Almanya’da 2000-2007 yılları arasında 8’i Türkiye kökenli 10 kişiyi öldürmek, 2 bombalı saldırı ve 15 banka soygunuyla suçlanan ırkçı terör örgütü NSU üyelerinin yargılandığı davada karar açıklandı. Alman basını tarafından ‘yüzyılın davası’ olarak tanımlanan davada, mahkeme Başkanı Manfred Götzl, NSU üyesi baş sanık Beate Zschaepe’nin, 10 kişinin öldürülmesine karışması ve terör örgütü üyesi olması nedeniyle ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırıldığını duyurdu.
Savcılık Zschaepe hakkında ömür boyu hapis ve ardından hayat boyu güvenlik hapsi istemişti. Alman Ceza Yasası’nın öngördüğü en ağır cezalardan olan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası, hükümlünün en az 15 yıl cezaevinde kalması anlamına geliyor. Mahkum, 15 yıl hapis yattıktan sonra şartlı serbest kalması için mahkemeye başvuru hakkına sahip. Ancak Zschaepe ‘ağırlaştırılmış ömür boyu hapis’ cezası aldığından dolayı, hukuk uzmanları başvurusunun ilk aşamada reddedileceğinden söylüyor.
Şu anda 43 yaşında olan Zschaepe, her iki yılda bir yeniden başvuru hakkına sahip. Benzer vakalarda mahkumların ortalama 22 yıl sonra serbest bırakıldıkları biliniyor. Savcılığın istediği gibi, Zschaepe’ye ömür boyu hapis ve ardından hayat boyu güvenlik hapsi verilmiş olsaydı, mahkum ömrünün sonuna kadar serbest kalamayacaktı.
NSU davasının diğer dört sanığı ise savcılığın istediği cezalardan çok daha hafif cezalar aldı. Cinayetlerde kullanılan Ceska 83 tipi silahı tedarik eden ve iki numaralı sanık Ralf Wohlleben’e dokuz cinayete yardım suçundan 10 yıl hapis cezası verildi. Savcılık 12 yıl hapis talep ediyordu. Altı yıldır tutuklu bulunan Wohlleben’in, cezasının üçte ikisini yattıktan sonra yani bir yıl sonra şartlı serbest bırakılması söz konusu.
Davanın üçüncü sanığı Andre Eminger’e, cinayetlerin işlenmesine yardımcı olduğu için 2 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Savcılık, Eminger için en az 10 yıl hapis cezası talep etmişti. Dördüncü sanık Holger Gerlach da terör örgütüne destekten suçlu bulundu ve 3 yıl hapis cezası aldı. Davanın tek itirafçısı Carsten Schultze’ye ise 3 yıl gençlik çezası verildi. Öte yandan sanıkların avukatları verilen kararları kabul etmediklerini ve temyize gideceklerini duyurdular.
Bu arada Zschaepe’nin karar açıklanmadan tavırları mahkemeyi izleyenleri rahatsız etti. Salona elinde çantasıyla gülerek giren Zschaepe, avukatlarıyla neşeli bir hava içinde sohbet etti ve kameralara bakarak da poz verdi. Zschaepe beş yıl önce dava görülmeye başlandığı gün de bir suçlu gibi değil, gülerek mahkeme önüne çıkmıştı. Zschaepe’nin bu tavrı, duruşmayı izleyen NSU kurbanlarının aileleri ve avukatlarını çok rahatsız etmişti.
NSU davası sona ererken, Türk örgütlerinin temsilcileri ve çok sayıda Alman siyasetçi, davada önemli soruların aydınlatılmadığını savunarak, özellikle elde pek çok delil olmasına rağmen istihbarat örgütleriyle NSU arasındaki bağlantılar iddialarının yeteri kadar üzerine gidilmemesini eleştirdiler.
Cinayetler konusunda önemli bilgilere sahip oldukları ve itirafçı olacakları tahmin edilen altı tanık da dava sürecinde şüpheli şekilde ölmüştü.
NSU davasında müdahil avukat Aziz Sarıyar, istihbarat örgütlerinin cinayetlerdeki rolü ve NSU üyelerinin neden yıllarca yakalanmadığı gibi soruların bundan sonra da cevapsız kalacağına inandığını belirtiyor.
İstihbarat NSU ile ilgili elinde bulunan dosyaları 120 yıl boyunca gizli tutma kararı almıştı.