Gaziantep/Diyarbakır-Türkiye’de Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) bağlı ilk ve ortaöğretim kurumlarındaki yaklaşık 19 milyon öğrenci ve 1 milyon 200 bin öğretmen, 2022-2023 eğitim öğretim yılına bugün itibarıyla başladı. Öğrenciler ders başı yaparken, öğretmenleri de eğitim sorunlarını dile getirmek için alanlardaydı. Gaziantep Eğitim-Sen üyesi öğretmenler, Öğretmen Meslek Kanunu’na karşı basın açıklaması yaparken, Diyarbakırlı meslektaşları da Kürtçe eğitim çağrısı yaptı.
Gaziantep’teki Yenisu Parkı’nda toplanan öğretmenlerin tepkilerinin odağında Öğretmenlik Meslek Kanunu vardı. Eyleme katılan Eğitim-Sen ile bazı STK ve siyasi parti temsilcileri, tepkilerini basın açıklamasıyla dile getirdi. Açıklamanın ardından VOA Türkçe ’ye konuşan Eğitim-Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Parlakçı, yasanın öğretmenlerin görüşü alınmadan çıkarıldığını vurguladı.
“Bu tasarı sorunları daha da artıracak”
Yasanın öğretmenlerin sorunlarını çözmek yerine daha da arttırdığını belirten Parlakçı, şunları söyledi: “Bu tasarıda öğretmenlerin sorunlarını çözmek yerine sorunlarını daha da arttıracak adımlar atıldı. Paydaşlarla, öğretmenlerle görüşülerek daha kapsamlı bir kanun çıkarılabilirdi. Ama iktidar bundan yana bir tavır sergilemedi. Tüm karşı çıkmalarımıza rağmen bu yasallaştı. Bu yasa ile birlikte, eşit işe eşit ücret ilkesine aykırı bir şekilde öğretmenleri uzman olmalarına rağmen itibarsızlaştırıcı bir şekilde tekrar sınava sokarak bilgilerini ölçecek, öğretmenler arasında çalışma barışını bozacak, velilerin öğretmenlere bakış açısını değiştirecek, ücretli öğretmeni sözleşmeli öğretmen, uzman öğretmen, baş öğretmen, sıradan öğretmen şeklinde bizleri bölen bu yasaya karşıyız. Bu yasanın geri çevrilmesini istiyoruz. Eğitim-Sen’in talebi tüm öğretmenlerin kadrolu bir şekilde ekonomik anlamda ciddi adımlar atarak en azından yoksulluk maaşının üzerinde adımlar atılması gerektiğine inanıyoruz. Bununla ilgili siyasi partiler Anayasa Mahkemesine bizler de Danıştay’a dava açtık.’’
Diyarbakır’da Kürtçe eğitim talebi
Eğitim-Sen üyesi öğretmenler Diyarbakır’da da alanlardaydı. Öğretmenler, meslektaşlarıyla ortak sorunlarıyla birlikte, Kürtçe eğitim talebini de gündeme getirdi. Ellerinde Türkçe ve Kürtçe dövizlerle Milli Eğitim Müdürlüğü önünde toplanan Eğitim-Sen üyeleri adına konuşan 2 Nolu Şube Örgütlenme Sekreteri Fesih Zirek, kentteki öğrencilerin çoğunun Kürt olmasına rağmen kendi dillerinde eğitim alamadığını söyledi. Anadilinde eğitim alamayan öğrencilerin eğitimden geri kaldığını savunan Zirek, “Öznel olarak elimizdeki verilere göre ilimizde yaşayan öğrencilerin yüzde 90'dan fazlası Kürt olmasına rağmen, bu çocuklar Kurmanci ya da kendi lehçelerinin hiçbirinde eğitim alamamaktadır. Sosyal ve bilimsel araştırmalar net olarak ortaya koymaktadır ki kendi ana dilinde eğitim alamayan çocuklar, ruhsal, duygusal sosyal sorunları had safhada yaşadığı gibi, akademik olarak da her zaman bir adım geride bulunmaktadır” dedi. Zirek, konuşmasının sonunda “Ülkede yaşayan tüm çocukların anaokulundan üniversiteye kadar kendi anadilinde eğitimin hakkının sağlanmasını istiyoruz” talebini dile getirdi. Açıklamaya katılanlar bir süre Kürtçe slogan attıktan sonra dağıldı.
“Kürtçe eğitim dili ve resmi dil olsun”
Eğitim yılının ilk gününde Kürtçe ile ilgili bir talep de, Kürt Dil Platformu, Dil ve Kültür Ağı ile Kürt partilerinden geldi. Koşuyolu Parkı’nda toplanan gruplar, taleplerini Kürtçe ve Zazaca pankartlar ve sloganlarla dile getirdi. Açıklamadan sonra VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan katılımcılar, Kürtçe’nin resmi ve eğitim dili olmasını istedi.
Kürt Dil Platformu Sözcüsü Şerefhan Ciziri, Kürtçe öğretmen atamalarına dikkat çekti. Yılda 3 öğretmen atanmasına tepki gösteren Ciziri şunları söyledi; “Eğer Kürtler’in gerçekten Kürtçe eğitim hakkı olsaydı, en azından 100 bin öğretmenin atanmas gerekiyordu. Ama görüyoruz; 70- 80 en fazla 100 atama yapılmış. Bunu geçmiyor. Yılda bir ya da iki, o da Zazaca ve Kürtçe olarak atanıyor. Öyle görünüyor ki devlet bu alanda Kürtçe önüne engeller koyuyor.”
Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK) MYK Üyesi Vahit Aba ise Kürtler’in kendi diliyle eğitim alması gerektiğini savunarak, “Biz artık yeter diyoruz. Kürtler artık kendi diliyle eğitim alsın. Türkiye bu asimilasyoncu ve dili eriten politikasından vazgeçsin” şeklinde konuştu.
Dil ve Kültür Platformu adına konuşan Mine Karakaş da, kreşten üniversiteye kadar Kürtçe eğitim verilmesi çağrısı yaparak, “Biz Kürtçe'nin resmi dil olmasını istiyoruz aynı zamanda eğitim dili olmasını istiyoruz. İlköğretimden üniversiteye kadar hatta kreşten üniversiteye kadar bu eğitim aralıksız olarak verilmelidir” dedi.
Ortaokul ve liselerde okutulacak seçmeli dersleri belirleme sürecinin 7 Şubat’ta sona ermesinin ardından, Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre; 2022-2023 eğittim öğretim yılı için ortaokullarda aralarında Adigece, Abazaca, Kirmance, Zazaca, Lazca, Gürcüce, Boşnakça, Arnavutça'nın da bulunduğu yaşayan diller ve lehçeler seçmeli dersini 24 bin 368 öğrenci seçti. Bu verilere göre, aralarında Kürtçe’nin iki lehçesinin de bulunduğu anadilde eğitim seçenlerin oranı, önceki yıla oranla yaklaşık yüzde 6 arttı. Ancak Kürtçe için sadece üç öğretmenin atanması da eğitim camiasında tepkiye neden olmuştu.