Erişilebilirlik

“Organ bağışında hala istediğimiz düzeyde değiliz”


Aynı kadavradan nakledilen iki böbrek Tansu Hatipoğlu ve Tuğçe Saygı’yı “böbrek kardeşi” yaptı ve hayata bağladı. 
Aynı kadavradan nakledilen iki böbrek Tansu Hatipoğlu ve Tuğçe Saygı’yı “böbrek kardeşi” yaptı ve hayata bağladı. 

Türkiye’de her yıl 3-9 Kasım Haftası organ bağışı konusunda farkındalık oluşturmak için "Organ ve Doku Bağışı Haftası" olarak kabul ediliyor. Ancak Türkiye, canlıdan canlıya nakillerde dünyanın en önemli ülkelerinden olsa da, kadavra bağışlarında hala yeterli düzeye ulaşılmış değil.

Sağlık Bakanlığı verilerine göre, 2024 yılında beyin ölümü gerçekleşen kişilerden organları bağışlananların oranı yüzde 18’de kaldı.

Bu yıl beyin ölümü gerçekleşen bin 697 kişiden 309’unun ailesi organlarının bağış için kullanılmasına izin verdi.

“Organ bağışında hala istediğimiz düzeyde değiliz”
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:06:30 0:00

Corona virüsü salgını öncesinde yüzde 30 bandında olan bu oranın salgın öncesine kıyasla düşmesi dikkat çekiyor. Gönüllü bağışçıların sayısı ise 2024 yılı itibariyle 666 bin 148’e ulaştı.

Bir kadavra iki kişinin birden hayatını kurtardı: Onlar artık “böbrek kardeşleri”

Organ nakli için binlerce hastanın sırada beklediği Türkiye’de, kadavra bağışı sayesinde İzmir’de yaşayan ve yıllardır böbrek yetmezliği ile mücadele eden Tansu Hatipoğlu ve Tuğçe Saygı yeniden sağlığına kavuştu. Aynı kadavradan nakledilen iki böbrek Hatipoğlu ve Saygı’yı “böbrek kardeşi” yaptı ve hayata bağladı.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan 41 yaşındaki emekli Yüzbaşı Tansu Hatipoğlu, “17 Eylül 2024 sabahı ansızın bir kadavradan böbrek nakli olduğuyla ilgili hastanenin organ nakli koordinatörü bize ulaştı. Tuğçe Hanım’la ikimiz uygun görüldük. Ertesi sabah böbrek nakli olmuş şekilde hayata yeniden doğduk” dedi.

51 yaşındaki Almanca öğretmeni Tuğçe Saygı da “Birlikte ameliyata girdik, şimdi de arkadaşlığımız devam ediyor. Onun da benim de sağlığımız çok iyi. Keyfimiz yerinde” diye konuştu.

Sağlık Bakanlığı verilerine göre 2024 yılı itibariyle gönüllü bağışçıların sayısı 666 bin 148’e ulaştı.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre 2024 yılı itibariyle gönüllü bağışçıların sayısı 666 bin 148’e ulaştı.

Nakil öncesi hayat: “Yaşamım sona mı eriyor?”

10 yıl boyunca böbrek rahatsızlığı yüzünden aralıksız tedavi gören Hatipoğlu, 2017 yılından itibaren de 7 yıl boyunca diyalize gitmek zorunda kaldı. Hatipoğlu, bu sırada malulen emekli olarak çok sevdiği askerlik mesleğine de veda etti. Sağlık Bakanlığı listesinde binlerce hasta arasında organ beklediği 7 yıl boyunca yaşadıklarını anlatan Hatipoğlu, “Artık yaşam beklentimle ilgili, sürecin sona erdiğiyle ilgili bir karamsarlık süreci yaşadım. Diyaliz sürecinden önceki süreçte Harp Okulu kökenli olduğum için enerjim tavandı. Ama enerjinizin yavaş yavaş yittiğini süreç içerisinde görüyorsunuz” dedi.

Haftada üç gün, dört saat boyunca diyalize devam ettiğini söyleyen Hatipoğlu, “O süreçlerde insan yıpranıyor, 45-50 hasta aynı kliniğin içerisinde o dört saati birlikte geçirmek zorundasınız. O insanlara baktığınız zaman herkes hasta olduğu için o pesimist ortamı yaratıyor ister istemez” dedi.

Hatipoğlu, nakil sırası beklediği süreçte eşi Melis Bozkayalar Hatipoğlu’nun da donör olmak istediğini ancak bu talebinin henüz anne olmadığı için etik kurul tarafından uygun görülmediğini de anlattı.

Çaresizliği iki kez yaşadı

Tuğçe Saygı ise organ nakliyle ilgili ilk çaresizliğinin 19 yaşında başladığını anlattı. Başta karaciğer yetmezliği teşhisi konulan ve 1994 yılında nakil olan Saygı, 2019 yılında bu kez böbrek yetmezliğiyle karşı karşıya kaldı. VOA Türkçe’ye teşhisi ilk öğrendiği anı anlatan Saygı, “Çok büyük yıkım yaşadım. Çünkü öncesinde bir karaciğer rahatsızlığım vardı. Çok genç yaştaydı. Hayattan beklentileriniz varken hayatınızın sonuna geldiğinizi düşündüğünüz bir dönem yaşadınız. Sonrasında çok güzel bir şekilde atlattınız ve tekrardan aynı şeyleri yaşama düşüncesi beni çok ürkütmüştü” dedi.

