30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 97’inci yıldönümü Türkiye'de ve yurtdışındaki temsilciliklerde düzenlenen törenlerle kutlandı.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda mihenk taşı olan Kurtuluş Savaşı'nın anısına 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla Mustafa Kemal Atatürk'ün kabrinde buluşanlar heyecanlarını VOA Türkçe ile paylaştı.
Başkentte 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamasında gözler, silah arkadaşlarıyla birlikte Kurtuluş Savaşı mücadelesini vermiş, ardından cumhuriyetin kurulmasına öncülük etmiş Atatürk'ün kabri Anıtkabir'de idi.
Geçen yıl boyunca 6 milyon 581 bin 232 ziyaretçi ağırlayan Anıtkabir, bugün de ziyaretçi yoğunluğuna sahipti. Geçmişte Anıtkabir Komutanlığı'ndan resmi bayramlarda ziyaretçi sayısı bilgisi paylaşılırken son yıllarda genellikle aylık veri paylaşımı yapılıyor.
VOA Türkçe'nin mikrofon uzattığı Anıtkabir ziyaretçileri ise, Atatürk'ün ve 30 Ağustos vesilesiyle bağımsızlık mücadelesinin anısına saygı göstermeyi amaçladıklarını anlattı.
Ebeveynler, çocuklarına tarihi anlatmak için Anıtkabir'e geldiklerini vurgularken, öğrenciler de buradaki müze alanlarında cumhuriyet ve savaş hakkında bilgi edindiklerini söylüyor.
İleri yaşlardaki kuşaklar ise, bugünkü Türkiye tablosundan endişelerini paylaşarak bu nedenle Atatürk'ün düşüncelerini anımsatıyorlar. Örneğin emekli astsubay olduğunu belirten bir vatandaş, "Eğer dünya 30 Ağustos’u Türkiye’de yaşamasaydı emperyalizmin boyunduruğu olan devletler bağımsızlığa özgürlüğe kavuşamazlardı. Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük devrimcisi Atatürk’tür. Biz Atatürk’e sahip çıktığımız zaman, Atatürk yolunda, aydınlık yolda eğittiğimiz zaman bu ülke hiçbir zaman ne tarikatçıların ne şıhların ne de mollaların ülkesi olmayacak" diyor. Bir başka emekli vatandaş ise, "30 Ağustos tam bağımsız bir ülke olmasını sağlayan savaşın başlangıcıdır. Ve biz bununla her zaman gurur duyuyoruz. Bağımsızlığımızı yeniden bir 30 Ağustos yaşamamız gerektiğini düşünüyorum" görüşünü aktarıyor.
Bazı öğrenciler de gelecek için kurtuluş ve kuruluş günlerinden ders çıkarılması görüşünü paylaşıyor. Bir öğrenci, "30 Ağustos Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesi, küllerinden doğup prangalarını atmış bir millet olmamızın, hürriyete attığımız bir adımıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin iki türlü savaşı olduğunu düşünüyorum bu konuda. Birincisi sıcak savaş diğeri uygarlık savaşı. 30 Ağustos sıcak savaşın bitip uygarlık savaşının başladığı bir yıl dönümü olarak da görülebilir. Savaşın üzerinden 97 sene geçmesine rağmen aynı coşkuyu tekrar hissedebiliyorsak aslında bizim için sadece bir zaferden öte o ateşi ve heyecanı içimizde yaşadığımızı düşünüyorum" diye konuşuyor. Bir diğeri de "Memleket çok büyük bir savaş görmüş çok büyük acılar çekmiş ve bunun sonucunda da bir zafer kazanılmış artık düşmana dur denilmiş. Açıkçası biraz karışık duygular içerisindeyim. Geçmişten ders çıkararak geleceğimize yön vermemiz lazım" ifadesini kullanıyor.
Muhalefet Erdoğan'ı protesto etti
Bu arada resmi kutlama törenindeki ilk adres de Anıtkabir idi. Sabahki törende, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hemen her gün sert ifadelerle hedef aldığı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener gibi muhalefet partileri temsilcileriyle Anıtkabir'deki törende bir araya geldi. Liderler arasında mesafeli duruşlar fotoğraf karelerine yansıdı.
