Erişilebilirlik

'Referandum Sonucu Türkiye'nin Reform Yanlısı Olduğunu Gösterdi'


Türkiye’de Pazar günü yapılan referandumda anayasa değişikliğine yüzde 60’a yakın oyla evet oyu çıkması uluslararası alanda olumlu karşılandı. Ancak referandumda ‘hayır’ oyu kullanan Türk seçmeninin, AKP’nin, yargının bağımsızlığına gölge düşüreceği kaygısı hala devam ediyor.

Referandumdan büyük oy farkıyla ‘evet’ çıkması bazı kesimler için büyük bir sürpriz oldu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise, “Darbe anayasasıyla kirlenen 12 Eylül tarihinin halk oylamasıyla demokrasi için bir milat olarak tarihe bir parlak sayfa açtığını,” söyledi.

Erdoğan, referandumla ilgili kampanyası sırasında sürekli olarak yeni anayasanın Türkiye’nin 12 Eylül darbesiyle bağlarını koparacağını iddia etti.

26 maddede değişiklik öngören tasarı, ordu mensuplarının sivil mahkemelerde yargılanmasına olanak tanıyor, kadınların ve çalışanların haklarında bazı iyileştirmeler öngörüyor.

Avrupa Birliği Dışişleri Bakanları referandum sonucunu memnuniyetle karşıladı. Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu üyelerinden Richard Howitt, referandumun, Ankara’nın Avrupa Birliği üyeliğine karşı çıkanlara güçlü bir mesaj gönderdiğini söyledi.

Howitt, “Eğer referandumdan ‘Hayır’ oyu çıksaydı, Türkiye’nin üyeliğine karşı çıkanlar bunu büyük bir fırsat olarak görürler, ‘Türkler reform istemiyor’ derlerdi. Ama artık Türkiye’de halkın reform yanlısı olduğunu ve AB üyeliği yolunda güçlü bir siyasi iradenin bulunduğunu rahatlıkla söylemek mümkün,” dedi.

Ancak muhalefet partileri, anayasadaki değişikliklerin laik sistemin bekçisi sayılan yargının bağımsızlığını tehlikeye attığını, mahkemelerin hükümetin boyunduruğu altına gireceğini söylüyor.

Ancak Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin 87 yıllık laik sistemine saygılı olduğunu her fırsatta dile getiriyor. Başbakan, tamamen yeni bir anayasa çıkarana kadar reformlara devam edeceğini de söylüyor. Bahçeşehir Üniversitesi siyaset bilimi profesörü Cengiz Aktar ise bu sürecin derhal başlatılması ve toplumun her kesimini içermesi gerektiğini söylüyor.

Aktar, “Bu ülkenin gerçek bir demokrasiye dönüşmesi için gereken toplusal sözleşmeyi yazabilmenin yolu diyalog ve uzlaşıdan geçiyor. Bunun için gereken koşullar yaratılmalıdır, ” diyor.

12 Eylül referandumu, gelecek yıl seçimlere gidecek hükümete büyük bir güç verirken, toplumdaki bölünme de daha da derinelşmişl gibi görünüyor.

XS
SM
MD
LG