Türkiye, sabah saatlerinde Hükümet ve HDP heyetinin yaptığı ortak açıklamayı tartışıyor. Öcalan’ın silah bırakma için kongre toplamasını istediği PKK, İmralı’da bulunan liderleriyle doğrudan görüşmek istiyor. KCK lider kadrosundan Mustafa Karasu, 10 maddelik paket üzerinde müzakereler başlamadan silah bırakma talebinin ‘demagoji’ olduğunu söyledi.
1984’teki Eruh ve Şemdinli baskınıyla silahlı mücadelesini başlatan PKK, silah bırakacak mı? Çözüm süreci barışla sonuçlanacak mı? Türkiye, Hükümet ve HDP temsilcilerinin sabah saatlerinde düzenlediği basın toplantısından beri bu soruların yanıtlarını arıyor. İlk açıklamalar büyük ölçüde olumlu ancak dün PKK’ya bir yakın çizgisi Fırat Haber Ajansı’na açıklamalarda bulunan KCK Yürütme Konseyi üyesi Mustafa Karasu’nun açıklamaları, örgütün silahlı mücadelenin bırakılmasına hala mesafeli yaklaştığını ortaya koyuyor.
KCK’lı Karasu: ‘Hükümet, Öcalan ile PKK yönetimini buluştursun’
Mustafa Karasu, “Şimdi Kürt sorununun çözümü tartışılıyor hatta AKP tarafından PKK'nin silahlı mücadeleyi bırakacağı algısı yaratmaya çalışılıyor. Peki bu durumda AKP hükümetine sormazlar mı, eğer gerçekten bu konuda ciddiysen, görüşmeler de önemli bir noktaya gelmişse Önder Apo'yla PKK'lilerin görüşmesini neden sağlamıyorsun? Önder Apo'yla PKK arasında sorun olduğunu sen iddia ediyorsun. O zaman Önder Apo'yla PKK yönetimini buluştur ve bu sorunu ortadan kaldır” dedi.
KCK’nın tepe yöneticisine göre, sorun PKK’nın devlete karşı silah bırakıp bırakmaması değil, bu direnişi ortaya çıkaran koşulların ortadan kaldırılıp kaldırılmaması.
Karasu, “AKP Hükümeti Öcalan’ın ortaya koyduğu 10 başlıkta müzakere edip sorunu çözecek midir, çözmeyecek midir? Bu sorunun cevabı çok önemlidir. Bu sorun çözülmeden PKK silah bırakacak, ‘PKK kongresini yapıp silah bırakma kararı alacak’ biçimindeki yaklaşımlar demagojidir, aldatmak ve sorunu çarpıtmaktır. Önder Apo'nun söylediklerini de tersine çevirip hem Önder Apo'ya karşı, hem Özgürlük Hareketi'ne karşı kullanmaktır” diye konuştu.
Demirtaş: ‘Umut ediyorum hayırlara vesile olur, barış için herkes üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeli’
HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, sürecinin barışa doğru evrilmesi için herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi temennisinde bulundu. Antalya’da gazetecilere açıklama yapan Demirtaş, “Bu görüşmeyle taraflar karşılıklı taahhütte bulunmuş oldu. HDP olarak bu süreçte katkı sunmaya gayret ettik. Bu aşamadan sonra hükumetin Türkiye toplumuna taahhütte bulunmuş olduğu demokratikleşme ilkeleri konusunda somut adımlara doğru ilerlemesi gerekir. PKK'nın da Öcalan'ın da silahsızlanma konusunda artık hazırlığını yapması gerekir. Karşılıklı senkronize bir şekilde süreci ilerletmek gerekir. Umut ediyorum Türkiye halkları açısından hayırlara vesile olur” dedi.
Demirtaş, TBMM’de görüşmeleri devam eden ‘İç Güvenlik Yasa Tasarısı'nın da gözden geçirilmesini istedi. Ancak HDP liderinin sözleri, hükümete yeterince güvenmediğini gösteriyor.