Anıtkabir'deki tören sonrasında Cumhurbaşkanlığı'nın ev sahipliğindeki 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlaması ise "Partili Cumhurbaşkanı" dönemi nedeniyle muhalefetsiz gerçekleşti. CHP ve İyi Parti yönetimleri, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki kutlamaya Erdoğan'ın AKP Genel Başkanı kimliği nedeniyle katılmadı.
İstanbul’da İmamoğlu’yla ilk 30 Ağustos Kutlaması
Zafer Bayramı'nın 97. yıl dönümü kapsamında kutlamaların İstanbul’daki en önemli adresi her yıl olduğu gibi Vatan Caddesi’ydi.
Kutlamalara İstanbulluların yanısıra, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, 1’inci Ordu Komutanı Orgeneral Musa Avsever ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu katıldı.
Tören, alkışlar ve Türk bayrakları eşliğinde, protokolün araçlarından vatandaşları selamlamasıyla başladı.
Halk dansları ekiplerinin gösterisini, askeri birlikler ve polis birliklerinin geçit töreni izledi.
Belediye başkanı olarak ilk kez 30 Ağustos törenine katılan Ekrem İmamoğlu’na ilgi yoğundu.
30 Ağustos Zafer Bayramı’nın dünyaya verilen en büyük barış mesajı olduğunu belirten İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu sözlerine şöyle devam etti:
“Bugün bağımsızlık mücadelesinin zaferinin ilan günüdür ama aynı zamanda bir milletin tam bağımsızlık haykırışıdır. O açıdan çok önemsiyoruz. Her kutlamamız aslında kardeşliğimize, millet birlik ve beraberliğimize kattığımız güçtür. Bu yönleriyle çok önemsiyorum. Milli birlik ve beraberliğimiz hiç eksilmesin büyüsün ve her zaman ülkemizde barış, dünyada barış prensibi dünyaya hakim olsun.”
Törene çocuklarıyla katılan Neslihan Yılmaz, kutlamada bulunmaktan dolayı çok mutlu olduğunu ve Atatürk’e layık evlatlar yetiştirmek istediğini söyledi.
Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı Vatan Caddesi sabah 7 itibariyle trafiğe kapatıldı. Köprü üstleri ve caddeyi gören yüksek binalarda keskin nişancılar görev yaptı.
İlk resmi törenin Taksim Cumhuriyet Anıtı önünde yapıldığı kutlamalar gün boyunca İstanbul’un bir çok bölgesinde devam etti.
Washington'da 30 Ağustos Resepsiyonu
Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği’nde de 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle resepsiyon verildi. Resepsiyona Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç ve Washington Silahlı Kuvvetler Ataşesi Hava Pilot Tuğgeneral Kadircan Kottaş ev sahipliği yaptı.
Büyükelçi Kılıç, konuklara hitabının ardından, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 30 Ağustos Zafer Bayramı mesajını Türkçe ve İngilizce olarak okudu.
Türk vatandaşlarının yanı sıra diplomatik misyon temsilcilerinin de katıldığı resepsiyonda, ABD Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşler Müsteşarı David Hale ve Maryland Eyalet Bakanı John Wobensmith, yaptıkları konuşmalarda günün önemine vurgu yaparken, Türkiye'yle Amerika arasındaki ittifakın altını çizdi.
ABD Dışişleri Müsteşarından "Suriye'de işbirliği" mesajı
Hale yaptığı konuşmada şunları kaydetti:
"NATO müttefikleri ve güvenlik alanında iki ortak olarak, uzun yıllar bölgesel istikrar ve güvenliği güçlendirdik. Bu ortaklık 50 yıl önceki gibi önemini korurken, Suriye’nin kuzeydoğusundaki ortak çabamız bu tür işbirliklerinin nasıl her iki tarafa da fayda sağladığının çok sayıda örneklerinden biri. Koordineli şekilde hareket ederek ordularımız Türkiye’nin meşru güvenlik kaygılarını gideriyor ve IŞİD’in daha önce bulunduğu bölgelerde yeniden ortaya çıkmayacak ve toparlanmayacak şekilde yenilgiye uğratılmasını sağlıyor."