Cumhuriyet tarihin en büyük sivil katliamının üzerinden dört günden fazla bir süre geçmesine rağmen Türkiye, Ankara’daki bombalı saldırıyı hangi örgütün düzenlediğini net olarak ortaya çıkarabilmiş değil. Başbakan Ahmet Davutoğlu, bugün yaptığı açıklamada hem IŞİD’in hem de PKK’nın etkin rol oynamış olma ihtimallerinin yüksek olduğunu yineledi.
Ankara Emniyet Müdürü ile istihbarat ve güvenlik şube müdürlerinin açığa alındığını ifade eden Davutoğlu, ‘‘Saldırganların DNA testleri konusunda önemli bulgulara ulaşıldı. Özellikle bir saldırganla ilgili detaylı araştırma devam ediyor. Ayrıca saldırıyla ilgili başka diğer bazı irtibatlar konusunda da soruşturma derinleştiriliyor," dedi.
Emniyet, Dokumacılar Grubu üzerinde duruyor
Emniyet kaynakları ise saldırıyla ilgili olarak daha çok IŞİD’in üzerinde durulduğunu belirtiyor. En büyük şüpheli ise Adıyaman merkezli Dokumacılar Grubu.
Dokumacılar Grubu üyesi olan Şeyh Abdurrahman Alagöz, 20 Temmuz 2015’te Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde düzenlenen ve 34 kişinin ölümüyle sonuçlanan bombalı saldırının ‘canlı bomba’sıydı.
Emniyet Müdürlüğü, Dokumacılar Grubu’na üye 21 kişinin potansiyel canlı bomba olduğunu belirtiyor. 21 kişiden 18’i Adıyamanlı, diğer üç kişi ise yabancı uyruklu.
Diyarbakır ve Suruç’tan sonra Ankara’yı da Dokumacılar mı yaptı?
Emniyet’in Ankara saldırısıyla ilgili şüphelerini üzerinde topladığı iki isim ise Şeyh Abdurrahman Alagöz’ün ağabeyi Yunus Emre Alagöz ve Ömer Deniz Dündar. Ankara Emniyeti, bombalamanın gerçekleştiği alandan topladığı doku örneklerini bu ailelerden aldıkları örneklerle karşılaştırıyor.
Radikal gazetesinden İdris Emen, uzun zamandır Dokumacılar olarak adlandırılan grubun da aralarında bulunduğu radikal eğilimli Adıyamanlıları yakından takip ediyor.
İdris Emen: Dokumacılar grubunun temeli 2013’te atıldı
Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan İdris Emen,Dokumacılar olarak adlandırılan temellerinin 2013 yılında Adıyaman’ın kenar mahallelerinde atıldığını söyledi. ‘‘2013 yılında çocukları için kayıp başvurusu yapan dört aileyle görüştüm. Hepsinin de çocukları Suriye’ye gitmişti. Sonrasında bu gençlerin Adıyaman’da İslam adlı kafede buluştuğu ortaya çıktı. Mustafa Dokumacı adlı kişiyle takılıyorlardı. Grubun adı o kişinin soyadından geliyor. Daha sonra Suriye’ye çok sayıda Adıyamanlı genç gitti. Hizbullah’a da giden oldu, Nusra’ya da katılan da. Ama önce Diyarbakır’daki HDP’ye yapılan bombalama eyleminin failinin Dokumacılar grubundan Orhan Gönder olduğu açıklandı. Bu kişinin tutuklanmasının ardından Suruç’taki saldırıyı da yine aynı gruptan Şeyh Abdurrahman Alagöz gerçekleştirdi. Ankara’daki saldırıyı gerçekleştirenlerden biri Alagöz’ün ağabeyi diğeri sözü edilen Ömer Deniz ise aynı grubun bu üçüncü eylem olmuş olacak.’’
Yayın yasağı ve gizlilik kararı örgüt üzerinde bilgi sahibi olmayı zorlaştırıyor
İdris Emen, Diyarbakır ve Suruç saldırılarıyla ilgili dosyalar üzerinde gizlilik kararı olduğunun altını çiziyor. Cumartesi günü düzenlenen Ankara saldırısının soruşturması üzerinde de hem gizlilik kararı hem de yayın yasağı bulunuyor.
Radikal muhabiri, tüm bu nedenlerden Dokumacılar grubu hakkında bilgi sahibi olmanın zor olduğunu belirtiyor: ‘‘Bunlar bağımsız grup mu yoksa IŞİD’e mi bağlı? Ben kesin bir yorum yapmıyorum. Bildiğimiz şeyler aileleri bu çocuklarla ilgili Emniyet’e kayıp başvurusunda bulundular. Emniyet daha sonra bu kişilerin terör nitelikli kayıp şahıs olarak arandı. Diyarbakır saldırısı öncesi bunlara soruşturma açıldı. Orhan Gönder, Diyarbakır saldırısı öncesi rutin bir polis kontrolünde yakalandı ama serbest bırakıldı. Adalet Bakanlığı ağabeyinin ismi çıktı dedi. Sonrasında serbest bırakan polisler hakkında soruşturma açıldı.’’
Emen, yalnız Dokumacılar grubu değil Adıyaman’dan IŞİD ve Nusra gibi radikal selefi örgütlere katılan gençlerin 18-25 yaş aralığında olduğunu, katılımların ise bıraktıkları toplu mektuplardan anlaşıldığını söylüyor.