliği en az ikinci tura kadar taşıyacak” dedi.
Fitch, “Türkiye'nin B-negatif kredi notu üzerindeki baskı açısından bakıldığında seçim sonrasında politikanın daha güvenilir ve istikrarlı hale gelip gelmeyeceğine odaklanacağız” ifadelerini kullandı.
Seçimlerden önceki hafta iktidar değişikliği umuduyla yükselen bankacılık hisseleri yüzde 8 daha değer kaybetti. Böylelikle bankacılık hisselerinin seçimden bu yana uğradığı kayıp yüzde 20'ye yaklaştı.
Dün, Şubat ayı başından bu yana en büyük günlük kaybı yaşayan ve yüzde 6,1'lik düşüş kaydeden BİST, bugün çoğunlukla sabit seyirdeydi. Ancak yine de kimileri, BİST'te düşüş baskısı olabileceği uyarısında bulundu.
Yapı Kredi ve Akbank hisseleri, yüzde 9'dan fazla değer kaybederken Koç Holding, BİM ve Coca Cola İçecek de kayba uğradı.
Koza Madencilik, ticari ve askeri araç imalatçısı Otokar ve çelik üreticisi Kardemir, yüzde 1,51 ila yüzde 4,16'lık yükseliş oranlarıyla BİST-100 endeksinin en çok kazananları arasında yer aldı.
Mali hizmetler firması SEB'nin gelişmekte olan piyasalar baş stratejisti Erik Meyersson, “Devam eden sermaye kontrolları ve etkili döviz müdahaleleri sürdürülebilir olmasa da Türk varlıklarının fiyatları açısından daha az çalkantı anlamına gelebilir” dedi.
Meyersson, “Bununla beraber döviz politikasının sürdürülemez olması son derece olumsuz ve hükümetin en azından ciddi bir kısmi politika değişikliği olmaması durumunda Türk varlıklarının fiyatlarında bir yıl içinde keskin bir ayarlama olasılığını göz ardı edemeyiz” ifadesini kullandı.
Wall Street Journal: “Yatırımcılar seçimler bittikten sonra sorunların artacağını tahmin ediyor”
Wall Street Journal gazetesinin Türkiye'deki seçimlerin Türk ekonomisine olan yansımalarını ele alan haberine göre de yatırımcılar, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ekonomiye “geçici mali tamiratlarla yaptığı yamaların etkisini yitireceğini” ve ekonomideki sorunların seçim sonrası artmaya başlayacağını düşünüyor.
Gazetenin görüş aldığı yatırım yönetimi firması FIM Partners uzmanı Francesc Balcells, “Şartlar şu anda çok kötü, daha önce olduğundan da kötü. Türkiye'de oyun hep delikleri tıkamak üzerine kuruldu. Ancak şapkadan bir yere kadar tavşan çıkarabilirsiniz. Önünde sonunda elinizdeki numaralar tükenir” dedi.
Düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyi'nden Brad Setser da “Türkiye'nin şu anda gerçek bir krizi tetikleyebilecek iki zafiyeti var: Birincisi, rezervlerini tüketme olasılığı, elindeki para bitebilir. Diğeri de ciddi miktardaki banka mevduatlarının Türkiye dışına kayması” şeklinde konuştu.
Brad Setser, Körfez Arap ülkelerinin Türkiye'deki mevduatları hakkında da, “Bir noktada özellikle Türkiye'de mevduatı bulunan Körfez ülkelerinin, paralarını sahiden de geri alıp alamayacakları konusunda telaşlanmaya başlamalarını beklerim. Sadece mali temelden bakıldığında Türkiye'ye para yatırmaya devam etmek kesinlikle riskli olabilir” dedi.