Corona virüsü salgını nedeniyle 16 Mart 2020 tarihinden bu yana kapalı olan üniversitelerin eğitimlerine uzaktan eğitim yoluyla devam etmesi, üniversite öğrencilerine hizmet sağlayan özel yurtların da olumsuz yönde etkilenmesine neden oldu. Tüm Yurt İşverenleri Sendikası (TÜYİSEN) Yönetim Kurulu Üyesi Funda Gökgöl, sendikaya üye olan 526 öğrenci yurdundan 254’ünün sektörden çekildiğine vurgu yaptı. Özel yurtların artık kapılarına kilit vurma noktasına geldiklerini ifade eden işletmeciler ise hükümetten destek beklediklerini söyledi.
“Giderler aynen devam ediyor ama hiç gelirimiz yok”
6 yıldır yurt işletmeciliği yapan Esra Bayraktar, pandemi sürecinde yurtların ayakta kalmasının çok zor olduğunu ifade etti. Bayraktar, “Devam eden giderlere karşı gelirimiz sıfır. Gelirimizin sıfır olmasının yanında kaydını iptal eden öğrencilerimize de ücret iadesi yaptık. Eylül ayı için kayıt almıştık ama öğrencilerimiz okullar açılmadığı için kayıtlarını dondurdular. Şimdi bahar dönemi için kayıt aldık ama o da açılacak gibi durmuyor. Yurdumuz boş, yaklaşık bir yıldır kazancımız yok” dedi.
“Kiralar çok yüksek, destek yetersiz”
Bazı yurt işletmecilerinin 1.750 TL destek aldığını belirten Bayraktar, yurt kiralarının en az 20 bin TL olduğuna dikkat çekerek yapılan yardımın yetersizliğine vurgu yaptı. Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yeni destekler, ertelemeli krediler bekliyoruz. Yüzde 8 olan KDV’nin yüzde 1’e düşürülmesini talep ediyoruz. Çünkü yurtlarımız açıldığı zaman öğrencilerimize daha uygun fiyat sunabilmemiz adına KDV indiriminin özel yurtlara da sağlanmasını istiyoruz.”
“Kısa çalışma ödeneği bittikten sonra kapanan yurtlar olacak”
Yurt personellerinin maaşlarının şu anda kısa çalışma ödeneğinden faydalanılarak ödendiğine dikkat çeken Bayraktar, “Kısa çalışma ödeneği bittikten sonra ayakta duramayıp kapanan yurtlar olacaktır. Düşünün ki bir işletme, bir yıldır hiç kazanç sağlamıyor fakat kirasını ödemeye devam ediyor. Durumumuz çok zor” şeklinde konuştu.
“Sektör yok olma tehlikesiyle karşı karşıya”
Bahar döneminde üniversitelerin açılmasına ihtimal vermediklerini kaydeden Bayraktar, umutlarının Eylül dönemine kaldığını, aksi halde sektörün yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirtti.
Bayraktar, “1. dönem de aynı şey söylenmişti, açılmadı. İkinci dönemden yani bahar döneminden de çok ümidimiz yok açıkçası. Şimdi Eylül ayını düşünüyoruz. Çünkü bir yaz tatili dönemi geçecek. Herkes memleketine gidecek, tatil yapacak. Herkes döndüğünde Eylül vaka sayıları artarsa ve bu sefer de üniversiteler açılmazsa ne olur diye düşünüyoruz. Böyle olursa bir sektörün yok olması anlamına gelir. Korkumuz şu ki; öğrencilerimiz üniversitelerine döndüğünde kendilerine barınma imkanı sağlayacak özel yurt bulmakta zorlanacaklar” dedi.
“İşletmeciler yurtlarını ayakta tutmak için evlerini, arabalarını satıyor”
VOA Türkçe’ye konuşan TÜYİSEN Yönetim Kurulu üyesi Funda Gökgöl de yurt işletmecilerinin yüzde 70’inin kiracı olduğuna dikkat çekti. “Mülk sahipleri birçok yurda kiralar ödenmediği için içindeki eşyalarla birlikte el koyuyor” ifadesini kullanan Gökgöl, sözlerine şöyle devam etti:
“Sendikamıza üye olan 526 yurdumuz var. Geçen haftaki verilere göre 254’ü bu sektörden çekildi. Dile kolay geliyor ama her birinin çok büyük yatırımlar olduğunu düşündüğümüzde bunlar ciddi rakamlar. İnsanlar işletmelerini ayakta tutabilmek için evlerini, arabalarını satıyorlar. Biz elma, armut satmıyoruz. Öğrenci ile uğraşmak apayrı bir dünya. Kendi yurt işletmemde üç yıldır hatta bu yıl mezun vereceğim öğrencilerim var. Dört yılım onlarla birlikte geçmiş. Çocuklarıma bugün 'Kusura bakmayın, ben artık bu işi yapmıyorum, ne haliniz varsa görün, nerede kalacaksınız kalın' diyemem. Buna dilim müsaade etmez. Bunun için, işletmelerimizi ayakta tutabilmek adına varımızı yoğumuzu ortaya koyuyoruz.”
Kredi kullanan birçok işletmenin şu an geliri olmaması sebebiyle borç altında ezildiğini kaydeden Gökgöl, bağlı oldukları Gençlik ve Spor Bakanlığı’yla konu hakkında görüşmek istediklerini dile getirdi.
Gökgöl, “Gençlik ve Spor Bakanımıza ulaşmaya çalışıyoruz ama maalesef pandemi süreci zor bir süreç. Kendisi ile bir görüşme imkanımız henüz olmadı. Bu anlamda ciddi üzüntü duyuyoruz. Maliye bakanı ile de görüşmemiz gerekiyor. Çünkü sadece bizim söylememizle değil, planlı bir şekilde bu durumun projelendirilmesi gerekiyor. Bugüne kadar restoran, kafe, otel işletmelerine yani konaklama sektörüne ciddi anlamda yardımlarda bulunuldu. Biz ise bunun ucundan faydalandık. Örneğin, bazı işletmeci arkadaşlarımız en başta verilen KGF kredisinden faydalandı. Fakat şimdi onların da ödeme zamanı geldi. Geliri olmayan insanlar bunun ödeme yükü altında eziliyor. Cumhurbaşkanı, ciro kaybı olan işletmeler için hibe kredisi verileceğini açıklamıştı. Bu ödeneğin öncelikle yurt işletmelerine verilmesi gerekiyor” dedi.