Saygı, beş yıl boyunca diyalize girerek uygun organın bulunmasını beklediği süreçte yaşadıklarını, "Hayatın içinde olmayı seven bir insanım, pozitif bir insanım. Ama gün geliyor dibi yaşıyorsunuz. Özgürlüğünüz kısıtlanıyor, sağlık problemleri bir yana diyaliz uzun vadede normal yaşam sürecinizi de kısaltıyor. Erken mortaliteyi (ölümü) getiriyor. Bu düşünceler insanın hayat enerjisini düşürüyor” şeklinde anlattı.

Saygı, bu süreçte geçirdiği bir böbrek naklinin de başarısız olmasıyla, umutlarının tamamen tükendiği günler yaşadıklarını söyledi.

“Bir kişinin vefatıyla altı kişi kurtuluyor”

17 Eylül 2024’te organ nakli yapılmasıyla hayata yeniden bağlanan Hatipoğlu ve Saygı’nın çaresiz günleri geride kaldı. Yüzleri artık gülen “böbrek kardeşleri” özellikle kadavradan organ bağışının yaygınlaşması için çağrıda bulunuyor.

Eşinin eline sarılarak “özgür ve sağlıklı olmak çok güzel bir şey, sadece mutlu yaşamak istiyorum” diyen Saygı, “Organların bağışlanmasına izin veren o aile için çok ulvi bir karar. Herkesin verebileceği bir karar değil. Çok müteşekkirim onlara. En az altı organ ile altı tane hayat kurtuluyor. Tekrardan can buluyorsunuz. Bir kişinin vefatıyla altı kişi kurtuluyor. Bu bilincin daha ön plana çıkmasını istiyorum, ilham olmasını ve diyaliz hastalarına da bir umut olmasını istiyorum” ifadelerini kullandı.

Türkiye’de organ alınmasına ilişkin yasaya göre, ölen bir kişi hayattayken organlarını bağışlamış olsa dahi birinci dereceden yakınlarından ölümünden sonra izin alınıyor.

“Nakillerin ortalama yüzde 85’i canlıdan, yüzde 15’i kadavradan”

İzmir Acıbadem Kent Hastanesi’nde böbrek nakli alanında çalışan üroloji uzmanı Dr. Işık Özgü, Türkiye’de bağışçı sayısının ve aile bağış oranının halen yeterli düzeye ulaşmadığını kaydetti.

VOA Türkçe’ye konuşan Özgü, “Genelde canlı böbrek vericilerine başvurmak zorunda kalıyoruz. Mecburen yapılan nakillerin ortalama yüzde 85’i canlıdan oluyor, yüzde 15’i kadavradan gerçekleşiyor. Birçok hasta organ beklerken vefat ediyor. Çünkü diyaliz bir süre hastalara yardımcı olsa da böbrek naklinin gerçekleşmesi diyalize oranla ömrü 2,5-3 misli uzatıyor. Hayat kalitesi bundan çok çok daha fazla artıyor” dedi.

Kadavradan organ naklinde Türkiye’nin geri planda kalmasının nedenlerini açıklayan Özgü, “Birçok faktör söz konusu. Bir kere kültürel faktörler ve alışkanlıklar var. Bu konuyla ilgili hastanelerdeki çalışan personelin bu konuya yaklaşımı ve ilgisi de çok önemli. Bunların işlerini nasıl yaptıkları çok önemli. Bölgesel, kültürel, inançsal farklılıklar olsa da biliyoruz ki bu konuda Diyanet İşleri Başkanlığı’nın da organ bağışının dini açıdan bir sakıncası olmadığını söylediği bilgilendirmeleri var” diye konuştu.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın internet sitesinde “Günümüzde kan, doku ve organ nakli, tedavi yolları arasına girmiş bulunmaktadır. O hâlde, bazı şartlara uyulmak kaydıyla, hayatı veya hayati bir uzvu kurtarmak için başka çare olmadığında kan, doku ve organ nakli yolu ile de tedavinin caiz olması gerekir” ifadesi yer alıyor. Din İşleri Yüksek Kurulu'na göre, “dünyadayken organını bağışlayanların eksik organla diriltileceği” şeklindeki anlayış da doğru değil.

“Organ bekleyen hastaların ıstırabını içselleştirmeye davet ediyorum”

Beyin ölümü gerçekleşen kişilerin ailelerine daha duyarlı olmaları çağrısında bulunan Özgü, “Organ bekleyen hastaların ıstırabını içselleştirmelerine, anlamalarına ve bu konuda daha pozitif kararlar almaya davet ediyorum” dedi.

Özgü, canlıdan böbrek nakillerinin de bağışçıların sağlığına olumsuz bir etkisi olmadığını kaydetti.

Özgü, Türkiye’deki sağlık sisteminin ve organ nakli altyapısının her türlü naklin en başarılı şekilde yapılmasını sağladığını da vurguladı.

Türkiye’de 18 yaşından büyük ve akli dengesi yerinde olan herkes organlarını bağışlayabiliyor. Canlı verici olarak yalnızca karaciğer ve böbrek bağışında bulunulabiliyor.

Organ nakli yapan sağlık merkezleri ve hastanelerde, bu konuda çalışan vakıf, dernek gibi kuruluşlarda organ bağışı işlemi yapılabiliyor. Organ bağışı kartını iki tanık huzurunda doldurup imzalamak yeterli oluyor.

Böbrek, pankreas, karaciğer, akciğer, kalp ve ince bağırsak nakillerinin yanı sıra kornea, kemik iliği, tendon, kalp kapağı, deri, kemik, yüz-saçlı deri ve ekstremitelerin de nakli yapılabiliyor.

Forum

XS
SM
MD
LG