17 Aralık 2016’da Berlin’deki Noel Pazarı'na tırla girerek 12 kişiyi öldüren Tunus asıllı Anis Amri ve yakın ilişki içinde olduğu anlaşılan Bilal Ben Ammar’la ilgili ortaya çıkan yeni belgeler Federal Hükümet’i zor durumda bıraktı. Focus dergisinin güvenlik makamlarına dayandırdığı ve Almanya’da büyük yankı uyandıran belgelerde, Fas istihbaratına çalışan Tunus vatandaşı Ammar’ın, Amri’nin saldırısıyla bağlantısının örtbas edilmesi için olaydan 9 gün sonra Almanya’dan sınır dışı edildiği öne sürülmüştü. İddialarda, Fas istihbaratının Alman meslektaşlarını arıyarak, Berlin’de bir terör saldırısı olacağı yönünde uyardığı da yer almıştı. Basından ve muhalefet partilerinden gelen sert eleştiriler üzerine acil bir basın toplantısı düzenleyen Federal İçişleri Bakanı Horst Seehofer, istihbarat yetkililerin Ammar’ın Amri’yle bağlantısı konusunda o dönemde bir bilgi sahibi olmadığını, ancak "tehlikeli radikal İslamcı" olarak sınıflandırıldığı için sınırdışı edildiğini söyledi. Ammar’ın şu anda nerede olduğunun bilinmediğini belirten Seehofer, ilgili istihbarat yetkililerinin Ammar’ın yerinin tespit edilmesi için girişimde bulunacağını da açıkladı. Seehofer, Ammar’ın Fas istihbaratının ajanı olduğu şeklindeki iddialar konusunda da bilgi sahibi olmadığını söyledi.
Muhalefet olay yeri görüntülerinin paylaşılmasını istiyor
Federal Meclis’teki muhalefet partileri, saldırıya ait tüm görüntülerin ve resimlerin meclisteki yetkili komisyon üyeleriyle paylaşılmasını talep etti. Focus dergisi, şimdiye dek gizli tutulan ve Noel pazarının bulunduğu alanda saldırı sonrasında yaşananları belgeleyen bir güvenlik kamerasındaki görüntülerde, Amri’nin eylem sonrasında kamyondan inip, kaçmaya çalıştığı anda, Ben Ammar’ın da olay yerinde bulunduğunu ve elindeki bir kalın kalasla Amri’yi durdurmaya çalışan birine vurduğunun görüldüğünü iddia etmişti. Focus’a göre, söz konusu filmde, Ban Ammar’ın saldırıdan iki saat sonra, yani Amri izini kaybettirdikten sonra, olay yerine geri döndüğü ve elindeki fotoğraf makinasıyla saldırı yerine yakın resim çektiği de görülüyor.
Fransa’da 84 kişinin öldüğü saldırıyla bağlantısı
Bu arada Ben Ammar’ın 14 Temmuz 2016’da Fransa'nın sahil kenti Nice'te düzenlenen ve en az 84 kişinin ölümüne yol açan terör saldırısıyla da bağlantılı olabileceği yönünde bilgilere ulaşıldı. Saldırıda, Bastille Günü kutlamaları sırasında Tunus asıllı bir IŞİD militanının kullandığı bir kamyon kutlama yapan kalabalığın içine dalmış, saldırgan kamyonla 2 kilometre boyunca kalabalık içerisinde ilerleyip, önüne geleni ezmişti. ARD televizyonunun eline geçen bir belgeye göre, Ammar’ın olaydan bir hafta önce, 7 Temmuz’da Berlin’den Nice kentine uçtuğu ve havalimanında sahte bir pasaport kullandığı tespit edildi. İstihbarat uzmanları, Ammar’ın saldırıyı düzenleyen kişiyle bir araya gelmiş ve saldırının planının konuşmuş olabileceğinden yola çıkıyor. Daha önce ulaşılan belgelerde, Berlin’deki radikal Selefi çevrelerle ilişkisi olan Ammar’ın, en az üç kez Paris’e giderek, oradaki IŞİD yanlıları ile bir araya geldiği ortaya çıkmıştı.
11 Eylül’ün kilit ismine Alman cezaevinde ödenen 7 bin Euro
Öte yandan 11 Eylül saldırılarının kilit isimlerinden ve bundan bir süre önce sınırdışı edilerek, ülkesi Fas’a gönderilen Münir El Mutassadık’a, Almanya’dan ayrılmadan son olarak kaldığı cezaevi yönetimden 7 bin Euro para aldığı ortaya çıktı. El Mutassadık, 11 Eylül’den kısa bir süre sonra, saldırılarını düzenleyen intihar pilotlarının içinde bulunduğu El Kaide’nin ‘Hamburg hücresi’ ile ilişkisi ispatlanarak, pilotlara yataklık ettiği ve Florida’daki uçuş okullarının parasını ödediği gerekçesiyle 15 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. 11 Eylül saldırılarıyla doğrudan bağlantısı olduğu gerekçesiyle dünya çapında suçlu bulunan ilk kişi olan El Mutassadık, Hamburg’da 15 yıl hapis yattıktan sonra, geçen ekim ayında bir daha Almanya’ya geri dönmemesi şartıyla serbest bırakılarak, Fas’a gönderilmişti. Cezaevinde bulunduğu sürede çalışan El Mutassadık’ın, yevmiyelerini harcamayarak biriktirdiği ve hapisten ayrılırken 7 bin Euroyu cezaevi yönetiminden aldığının anlaşılmasından sonra, Hamburg Başsavcılığı cezaevi yönetimi hakkında soruşturma başlattı. El Mutassadık’ın El Kaide bağlantısının ispatlandığını, Birleşmiş Milletler’in terör listesinde yer alan örgütün ve örgütle bağlantılı kişilerin 2002 yılından bu yana tüm banka hesaplarının ve mali kaynaklarının dondurulduğunu belirten bir savcılık yetkilisi, El Mutassadık’a para ödenmesinin yasalara aykırı olduğunu açıkladı. Olay ‘anlaşılması zor bir ihmal’ olarak tanımlanırken, El Mutassadık’ın söz konusu parayı ne yaptığı ise bilinmiyor. Hakkındaki suçlamaları son ana kadar kabul etmeyen El Mutassadık’ın, Fas’a döndükten sonra önce Marakeş’te akrabalarının yanına yerleştiği, daha sonra ülkenin başkenti Rabat’a taşındığı tahmin ediliyor.