Erişilebilirlik

Putin Adana Mutabakatı’yla Türkiye’ye Ne Mesaj Veriyor?


Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı görüşme sonrası Adana Mutabakatı’nı gündeme getirmesi Türkiye ile Suriye arasında doğrudan resmi temaslara başlanma ihtimalini akla getirdi.

Ancak Moskova dönüşünde uçakta kendisini takip eden gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, Şam yönetimi ile üst düzey görüşmelere kapalı olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı, “1998’de imzalanmış bir Adana Mutabakatı var. PKK terör örgütünün mensuplarının bize teslim edilişini, terörle mücadeleyi ele alan bir mutabakat. Önemli bir adımdı. Şu anda belki bunun tekrar gündeme getirilmesi söz konusu olabilir. Nitekim Sayın Putin de bunu özellikle gündeme getirdi; “Adana Mutabakatı önemli bir konu. Türkiye bunu işlemeli” dedi. Bunun Türkiye’nin bölgedeki ağırlığını hissettirebileceği önemli bir anlaşma olduğu kanaatindeyim. O mutabakat 2011’e kadar işledi. Bizim, 1 milyona yakın insanın ölümüne sebep olmuş, milyonlarca insanı göçe zorlamış biriyle üst düzey temasımız olmaz. Suriye meselesine çözüm bulma süreci çerçevesinde, Rusya ve İran ile yoğun temas halindeyiz” dedi.

Loğoğlu: “Ankara’nın doğrudan Şam yönetimiyle görüşmesi gerekiyor”

Ancak eski büyükelçilerden Faruk Loğoğlu, Rusya liderinin Adana Mutabakatı’nı telaffuz etmesinin Ankara ile Şam arasında doğrudan görüşme yolunu açma yönünde bir çaba olduğu görüşünde.

VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Loğoğlu, “Putin, Türkiye’ye terörle mücadele bağlamında dikkat çekici bir pencere açıyor. Bundan sonra Ankara’nın doğrudan Şam yönetimiyle görüşmesi gerekiyor. Yalnız Adana Mutabakatı’ndan söz edildi ama bir de 2010 yılında Ahmet Davutoğlu’nun dışişleri bakanlığı döneminde imzaladığı Ankara Anlaşması var. Bunlar Suriye’ye terörle mücadelede kapsamlı yükümlülük getiren iki metin. Rusya lideri, ‘Bak kardeşimterör tehdidiyle karşı karşıyasınız temas edin’ diyor. Sayın Cumhurbaşkanı ‘üst düzey görüşme olmayacak’ dese de Dışişleri Bakanı çok yakınlarda alt düzeylerde temas olduğu ima eden açıklamalarda bulunmuştu. Dikkat edin Suriye’de siyasi süreç hızlı gelişiyor. Alt düzeyler temaslarla altyapı hazırlandıktan sonra üst düzey temaslar konusunda fikir değiştirilebilir” dedi.

Dr. Doğan: “Moskova’ya Fırat’ın doğusuna girmek yani yasak elmayı ısırmak için gidildi ama onay gelmedi”

İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden Görkem Doğan ise Putin’in Adana Mutabakatı vurgusuyla ABD ile vardığı uzlaşma uyarınca Fırat’ın doğusuna girmek isteyen Türkiye’ye ters köşe yaptığı görüşünde.

VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Dr. Görkem Doğan, “Ankara, Amerika Birleşik Devletleri’nin ‘Fırat’ın doğusuna girin’ önerisine çok sevindi. Ancak bunu Rusya ile uzlaşma olmadan yapmak istemiyor. Malum Kremlin ile Beştepe arasında sıcak bir ilişki var. Özellikle Beştepe buna zarar vermek istemiyor. Aslında ‘yasak elmayı ısırmak’ için onay alma amaçlı olarak Moskova’ya için gidildi. AncakKremlin’den o onay gelmedi. Putin, Adana mutabakatını hatırlatarak şunu demiş oluyor, ‘20 kilometre içeri girmek için bize gelme. Böyle yaparsan Astana’nın da dışına düşersin.’ Erdoğan, elbette bu yanıta sevinmedi ama Rusya’yı üzmek istemiyor. Cumhurbaşkanı’nın ‘üst düzey görüşme olmayacak’ demesi güvenlik bürokrasi görüşemez demek de olmuyor. Askeri operasyonların olması bu görüşmeler yapılabilir çünkü Türkiye Rusya ile bozuşmak istemiyor” dedi.

