Seçimlere üç gün kala Türkiye’de hemen hemen tüm kamuoyu araştırma şirketleri çalışmalarını açıkladı. Saha araştırmalara bakılırsa referandumda sonuç 48-52 aralığında çıkacak gibi görülüyor. Seçimin son haftasında AKAM ve SONAR ‘hayır’ları önde bulurken GENAR, Konsensüs, ANAR, Gezici ‘evet’leri ipi göğüslemeye yakın görüyor.
Referandum boyunca ilk kezelindeki bulguları kamuoyuyla paylaşan KONDA da son bir buçuk ayda ‘evet’ oylarının atağa kalkarak hayır oylarını geçtiği sonucuna vardıklarını açıkladı.
15 Temmuz Darbe Girişimi’nin hemen sonrasında başkanlığa desteğin ilk kez çoğunluğa geçtiğini ancak ekim ayında başkanlık karşıtlarının yeniden öne geçtiğini ölçen KONDA, 7-9 Nisan tarihlerinde 30 ilde 3462 kişiyle yüz yüze yaptığı görüşmelerde ‘evet’i %46,9 ‘hayır’ %44,1 kararsızları %9 buldu.
Hata payını %99 güven aralığında %2,4 olarak açıklayan araştırma şirketi kararsızları dağıttığında ise evet oyları %51,5’e hayır oyları ise %48,5’e ulaştı.
Ağırdır: Evet kazansa da bu durum sürdürülebilir olmaz, bir ara dönemdeyiz
Amerika’nın Sesi’ne değerlendirmelerde bulunan KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, referandum kampanya sürecinin son döneminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tartışmayı en mahir olduğu alan geleneksel siyasi kutuplaşmaya oturtarak öne geçtiği kanaatinde.
“Hayırların oyları Kasım ayından bu yana pek değişmedi. Ama ocak başından itibaren Cumhurbaşkanı Erdoğan, geleneksel kimlik siyasetiyle kampanyayı siyasi kutuplaşma eksenine çekti. Ve kararsız seçmeni, ‘evet’e çekmeyi önemli ölçüde başardı. ‘Özgürlük mü güvenlik mi?’ dendiğinde güvenlik, ‘ekonomik refah mı demokrasi mi?’ ekonomik refah deniyor. Üstelik 15 Temmuz nedeniyle korku ve paranoyanın ilk kez gerçekliğe tekabül ettiği bir süreç yaşıyoruz. Ama bence bu durum sürdürülebilir olmaz. Şu an bir ara dönem yaşanıyor. Çünkü güvenliği sağlasan da ekonomik refahı nasıl sağlayacaksın? Bunu İran, Çin, Rusya kendi doğal kaynaklarıyla yapıyor? Türkiye nasıl yapacak?”
Ağırdır, kararsız/utangaç seçmenin kategorik olarak “evet” ya da “hayır” tarafında olduğunun anlaşılmadığını da söyledi.
Gazete Duvar yazarı Kemal Can, referandumda “hayır”ın kazanacağı görüşünde. Ancak Can’a göre, %53-%47 aralığında sonuçlanacak bir referandum mevcut tartışmaları sürdürecek.
“Tartışmalarının bitmesi için evet ya da hayır oylarının %55 ve üzerinde bir orana ulaşması gerek. Bu oranların hegemonik etkisi olur onun altındaki sonuçlarda tartışmalar sürer. Bu aslında 2011 seçimlerinde AKP’nin alınan %49 oydan sonra 2012’den itibaren başlayan istikrarlı gibi görünen istikrarsızlığın devamı demektir. Kesinlikle hiçbir şey için final olamaz. Üstelik bu istikrarsızlığın istikrarı bir kez daha teyit olduğu için iktidar açısından daha bozucu bir sürecin devam edecektir. Cumhurbaşkanı %52 %53 oyla istediği güvenlik ve garantiyi temin etmiş olmayacak ve kendini güvende hissetmeyecektir. Bence bu durumda Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKP içerisinde erken seçim seçeneğine yönelebilir.”
Kemal Can: Her iki sonuçta da erken seçim ihtimal dahilinde
Ülkücü hareket ve MHP hakkında yazdığı kitaplarla tanınan Kemal Can, hayır oylarının %50-53 aralığında olması halinde de erken seçimi ciddi bir seçenek olarak görüyor.
“Böyle bir durumda Cumhurbaşkanı hükümet içinde acil bir revizyon ile erken seçime gitmeyi düşünebilir. Ama sağda yeni parti arayışı da somutlaşabilir. MHP muhalefeti yeni bir partiye dönüşebilir. AKP içindeki mahcup tartışmalar aşikar hale gelebilir. Muhafazakarlar arasında bir şeyler problemli mi oldu denilebilir? Reisçilik tartışmaya açılabilir. Ancak bugünden şunu söylemek mümkün, sonuçlar 53-57 aralığında kalırsa bu referandumun kazananı değil kaybedeni olacak. Bu aralıkta kazanan fazla bir şey kazanmış olmayacak ama geride kalan kaybetmiş olacak.”
Ağırdır: Seçmen hangi partiden olduğundan çok hangisine karşı olduğundan emin
Seçmenin her zaman sürprize yönelmesi ihtimali olduğunu vurgulayan KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır da araştırmalarında yeni bir eğilimin ipuçlarına ulaştığını düşünüyor.
“Yaptığımız araştırmalarda seçmenler hangi partilerle aidiyet kurduğundan çok hangi partilere karşı olduğu öne çıkıyor. Bu durum gitgide siyasete yerleşiyor. Bir de tabii şu var. Seçmen 7 Haziran seçimlerinde oy verdiği partilerin hükümet kuramadığını gördü. Şimdi de o riskten uzak duruyor olabilir. Bence bu süreç yeniden üzerine düşünmemiz için bir fırsat olacak. Ama görünen o ki salt itiraz siyasetinin seçmen nezdinde bir karşılığı yok.”