“Hükümet yürüttüğü politika ile barış konusunda zerre kadar umut vermiyor. Attığı adımlarla zerre kadar barışa yaklaşmıyor. Güvenlik paketi, sokaktaki uygulamalarla tekçiliğe doğru kurduğu sistemle barışa yaklaşılmaz.”
Başbakan Davutoğlu: ‘Silahın dili sonra erecek’
Hükümet cephesi ise barış sürecinin yeni aşaması hakkında umut dolu. Başbakan Ahmet Davutoğlu partisinin gençlik kollarının Ankara’da düzenlediği kongrede yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çözüm Diyarbakır'daki yaptığı konuşmayla başlayan Çözüm Süreci’nin türlü badirelerden, tahriklerden, kumpaslardan geçerek bugünkü açıklamayla yeni bir zemine oturduğunu söyledi. Davutoğlu, “Artık bu ülkede, Türk, Kürt, Sünni, Alevi gibi ayrımlar hiçbir şekilde bu milletin fertleri arasında nifak tohumu olacak şekilde kullanılamayacaktır. Türkiye'de şiddetin, silahın dili sona erecek, demokratik siyasetin önü açılacaktır” diye konuştu.
Tarihte Türk, Kürt ve Arap gençlerin aynı ideal için yürüdüklerini, bundan sonra da Anadolu evlatlarının da bir arada, el ele yürüyeceklerini ve "Hep birlikte Türkiye" diyeceklerini belirten Başbakan, yeni süreçte hiçbir annenin yüreğine evlat acısı düşmeyeceğini, hiçbir Anadolu evladının şu veya bu gerekçeyle dağa çıkarılmayacağını ifade etti.
Davutoğlu, “Demokratik siyaset varsa herkes demokrasi içerisinde görüşlerini ifade edebiliyorsa AK Partili gençlerin de siyasetçilerin de devlet adamlarının da bir daha şiddeti, nefreti körükleyen açıklamalardan uzak durması lazım. Madem ki demokrasi inşa edildi, madem ki 28 Şubat'ın bütün izleri birer birer siliniyor, 12 Eylül'ün izleri birer birer siliniyor, artık bu topraklarda silah diliyle kimse konuşmamalıdır. Bugün yapılan açıklamayı ve onun uygulanmasını yakından takip edeceğiz” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu: ‘Silahların gölgesinde barıştan söz edilemez’
Cumhuriyet Halk Partisi ise sürece temkinli yaklaşıyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Twitter hesabından yaptığı kısa açıklamada, “Dünyanın hiçbir yerinde silahların gölgesinde bir barıştan söz edemezsiniz. Silah bırakma, bu topraklara huzur getirecek bir adımdır” dedi.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, TBMM’de yaptığı açıklamada yine aynı konuya değindi. Altay, “Silah bırakma çağrısı keşke daha önce olsaydı. Silahların gölgesinde barış olmaz. Barışın birinci koşulu PKK’nın silah bırakmasıdır. Ne olacaksa TBMM çatısı altında ve iradesinde olmalıdır çözümün adresi TBMM'dir. 10 maddelik talep oturulup konuşulur elbette. Türkiye'de Kürt sorunu vardır ve çözülmelidir. 30 yıldır akan kan durmalıdır” diye konuştu.
MHP: ‘Bu ihanetin belgesi, anlaşma silah bırakma değil PKK’ya teslim olma’
Milliyetçi Hareket Partisi ise ortak açıklamaya en sert tepki gösteren parti oldu. MHP TBMM Grup Başkan Vekili Oktay Vural, yapılanın silah bırakma değil PKK’ya teslim olma anlaşması olduğunu söyledi.
Vural, “Utanmadan vatan, millet, cumhuriyet tanımlarının yeniden yapılacağı söyleniyor. Bu ihanetin belgesidir. Bunun arkasında yatan PKK’nın silahla yapamadığını AKP silah bırakma kılıfıyla millet hazmettirmeye çalışmaktır. İmzayı atan Erdoğan ve Öcalan mıdır?” diye konuştu.