Adana Mutabakatı Suriyeli ve Türk yetkililer arasında doğrudan telefon hattı tesis edilmesini öngörüyordu

Türkiye ile Suriye arasındaki Abdullah Öcalan krizinin ardından 20 Ekim 1998 tarihinde imzalana Adana Mutabakatı’nda iki ülke PKK liderinin ülkeden çıkarılması, Suriye’deki PKK kamplarının kapatılması konusunda anlaşmakla birlikte bir takım mekanizmaların kurulması konusunda anlaşma sağlamışlardı:

“İki ülkenin üst düzey güvenlik yetkilileri arasında doğrudan telefon hattı tesis edilecek; taraflar birbirlerinin diplomatik temsilciliklerine ikişer özel görevli atayacaklar; Türk tarafının terörle mücadele konusunda alınacak tedbirlerin etkinliğini denetlemek üzere bir sistem kurulması önerisini Suriye heyeti kendi makamlarının onayına sunacaktır; taraflar Lübnan’ın da onayının alınması kaydıyla PKK ile mücadele konusunda üç ülkenin birlikte hareket etmesini kararlaştırmıştır”

Loğoğlu: “Adana Mubatakatı’nda Türkiye’ye terörle mücadele için 5 km Suriye’ye girme hakkı verildi ancak 2011 Anlaşması’nda tekrar edilmedi”

Büyükelçi Loğoğlu Adana Mutabakatı’nda dile getirilen ancak 2010 yılında imzalandıktan sonra 2011 yılda TBMM kabul edilen Ankara Anlaşması’nda tekrarlanmayan bir konunun altını çizdi.

Loğoğlu, “Adana Mutabakatı, Türkiye’ye beş kilometre kadar Suriye içine girme hakkı tanıyordu. Bu PKK ile daha doğrusu terörle mücadele için önemli bir maddeydi. Ancak 2011 yılında TBMM’de kabul edilen anlaşmada bu konu tekrarlanmadı” dedi.

Erdoğan: “İdlib’i Rusya ile birlikte kurtardık”

Cumhurbaşkanı’nın uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada İdlib’le ilgili değerlendirmeleri de dikkat çekici:

“İdlib’i Rusya ile beraber şu anda belirli bir yere oturttuk; hatta biraz daha ileri gidiyorum kurtardık. Eğer İdlib’de o birlikteliğimiz olmasaydı, yüz binlerce insan, göçe zorlanabilirdi, hatta orada büyük katliamlar yaşanabilirdi. Ama güzel bir dayanışma neticesinde bu tür tehlikeler bertaraf edildi. Soçi’de başlattığımız İdlib sürecini halen devam ettiriyoruz. Ama şu anda bu süreci gölgelemeye çalışan radikal unsurlar var. Bundan dolayı orada tabii Rusya’nın bir rahatsızlığı var. Rusya’nın bu rahatsızlığı bize de yansıyor. Bu rahatsızlıkları bir an önce aşmamız gerekiyor. Biz Rusya ile beraber, İdlib’in refahını, huzurunu sağlayabileceğimize inanıyoruz.”

Dr. Doğan: “Türkiye ve Suriye İdlib’de rehin tutuluyor”

Dr. Görkem Doğan, Cumhurbaşkanı Erdoğan “İdlib’i Rusya ile birlikte kurtardık” şeklindeki sözlerinin Suriye’de bugün cihatçıların kontrolünde kalan son ana merkezdeki saha gerçeklerini yansıtmadığı kanısında:

“Suriye Ordusu’nun o bölgeye operasyon yapmak için hazır olduğu konusunda çok açık bilgiler mevcut. Ancak böyle bir operasyon demek Türkiye ile Suriye’nin çatışması demek. Rusya da Türkiye ile iyi ilişkilerini riske etmemek için Suriye Ordusu’nun bu operasyona izin vermiyor. Rusya böylelikle Türkiye’yi istediği eksende kalmaya da zorlamış oluyor. Aslında hem Türkiye hem de Suriye İdlib’de birbirlerine karşı rehin tutuluyor.”

“Rusya Suriye’nin İdlib operasyonuna Türkiye’nin hatırına engel oluyor

Büyükelçi Loğoğlu da Putin’in Adana Mutabakatı hatırlatmasının İdlib’den bağımsız düşünülemeyeceğini vurguluyor:

“İdlib’te Ocak ayının başında meydana gelen çatışmalar sonrasında açık bir şekilde HTŞ ağırlığını kabul ettirdi. İdlib artık büyük ölçüde radikal İslamcı cihatçı HTŞ’nin kontrolünde. Bu konu mutlaka Moskova’da görüşülmüştür. Putin’in Adana Mutabakatı referansı da ‘Şam yönetimiyle görüşerek bu konu çözülebilir’ demek. İdlib bir arı kovanı. Rusya, Şam yönetimine ve Suriye Ordusu’nun bu arı kovanına saldırıya Türkiye’nin hatırına engel oluyor. Ama istedikleri olmazsa daha ne kadar engeller?”

XS
SM
MD
LG