Almanya’yı ayağa kaldıran Kassel Bölge Valisi Walter Lübcke'nin öldürülmesi olayıyla bağlantılı göz altına alınan zanlı aşırı sağcı Stephan Ernst, suskunluğunu bozdu ve suçunu kabul etti.
Ernst’in, Lübcke’yi mülteci tartışmalarının doruk noktasına ulaştığı 2016 yılında Başbakan Angela Merkel’in yabancı dostu tavrına destek verdiği ve "Bu ülkenin değerleri var. Bu değerleri benimsemeyen ırkçılar her zaman ülkeyi terk edebilirler. Bu özgürlük, her Alman’ın hakkı" sözlerinden ötürü öldürdüğünü söylediği öğrenildi.
Soruşturma kapsamında zanlının birçok başka siyasetçiyi ölümle tehdit ettiğini kabullendiği de bildirildi. Ernst’in olayı tek başına üstlendiğini açıklayan Federal İçişleri Bakanı Horst Seehofer, "Bu itirafla siyasi olduğu netleşen cinayeti aydınlatma çalışmaları sona ermedi. Bundan sonra ifadesinde söylediği gibi cinayeti tek başına planlayıp planlamadığını ve arkasında bir örgüt olup olmadığını ortaya çıkarmamız gerekiyor" dedi.
Hükümet olarak yabancı ve Yahudi düşmanlığına hoşgörü gösteremeyeceklerini belirten Seehofer, "Toplumla aşırılar arasına bir çizgi çekmemiz gerekiyor" şeklinde konuştu. Bakanın açıklaması, zanlının arkasında başka yardımcıları ile örgüt işi olabileceği şüphesinin sürdüğü şeklinde yorumlandı. Olayın görgü tanıkları, suikasttan sonra olay yerinden iki kişinin uzaklaştığını gördüklerini açıklamıştı.
Stephan Ernst’in, 8’i Türk 10 kişiyi öldüren Neonazi terör örgütü NSU destekçilerinden Benjamin G. ile bağlantısı olduğu ortaya çıkmış, ayrıca Hessen Eyalet Meclisi’nde kurulan NSU Araştırma Komisyonu’nda da ‘militan Neonazi’ olarak adının geçtiği belirlenmişti.
Aşırı sağ terör uzmanları, Ernst’in bir gizli ırkçı yeraltı ağının üyesi olabileceğini öne sürüyorlar. Nitekim Ernst’in tutuklanmasının hemen ardından, ‘Devlet Darbesi Orkestrası’ adlı ırkçı bir grubun imzası olan tehdit mektuplarında, Lübcke’nin ardından çok sayıda başka siyasetçinin de öldürüleceği iddia edildi.
Kassel Valisi Walter Lübcke 2 Haziran’da Hessen Eyaleti’ndeki Wolfhagen-İstha’da evinin terasında kafasına sıkılan tek kurşunla öldürüldü. 45 yaşındaki zanlı ise olay yerinde saptanan DNA tetkikleri neticesinde, geçen hafta yakalandı.
2. Dünya Savaşı sonrasında Almanya’da bir Neonazinin bir siyasetçiye yönelik ilk suikastı olması nedeniyle de dikkat çeken Lübcke’nin katledilmesi olayından sonra gözler yeniden ırkçı şiddet olaylarına yöneldi. Anayasayı Koruma Teşkilatı'nın son raporunda, Almanya'da geçen yıl 24 bin 100 kişinin aşırı sağcı olarak kayda geçtiği, 12 bin 700'ünün 'şiddet eğilimli' olduğu belirtildi. Şiddet içeren aşırı sağcı eylemlerin geçen yıl yüzde 71,4 artış kaydettiği de belirlendi. Raporda 2018'de aşırı sağcı kaynaklı olduğundan şüphelenilen altı cinayetin kayıtlara geçtiği de yer aldı. Bundan kısa bir süre önce açıklama yapan Amadeu Antonio Vakfı 1990'dan bu yana 195 kişinin aşırı sağ teröre kurban gittiği, son yıllarda aşırı sağdaki radikalleşmenin ‘ürkütücü’ bir boyuta ulaştığı bilgisini vermişti.
