Yaklaşık bir yıl önce, 16 Mart’ta Corona virüsü salgınıyla mücadele önlemleri kapsamında okullarda yüz yüze eğitime ara verildi. 2020-2021 eğitim-öğretim yılında bazı sınıflarda seyreltilmiş şekilde yüz yüze eğitim kararı alınsa da okul servislerinin büyük bir kısmı neredeyse bir yıldır çalışmıyor.
İzmir Otobüs ve Servis Araçları Esnaf Odası Başkanı Hasan Basri Bostancı’nın VOA Türkçe’ye verdiği bilgiye göre, Türkiye genelinde 500 bine yakın servis aracı var. Bunların yaklaşık 300 bini okul servis taşımacılığı yapıyor.
“İki tane arabamı sattım”
İzmir’de 20 yıldır servisçilik yapan Erol Güler de onlardan biri. Güler, bu süreçte yaşadıklarını VOA Türkçe’ye şöyle anlattı: “16 Mart’tan sonra yaklaşık üç ay marş basmadık. Dördüncü ayda ihtiyaçlarımı karşılayabilmek, borçlarımı ödeyebilmek için iki tane arabamı sattım. Ayakta durabilmek için oğlumun dahi arabasını sattım.”
Araçların zorunlu trafik sigortaları, kasko sigortaları, trafiğe çıkabilmeleri için zorunlu olan yıllık fenni muayeneleri, motorlu taşıt vergileri, araç sahiplerinin ve şoförlerin sosyal sigorta ödemeleri gibi ciddi harcamaları olduğunu hatırlatan Güler, “Hiçbir gelirimiz yok. Bizim devletten talebimiz ya hibe kredisi verilmesi ya da borçlarımızın sıfır faizle ötelenmesi. Başka türlü yaşama şansımız yok” dedi.
Bazı sınıflarda haftada iki gün yüz yüze eğitime geçilmesinin de servisçilere bir faydası olmadığını belirten Güler, “Velilerle görüşüyoruz. Arayıp fiyat soruyorlar. Haftada iki gün için 100 lira, 125 lira istediğimiz zaman ‘çok para’ diyorlar. Geçen sene 200 lira, 250 lira gibi istiyordum. Bu sene yarı parasını istediğimiz halde veliler ‘iki gün ben kendim getirir, götürürüm’ diyor. Okullar ya komple açılsın veyahut komple kapatılsın. Biz de başka işler arayalım. Bu şekilde geçimimiz olmuyor çünkü” diye konuştu.
“Çalışmadığımız için para kazanamıyoruz”
Bir başka servisçi, Ethem Ateş de evli ve üç çocuk babası olduğunu belirterek, “Çalışmadığımız için para kazanamıyoruz. Geçimimizi eşten, dosttan, kayınvalideden, kayınpederden aldığımız yardımlarla sağlıyoruz” dedi.
VOA Türkçe’ye konuşan Ateş, “Yataktan kalktığımız andan itibaren belli bir masrafımız var. Taksimetreyi açar gibi. Sigortalarımız, vizelerimiz, diğer masraflarımız…Bu şekilde nereye kadar gideceğimizi bilmiyoruz. Ama çok mağduruz. Okulların açılış tarihi de belli değil. Temennimiz bir an önce bu hastalığın bitmesi ve çalışmaya geri dönmemiz. Bütün isteğimiz bu.”
İzmir Otobüs ve Servis Araçları Esnaf Odası Başkanı Hasan Basri Bostancı da bu eğitim yılı sonuna kadar fazla bir umutları olmadığını belirterek, “1,5 yıldır işsiz ve güçsüzüz. Şu anda evlerin önünde bekleyen servis araçlarının altında ot bitti. Keşke iş olsa da gidip çalışsak” ifadesini kullandı.
Kademeli açılma talep yaratmadı
VOA Türkçe’nin sorularını cevaplayan Bostancı, yaşanan sıkıntıları, “Arkadaşlarımızın bir kısmı araçlarını satmak zorunda kaldı. Esnafımız araçlarını kapattıktan sonra kimi tamirci çırağı oldu, kimi kahvelere gitti, kahveler kapanınca pazarlara çıktılar, işportacılık yapıyorlar. Elinden iş gelenler marangoz oldu. Kimi hayatını idame ettirebilmek için köyüne, anne, babasının yanına gitti” diye anlattı.
Anaokulları, ilkokullar, 8’inci ve 12’nci sınıflarda haftada iki gün eğitime başlanmasının da kendileri açısından bir değişiklik yaratmadığını vurgulayan Bostancı, “Biz de bir beklenti içindeydik. Fakat maalesef istediğimiz gibi bir geriye dönüş olmadı. Yaklaşık yüzde 5’lik bir hareket getirdi. Bu konuda
da umduğumuzu bulamadık. İnsanlar da haklı. Onlara saygı duyuyoruz. Velilerimizin bir kısmı çocuğunu okula göndermiyor. Bir kısmı kendisi getirip götürüyor. Araçların yüzde 95’i gene boşta ve iş bekliyor” ifadelerini kullandı.
Destekler yetersiz
Devletin sağladığı imkanlar için “Allah razı olsun devletten. Teşekkür ediyoruz. Ama bunların yeterli olmadığını söylüyoruz” diyen Bostancı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Mesela devlet vergi barışı çıkarttı. Ama biz zaten çalışırken, ticari faaliyet gösterirken vergilerimizi ödeyememişiz. Bir yıldan beri çalışamıyoruz. Şimdi nasıl ödeyeceğiz? Bunun muhakkak uzatılması ve ötelenmesi lazım. Bununla beraber, esnaf biraz kendine gelebilsin diye, dedik ki devletimize ‘bize bir 50 bin lira hibe kredi verin.’ Eğer 50 bin lira hibe vermek mümkün değilse, bize 50 bin lira kredi verin, bu 5 yıl vadeli olsun, en azından bir yıl, iki yıl ödemesiz olsun ve faizsiz olsun.”
“Servislere yolcu taşıma izni verilsin”
Zorunlu fenni muayenelerin her yıl yerine iki yılda bir yapılması, araç sigortalarının yıllık bazda değil, çalışılan gün bazında düzenlenmesi gibi talepleri dile getiren Bostancı, korsan taşımacılık yapan araçlarla ilgili şikayetlerinin de değerlendirilmediğini belirtti: “Bu pandemi sürecinde bütün araçlarımız işsiz, boşta, altına ot bağlamış şekilde kenarda yatıyorken korsan tabir ettiğimiz araçlarla ilgili verdiğimiz ihbarlar değerlendirilmiyor, bu araçlar üzerinde ciddi bir denetim yapılmıyor. Buradan yetkililere sesleniyoruz. Lütfen, korsan bu emek hırsızları, ekmek hırsızlarına müsaade etmesinler. Korsana dur desinler.”
Bostancı’nın bir başka talebi de trafiğin yoğun olduğu saatlerde servis araçlarına belirlenecek güzergahlarda yolcu taşıma izni verilmesi. Ayrıca filyasyon ekiplerinin de servis plakalı araçları kullanmasının kendileri açısından rahatlatıcı bir adım olacağını söyledi. Bostancı, “Küçük esnaf ekonominin omurgası, lokomotifi. Eğer biz çalışırsak sanayi de çalışacak, yan sanayi de çalışacak. Dolayısıyla hepimiz aynı gemideyiz. Esnafı ayakta tutarsak bundan Türkiye kazanır” dedi.